Audrey Hepburn İstanbul'da
1968 yılının sıcak bir temmuz günü İstanbul'a gelen Audrey Hepburn'ü dönemin ünlü magazin dergisi "Ses" kapağına taşır. Audrey Hepburn'ün sadece 1 güne sığdırdığı cami, müze ve tarihi mekanlardan oluşan bu ziyarete biz de köşemizde yer verdik. Şimdi sizi o güne ait bir kaç fotoğraf karesi eşliğinde tam 51 yıl öncesine götürüyoruz...
Audrey Hepburn İstanbul'a geldiğinde "Calinos" adlı bir yatta kalır ve Dolmabahçe'den karaya çıkarak Sultanahmet cami, Ayasofya cami ve müzesi, Süleymaniye cami, Topkapı sarayı ve Kapalıçarşıyı dolaşır. Misafir kaldığı yatta Hollywood'un ünlü aktörü Yul Brynner'in eşi Doris Brynner ve İtalya'nın ünlü Medici hanedanlığı soyundan gelen Andrea Paola Mario Dotti de vardır. Audrey Hepburn İstanbul'a geldiğinde eşi Mell Ferrer ile arası iyi değildir ve aynı yıl içinde çift boşanır. Audrey Hepburn 1969 yılında psikiyatr Andrea Dotti ile 40 yaşında ikinci evliliğini yapar ve Luca adında ikinci oğlu dünyaya gelir (1) Ses dergisi yazarı Azize Bergin onunla ilgili şu ifadelere yer verir;
"39 yaşındaki Audrey Hepburn uzun boylu, incecik, zarif bir genç kadın. Yüz ifadesi, vücudunun inceliği ve çocuksu tavırları onun yaşını göstermesine mani oluyor. Kocaman güneş gözlüklerini gözlerinden hiç eksik etmemesi, Audrey Hepburn' in tanınmasını hayli güçleştiriyor." (2)
İstanbul gezisinde Audrey Hepburn'ün üzerinde beyaz fon üzerine mavi puantiyeli sade bir elbise ayaklarında bale pabucu benzeri mavi trapezler, beyaz çantası, şifon eşarbı ve yüzünü örten kocaman güneş gözlüğü vardır.
Audrey Hepburn İstanbul gezisine Doris Brynner ile birlikte Sultanahmet camiinden başlar.
Audrey Hepburn- Doris Brynner Sultanahmet cami içinde çıplak ayak dolaşırken,
Audrey Hepburn Andrea Dotti ile İstanbul sokaklarında...
Audrey Hepburn İstanbul tatili ile ilgili şunları der;
"Bu benim İstanbul'a ikinci gelişim. İlkinde İstanbul'da pek az kaldım. Geçen yıl kocam İstanbul'a uğramıştı.Tatilimi burada geçirmemi o tavsiye etti"
Audrey Hepburn Ayasofya da gözlerden uzak bir köşe ararken...
Audrey Hepburn, Andrea Dotti ile Ayasofya'yı gezerken...
Audrey Hepburn Ayasofya müzesinde...
Audrey Hepburn Kapalı çarşıda...
Kendisini izleyen kalabalığın içinde...
Müze ve cami ziyaretlerini tamamlayan Audrey Hepburn arkadaşlarıyla birlikte Pandeli lokantasına gider. Pandeli'nin yemeklerini iştahla yiyen Audrey Hepburn baklavayı çok beğenir ve ikinci porsiyonu da isteyerek afiyetle yer. Ancak 675 tl lık hesap pusulası gelince yüzler asılır ve masadaki beylerin pazarlık yapması sonucu hesap pusulası 550 tl ye düşer.
Azize Bergin ünlü yıldızı şu sözlerle tanımlar;
"Sinemanın ünlü yıldızı Audrey Hepburn fazla konuşmayı sevmiyor. Düşüncelerini daha ziyade hareketleriyle anlatmak istiyor. Genellikle mütevazı, neşeli, hareketli fakat içine kapanık bir insan olduğunu söyleyebiliriz."
Audrey Hepburn 1968 yılında yaptığı geziden tam 20 yıl sonra Unıcef İyi Niyet Elçisi olarak tekrar Türkiye'ye gelir. 23 Nisan 1988 "ulusal egemenlik ve çocuk bayramı" törenine şeref konuğu olarak katılır.Halit Kıvanc'ın sunduğu törende bir konuşma yapar. Çocukluğunda 2.dünya savaşının ağır etkilerini yaşayan, açlık ve yoklukla boğuşan Audrey Hepburn unıcef iyi niyet elçisi olarak Afrikalı çocuklar başta olmak üzere sıkça çocuklarla ilgili yardım ve iyileştirme faaliyetlerine gönülden iştirak etmiştir. Bir başka sefere bu ziyarete de yer verebilmek dileğiyle esen kalın...
Dipnot;
(1) İtalya'nın köklü ailelerinden biri olan Medici ailesinin Etrüksler soyundan geldiği belirtilir.
(2) Donald Spoto, Zerafet adlı biyografi kitabında kendisiyle ilgili olarak "çocuk kadın" tespitinde bulunan Audrey Hepburn'ün sözlerini aktarır;
"Bir tarafım belki hep çocuk kaldı. Ama bir yandan da erkenden olgunlaştım. Çünkü genç yaşta acı ve korkuyla tanıştım."
Kaynakça;
1) Azize Bergin -Ses dergisi 27.7.1968 tarihli Audrey Hepburn konulu yazısı,
2) Donald Spato - Zerafet (Audrey Hepburn biyografisi)
1 adet yorum
Çok güzel bir yazı,teşekkürler, devamını hasretle bekliyorum,
Yorum Yazın