Audrey Hepburn'ün 27. Ölüm Yıl Dönümü
Ölümü üzerinden 27 yıl geçmesine rağmen Audrey Hepburn'ün güzellik ve zarafetinin insanlar üzerindeki büyüsü hala sürüyor...
Büyük oğlu Sean onun için diyor ki;
"Annem kendi ışığını göremeyen bir kadındı"
Audrey Hepburn'ün ışık saçan aurası ardına gizlemeye çalıştığı tedirginlik, güvensizlik ve derin hüznünün kökleri geçirdiği zor çocukluk dönemine kadar uzanır. İkinci dünya savaşına tanık olmanın bıraktığı derin izleri şöyle dile getirir;
"İnsanın yarattığı terörün buz gibi dokunuşuyla erken yaşta tanıştım. Onu gördüm, ona dokundum, onu duydum. Ve izleri asla silinmedi. Sadece bir kabus değildi. Oradaydım ve hepsi gözlerimin önünde oldu. Tek bildiğim 12 yaşındaydım ve dehşete kapılmıştım."
Savaş döneminde açlıktan bir deri bir kemik kaldığından ölmenin eşiğine gelir. Audrey 1.70 cm uzun boyuna rağmen ömrü boyunca 49 kilonun üzerine nadiren çıkar. Audrey'in annesi Hollandalı Barones Ella van Heemstra, babası ise İngiliz Joseph Ruston'dur. Anne ve babası o çocukken ayrılır ve Audrey Hepburn annesiyle büyür. Audrey kendisine karşı ilgisiz ve uzak duran babasının hep özlemini çeker. Annesi de soğuk, katı, kuralcı bir kadındır. Kızına sevgisini göstermediği gibi başarılarını da takdir etmez. Audrey'i aristokrasi geleneğine göre yetiştirir. O daima asil, saygılı, mesafeli ve görgülüdür. Aynı zamanda son derece tevazu sahibidir. Öyle ki şöhretin zirvesindeyken bile tevazu göstermekten hiç vazgeçmez (1) İkinci dünya savaşının olumsuz etkileri anne ve babasının sevgisizliğiyle birleşince onu derinden yaralar. Yana yakıla aradığı sevginin hep açlığını çeker. Şöhret basamaklarını tırmanırken oyuncu ve yönetmen Mel Ferrer'in ısrarlı evlilik teklifi karşısında kararsız kalır ve duygularını şu şekilde dile getirir;
"Evlilik uzun süreli bir kontrat gibi. Duygularından tam olarak emin olamadıkça kendini kimseye veremiyorsun. Ben hala kendimi keşfetmekle meşgulüm. Henüz çoğu şeyi bilmiyorum ama öğreneceğim. İşte bu yüzden tek bir noktaya ya da bir erkeğe bağlı kalmak istemiyorum"
Audrey ilk evliliğini 24 Eylül 1954 yılında Mel Ferrer ile yapar. Gelinliğini yakın arkadaşı olan ünlü modacı Hubert de Gıvenchy tasarlar ve sade bir törenle evlenir.
"Hayatımın amacı çocuk sahibi olmaktı" diyen Audrey'nin bir kaç düşük ve bir ölü doğumdan sonra nihayet 17.7.1960 yılında ilk oğlu Sean dünyaya gelir. Artık Audrey için oğlu hayatının tek aşkıdır...
