Ana Asteroid Kuşağı
Güneş sistemi içinde birden fazla asteroid kuşağı bulunmaktadır. Bunlar içinde en bilineni Mars gezegeni ile Jüpiter gezegeni yörüngeleri arasında kalan bölgedir. Bir gezegen oluşturmayacak güçte irili ufaklı çok sayıda gök cisminin yer aldığı bu özel bölgeye "asteroid kuşağı" veya "Asteroid kemeri" adı verilir. Asteroid kuşağı içinde 10 bine yakın asteroid bulunduğu tahmin edilmektedir. Gezegenden küçük, meteordan büyük olan bu gök cisimleri "gezegenimsi" olarak da adlandırılır. Asteroid kuşağındaki asteroidlerin toplam kütlesi Dünyamızın uydusu Ay'ın kütlesinden daha küçüktür. Asteroid kelimesi Yunanca yıldız gibi, yıldızımsı anlamı taşır. Asteroidler yapılarına göre karbonlu, silikatlı ve metalik olmak üzere üç türe ayrılır. Mars ile Jüpiter arasındaki asteroid kemeri içinde kalan ve "ilk dörtlüler" olarak anılan asteroidler Ceres, Vesta, Pallas ve Juno'dur (1)
Ceres;
Ceres ana asteroid kuşağı içindeki tek cüce gezegendir. Bir gezegenin sahip olduğu yuvarlaklığa tam anlamıyla sahip olmasa da küremsi bir şekle sahiptir. Ceres 1801 yılında İtalyan gök bilimci Giuseppe Piazzi tarafından keşfedilmiştir. Piazzi ona tarım ve hasat tanrıçasının adını vermiştir. Ceres'in bir tam dolanım süresi 4,6 yıl olup çapı 940 km.dir. Ceres karbonlu asteroidler grubuna dahildir. Kabuğuna yakın kısmın %20 si karbon atomlarından oluşan moleküller içerir. Ceres'in yüzeyinin altında sıvı su ve buz vardır. Karbon molekülleriyle birleşen su ve buz kil yataklarını da yapılandırır. Ceres'te aminoasit ve aminoasit bileşenleri bulunduğundan hayat olabilmesi ihtimali üzerinde durulmaktadır.
Pallas;
Pallas 1802 yılında Heinrich Wilhelm Olbers tarafından keşfedilmiştir. Ceres ve Vesta'dan sonra hacim bakımdan ikinci, kütle bakımından 3.büyük asteroiddir. Pallas'ın ortalama çapı 524 km olup, bir tam dönüşünü 4.62 yılda tamamlar. Şeklen küreye yakın bir gök cismidir. Pallas C tipi (karbonlu) bir asteroid olup, oldukça kraterli bir yüzeye sahip. Adını antik Yunan Tanrıçası Athena'dan almıştır.
Juno;
Juno 1804 yılında Alman astronom Karl L.Harding tarafından keşfedilmiştir. Bir tam dönüşü 4,36 yıldır. Küremsi Juno'nun boyutları 320x267x200 km.dir. Juno yansıtıcı özellikleri en yüksek olan silikatlı asteroidler grubuna dahildir. Ana kuşağın ortasında yer alan Juno, asteroitler içinde parlaklık bakımından 5. sıradır. Tüm asteroid kuşağı kütlesinin ancak %1 lik gibi çok küçük bir kısmını kaplar. Asteroid kuşağı içinde asteroid Hygeia 430 km çapı ile ondan fazla yer tutar.
Vesta;
Vesta 1807 yılında Alman gökbilimci Heinrich Wilhelm Olbers tarafından keşfedilmiştir. Vesta asteroid kuşağının ikinci büyük gök cismi olup asteroidler içinde en parlak olanıdır. Çapı 530 km. olup yüzeyi kayalarla kaplıdır. Ayrıca çıplak gözle görülebilen tek asteroiddir. Güneş etrafındaki bir tam dönüşü 3,6 yıldır. Asteroid kuşağı içinde yörüngesi Mars'a en yakın olan asteroiddir. Adını Roma mitolojisinde ev ve ocak tanrıçasından alır.
İlk dörtlüler olarak bilinen bu asteroidlerin hiç birinin atmosferi yoktur. Vesta haricinde kalan diğer üçü dürbünle bakıldığında görülebilecek bir yakınlıktadır. Bu dörtlünün dışında kalan çoğu asteroidin çapı 300 km.yi geçmez. Hencke tarafından 1830 yılında 5. küçük gezegen olarak keşfedilen Astraea Vesta'ya göre Güneşe biraz uzak, Juno'ya göre ise biraz daha yakındır. Ayrıca ana kuşak içinde İda gibi uydusu olan asteroidler de mevcuttur. 1890 yılına gelindiğinde asteroidlerin sayısı 300'e kadar çıkmış olup sonraki yıllarda asteroid keşifleri çok hızlı bir şekilde artmıştır.
