Eylül Esintisi - 21 ARALIK TARİHİNİN ÖNEMİ

21 ARALIK TARİHİNİN ÖNEMİ

Astronomik açıdan 21 Aralık tarihi kuzey yarımkürede kış gündönümü (soltice) dür. Bu tarihte Güneş Oğlak burcuna geçer ve kış mevsimi başlar. 21 Aralıkta yılın en kısa günü ve en uzun gecesi yaşanır. Bu tarihten itibaren artık günler uzamaya, geceler ise kısalmaya başlar. Ancak gün ışığının karanlığı yakalaması 21 Mart'ı bulur. Böylece yılın ilk gün ve gece eşitliği yaşanır. Bu tarihten itibaren de zafer artık gün ışığındır. Aydınlık ile karanlığın bu sürekli çekişmesi ve üstünlüğün sırasıyla birinden diğerine geçmesi her yıl tekrarlanan bir mevsimsel döngüdür. Peki, 21 Aralık tarihini bu kadar önemli kılan şey nedir? Ne olmaktadır bu tarihte? Olan şudur; 23 Eylül'den itibaren zayıflamaya başlayan gün ışığı 21 Aralık gelip çattığında bir ölüm-kalım savaşı verir. Yerküremizde yaşam gün ışığına bağlı olduğundan, gün ışığının ölümü demek yaşamın da sonu demektir. Gün ışığı esir düştüğü gecenin koyu karanlığında can çekişirken bir anda karanlığı delip mucizevi bir şekilde yeniden doğar. Esasında bu yeniden doğan gün ışığının ana kaynağı  Güneştir. Bu bir "Kış Güneşi" olduğundan henüz cılızdır ve yeryüzündeki yaşamı yeniden diriltip canlandırabilmesi için karanlığa karşı güç kazanması gerekmektedir (*)

Şu kesindir eğer Güneş yoksa yeryüzünde bilinen anlamda bir yaşam da yoktur. İşte eski uygarlıklar bu gerçeğin bilincinde olduklarından bu günü kutsamışlardır. Kadim Türkler Güneş'in bu ölümden dönüşüne "Yeniden Doğuş Bayramı" adını vermiştir. 21 Aralık tarihinde "Akçam ağacı" altında toplanıp, Güneşin yeniden doğuşunu dualar, dilekler ve Tanrı Ülgen'e hediyeler sunarak büyük şenliklerle kutlamışlardır. Atatürk Türkiye'sinin yetiştirdiği çok kıymetli bir Sümerolog olan Muazzez İlmiye Çığ, yılbaşında "çam ağacı süsleme" geleneğinin Türklere ait olduğunu ve Hunların Avrupa'ya geçişinden sonra bu geleneğin Hıristiyanlar tarafından benimsendiğini dile getirir. Türklerin Müslümanlığı kabul etmesi sonrasında bu güzel eski geleneğin unutularak, tamamen bir Hıristiyan geleneğiymiş gibi dışlandığını belirtir.

Bir doğa mucizesi olan 21 Aralık tarihine günümüzde tamamen dinsel bir anlam yüklendiği doğrudur. Hıristiyanlık dini bu astronomik tarihi İsa'nın doğumu ile özdeşleştirip Noel (Chirstmas) bayramı olarak kutlamaktadır, yani yeni doğan güneşin yerine İsa'yı yerleştirmiştir. Hıristiyanlık dininin kendine mal ettiği bu tarihi, İslam dini dışlayarak, kutlamayı reddetmektedir. Oysa 21 Aralık'ın ne İsa ne de Musa ile bir ilgisi yoktur sadece doğa ile ilgisi vardır. Bu nedenle 21 Aralık tarihi gerçek anlamını tek kutsal kitabı "Doğa" olan Kadim Türkler'de bulur. Kadim Türklerde doğaya hürmet etmek, şükür etmek ve korumak temel ilkedir. Atalarımız doğada var olan her şeyin bir ruhu olduğuna inandığından, bu ruhları incitip küstürmemeye çok önem vermişlerdir. Doğa kutsal olduğu için tahrip ve talan edilmez, hiç bir doğal kaynak israf edilmez, ihtiyaç fazlası bitki toplanmaz ve ihtiyaç fazlası hayvan kesilip yenmez. Ayrıca hayvan öldürülmeden önce mutlaka izni alınır ve ritüeli yapılır. Doğadaki her şey sadece hayatta kalmalarına yetecek ölçüde itinayla kullanılır. Ne yazık ki Türkler, Müslümanlığa geçtikten sonra eski törelerinden uzaklaşarak, doğaya zarar vermeden yaşama kanununu çiğnemişlerdir. Dahası atalarının geleneği olan bu doğa bayramını sırf bağlı olduğu din izin vermiyor diye kutlamaktan kaçınır olmuşlardır.  

Esasında 21 Aralık tarihi bir doğa bayramı olduğundan yeryüzünü paylaşan tüm insanların ortak mirasıdır. Dil, din, ırk, mezhep ayrımı yapılmadan herkes tarafından kutlanabilir. Gezegenimizin yaşam kaynağı olan Güneş'i selamlamak için 21 Aralık arifesinde evinizi iyice temizleyin ve sonra da gidip kendinize bir çam ağacı satın alın. Kesinlikle canlı bir çam ağacı olmasın. Doğaya büyük bir saygı duyan ve hiç bir canlıya zarar vermemeyi ilke edinmiş atalarımızın ruhu incinmesin. Çam ağacınızı güzelce süsleyin. Bu kadim doğa bayramını en iyi dilekler, en içten dualar ve bütçenizin elverdiği ölçüde sevdiklerinize armağanlar vererek coşkuyla kutlayın. Göreceksiniz çok iyi gelecektir...

(*) Gün ışığının ölüm-kalım mücadelesinin canlılar üzerindeki fiziksel ve psikolojik etkilerine Ocak ayı yazısında yer verilecektir.

Faydalandığım kaynaklar;

Muazzez İlmiye Çığ/ Çam Ağacı Süsleme Geleneği

Yusuf Ziya Yörükan/ Müslümanlıktan Evvel Türk Dinleri

Bahaeddin Ögel / Türk Mitolojisi (I ve II.cilt)

Fuzuli Bayat/ Türk Mitolojik Sistemi ( I ve II cilt)

Fuzuli Bayat/ Türk Şamanlığı

Jean -Paul Roux / Türklerin Tarihi

Atlas Dergisi/ Kayıp Türkler (Dukhalar)

 

ÖNCEKİ YAZI ZAMAN YAY İKEN... (6) SONRAKİ YAZI
Tüm Evren Bir Çerçeveye Sığdı
Tüm Evren Bir Çerçeveye Sığdı
07.10.2024 18:50:38
Pompa (Antila) Takımyıldızı
Pompa (Antila) Takımyıldızı
01.10.2024 08:31:59
Ağcık (Reticulum) ve Ressam (Pictor) Takımyıldızları
Ağcık (Reticulum) ve Ressam (Pictor) Takımyıldızları
25.09.2024 10:32:42
Yorum Yazın