Yıllar sonra Sean annesi Audrey Hepburn'u anlatan bir kitap yazar. Kitabın adı "Zarif Ruh" dur. Gerçekten de Audrey derin ruhani güzelliğe sahip zarif bir ruhtur. Sean anne ve babasının evliliği hakkında şu tespitte bulunur;
"Kötü evliliklerinden ikisi de sorumluydu. Annem aslında var olmayan bir şeyi varmış gibi gösterdi. Babamsa kendini aşamadı"
Audrey Hepburn'un yaşam öyküsünü kaleme alan Donald Spoto ise ekler;
"Sean haklıydı. Audrey o kadar uzun zaman evliliği kusursuzmuş gibi davranmıştı ki sonunda buna kendisi de inanmaya başlamıştı. Oysa baştan beri amaçları ve hırsları farklıydı, aralarındaki mesafe de Sean'ın doğumundan sonra iyice açılmıştı"
Audrey Hepburn ilk evliliğinin yarattığı hayal kırıklığı nedeniyle mutsuzdur. Ayrıca tiryakisi olduğu sigara titreyen parmaklarından hiç düşmez. Bir yat gezisinde tanıştığı psikiyatrist Andrea Dotti'nin uzmanlık alanı depresif kadınlar olduğundan Audrey Hepburn'u mutsuz evlilik depresyonundan çıkarır. Mel Ferrer'den boşandıktan kısa bir süre sonra Audrey ikinci evliliğini 5.1.1969 yılında İtalya'nın tanınmış ailelerinden Kont ve Kontes Domenico'nun oğlu Andrea Dotti ile yapar. Audrey'in nikah töreninde gelinlik yerine tercih ettiği toz pembe elbisesini yine yakın dostu Gıvenchy tasarlar ve evli çift İtalya'da yaşamaya başlar.
Audrey 8.2.1970 yılında 41 yaşında iken ikinci oğlu Luca'yı dünyaya getirir. Oğlu ile daha fazla vakit geçirmek için bir süre çalışmalarına ara verir.
Oğlu Luca annesinin parlak bir yıldızdan çok sade ve mütevazı halinin arkadaşlarını çok şaşırttığını söyler;
"Daha gösterişli birini bekliyorlar ama onun yerine sıcak ve samimi bir kadınla karşılaşıyorlardı"
Büyük oğlu Sean annesi ile ilgili asıl can alıcı cümleyi kurar;
"Hem sert hem yumuşaktı. Demir bir eli saran kadife eldiven gibi..."
Bu tipik bir Terazi burcu kadını tarifidir. Audrey Hepburn de zaten yükseleni Terazi olan bir Boğa burcudur. Çift Venüs etkisine sahiptir. Ancak astrolojik analizi daha sonraya bırakalım...
Audrey Hepburn ikinci evliliğinde de aradığını bulamaz 1978 ilkbaharında evlilikleri son bulur ancak 1981 yılında resmen boşanırlar. Kendini aşktan yana şansız gören Audrey hislerini dile getirir;
"Birini yeterince severseniz her şeyin yolunda gideceğini sanıyorsunuz ama maalesef bu her zaman doğru değil."
Gene de sevgiyi aramaktan hiç vazgeçmez ve der ki;
"Yaşadıklarım beni çok yaraladı ama gene de elimden geleni yapıyorum"
Audrey olgun yaşlara geldiğinde kendini hayır işlerine adar. Artık iki oğlu da büyümüştür. Sean 27, Luca 17 yaşındadır ve 59 yaşındaki Audrey'in son sevgilisi Robert Wolders ile ilişkisi de iyi gidiyordur.
Audrey Hepburn 1.3.1988 yılında UNICEF'in iyi niyet elçiliğine baş vuruda bulunur ve formda yer alan şöyle bir soru vardır;
"Neden UNICEF'e katılmak istiyorsunuz?"
Audrey cevap verir;
"Şimdiye dek hiç bir yardım fırsatını kaçırmadım"
Gerçekten de Audrey açlığın ve mahrumiyetin ne demek olduğunu çok iyi bilir zira ikinci dünya savaşında bunu bizzat yaşamıştır...
Audrey Hepburn'e "Elfin- Ceylan- Tay- Gamine" gibi yakıştırmalarda bulunulmuştur. Bunların içinde babası Ruston'un yakıştırması oldukça ilginçtir. Çocukken sıradışı bulduğu yüzü ve bilmece gibi karakterinden ötürü babası ona Monkey Puzzle (Maymun Çıkmazı) yakıştırması yapar (1) Onun kendisi ile ilgili "çocuk kadın" yakıştırması ise en derinlerdeki yarasını açığa vurmaktadır.
"Bir tarafım belki hep çocuk kaldı. Ama bir yandan da erkenden olgunlaştım. Çünkü genç yaşta acı ve korkuyla tanıştım..."