Asteroid kuşağı içinde gezegenler arasında dolaşan bazı asteroidler de mevcuttur. Küçük bir asteroid olan Eros'un yörüngesi dış merkezlidir. Günöte noktasında Mars'ın ötesine geçer, günberi noktasında ise Dünyaya çok yaklaşır. Amor, Apollo ve Aten ise Güneş sisteminin iç kısımlarına kadar sokulan asteroidlerdir. Bunların içinde Aten grubu Dünyanın yörüngesini keser. Asteroid İcarus, Güneş'e Merkür'den daha çok yaklaşır. Dolanım süresi 409 gündür. Bu garip gezegenimsi sistemdeki bütün iç gezegenlerin yanından geçmektedir. 1983 yılında keşfedilen Phaethon'un yörüngesi İcarus'tan bile daha içerilere uzanır. Phaethon'un dolanım süresi 522 gündür. Çapı 5 km.dir ve yörüngesi her aralık ayında izlenen Geminid meteor akımının yörüngesine çok benzemektedir (2) Ayrıca 130 km çapı olan ve yörüngesi en uzağa giden asteroid Thule olarak bilinirken 1906 yılında keşfedilen Achilles'in, Thule'den çok daha uzağa gittiği anlaşılmıştır. Achilles Jüpiter ile aynı yörüngede hareket etmektedir. Bir de sistem içinde 30 dan fazla Troyalılar olarak bilinen ve yörüngeleri eliptik olan bir grup daha vardır. Bu grup içinde "Mars Troyalısı" da yer alır.
Asteroid kuşağının oluşmasında baş rol Jüpiter gezegenine aittir zira Jüpiter'in dev kütlesi bu bölgedeki tüm gök cisimlerini çekim gücü ile etkileyerek bir araya toplamaktadır. Böylece bir gezegene dönüşmelerini engelleyerek küçük gezegenler ya da asteroidler olarak Mars-Jüpiter yörüngeleri arasında yer tutmalarına neden olmaktadır. Mars ve Jüpiter arasındaki asteroidlerin dağılımını inceleyen Daniel Kirkwood (1814-1895) bu bölgedeki asteroidlerin dağılımının düzgün olmadığını ve bazı yarıçaplarda asteroid sayısının büyük ölçüde düştüğünü tespit etti. Asteroidlerin yoğunluğunun düştüğü bu yörüngelere Kirkwood Boşlukları adı verildi.
Asteroidlerin izlerini sürmek zor olduğundan Güneş sisteminin pek sevilen üyeleri olarak görülmezler. Bir Alman araştırmacı onlara "baş belası küçük gezegenler" bir Amerikalı araştırmacı ise "gökyüzü haşaratları" gibi benzetmelerde bulunmuştur. Asteroidler arasında sıkça çarpışmalar yaşanır. Asteroidlerin Dünyamıza çarpma riski de bulunmaktadır ancak elimizdeki gelişmiş teknolojiler ile bunu engellemek olası gözükmektedir. Araştırmalar göstermektedir ki Güneş sistemi dışından gelen asteroidler de vardır.
Başka bir yıldız sisteminden gelen bilinen tek asteroid "Oumuamua" olup bu yabancı ziyaretçilerin sayısının daha fazla olduğu da tahmin edilmektedir.
Dipnot;
(1) Bu ilk dörtlüyü daha sonra mitolojik ve astrolojik olarak da inceleyeceğiz.
(2) Güneşe en fazla sokulan asteroidler olarak İcarus ve Phaethon adını önemli mitolojik figürlerden almıştır. İcarus balmumundan kanatlarıyla ilk uçan kişidir. Güneşe çok yaklaşınca kanatları erir ve denize düşerek boğulur. Phaethon ise Güneş tanrısı Helios'un arabasını kullanırken acemiliği nedeniyle büyük bir felakete yol açar ve baş Tanrı Zeus yıldırımları ile onu durdurur. Phaethon da Eridonos ırmağının sularına gömülür.
Kaynakça;
1)Patrick Moore - Gezegenler Kılavuzu
2) Yalçın İnan - Kozmostan Kuantuma 3.cilt
3) Kozan Demircan- Cüce Gezegen Ceres Üzerinde Hayat Var mı?
4) Wikipedia- Asteroid Kuşağı/Asteroidler
Yorum Yazın