Doksanlı yıllara gelindiğinde Audrey Hepburn'un sağlık sorunları artar ve 1992 yılında ona kolon kanseri teşhisi konur. Kemo-terapi görmeye ve damardan beslenmeye başlar. İkinci bir ameliyat geçirmesine rağmen kanser çok yayıldığından iyileşemez. Kansere yakalanmasında çok sigara içmesi yanı sıra UNICEF üyesi olarak Afrika ülkelerine yaptığı seyahatlerde zararlı bakteri kapmsa olasılığı üzerinde durulur. Belki de en önemli sebep onun hep insanlara tebessüm eden yüzü ve ışık saçan gözlerinin ardında saklı tuttuğu o derin hüznüdür...
Son aşkı Robert Wolders onun için;
"Çocuklar da ben de öleceğini kabullenemiyorduk. Belki ona ne kadar hasta olduğunu söylememekle hata ettik. Bence bu ona haksızlıktı çünkü Audrey Hepburn ölüm konusunda da en az hayat kadar gerçekçiydi. Öleceğini hissettiğinde bizden bir söz vermemizi istedi. Zamanı geldiğinde gitmesine izin verecektik. Söz verdik ama tutabildiğimizi sanmıyorum
Audrey hasta yatağında karşıladığı Noel'in en güzel Noel olduğunu söyler çünkü sevdikleri yanı başındadır ve etrafı hep özelemini çektiğ sevgi halesiyle çevrilidir. İsviçre Morges yakınlarında 18 yüzyıldan kalma, adı La Paisible (huzurlu yer) anlamına gelen taş çiftlik evinde Audrey Hepburn geçirdiği son Noel'in de şu dilekte bulunur;
"Noel için tek dileğim barış. Özellikle de dünya çocukları için"
17 Ocak 1993 de son bir gayretle La Paisible'nın çok sevdiği ve elleriyle çiçekler ektiği bahçesine çıkar.
"Ah" der. "Çok yorgunum"
Sonraki iki gün hep uyur. Bilinci açılıp kapanır ve baş ucundakilere şunları der;
"Beni bekliyorlar... Gitmeye hazırım"
O hayata hep umut ve iyimserlikle yaklaşmıştır.
"Hayatım hep bir peri masalından fazlası oldu. Yaşamın zor anlarından nasibimi aldım ama tünelin sonunda daima bir ışık vardı."
20 Ocak 1993 günü durumu ağırlaşınca rahip çağırılır. Ayrıldığı iki eşi Mel ve Anderea, iki oğlu Sean ve Luca, hemşire ve evde çalışanlar baş ucunda toplanıp onun için dua ederler. Kısa bir ziyarette bulunan Christ Roth onun yanından çıktıktan sonra şöyle der;
"Audrey uyuyordu. Acı çeker gibi bir hali yoktu"
Son anlarında onun yanında bulunanlar aynı sessiz ve huzurlu sahneye tanık olurlar ve benzer ifadelerde bulunurlar;
"Audrey'in yüzündeki ızdırap izleri kaybolmuştu. Dudaklarında her zamanki gülümseme vardı. Dediği gibi hazırdı ve diğerleri onu bekliyordu."
4 Mayıs 1929 da Brüksel'de dünyaya açtığı gözleri 20.1.1993 tarihinde İsviçre'de kapanır. Henüz 64 yaşındadır. Dünyaya kattığı asalet, zarafet, güzellik ve iyilikler onu ölümsüz kılar...
Güzel ve zarif ruhu sonsuza dek şad olsun...
Dipnot;
(1) Sinema şöhreti ile ilgili bilgilere filmlerini kronolojik olarak derleyeceğimiz ayrı bir yazıda yer verilecektir.
(2) Monkey Puzzle; Şili de yetişen Arokaryagiller familyasından bir ağaç türü olup tırmanılması zor olduğundan halk arasında Maymun Çıkmazı denir.
Kaynakça;
1)Donald Spoto -Zarafet
2) Sean Hepburn Ferrer - An Elegant Spirit
3)Taschen - Movıe Icons Audrey Hepburn
Yorum Yazın