Audrey Hepburn'ün İzmir'e Uzanan Aile Kökleri
Audrey Hepburn’ün soyağacı köklerinin Ege’nin incisi İzmir’e uzandığını yakın zamanda öğrendim. Kendisi bu bilgiden haberdar mıydı onu da bilmiyorum.
Audrey Hepburn ile ilgili yazılan otobiyografi kitaplarında şu ana kadar ben böyle bir bilgiye rastlamadım. Onun İzmir’e uzanan aile köklerini, Osman Öndeş’in tarihi belgelere dayanarak kaleme aldığı “Modalı Vitol Ailesi” adlı kitabı okuyunca öğrendim (1)
Kitabın 89. sayfasında yazılı bilgiler şöyledir;
“Bir diğer Hollandalı levanten aile Baron Arnold Van Heemstra’dır. Tarımcılık yapmak amacıyla Cumaovası’nda (Panoramio) aldığı çiftlikte pamuk ziraatı kadar, bu bölgenin dünyada benzeri olmayan Sultaniye üzümünü de yetiştirmiştir.”
Kitabın 90. Sayfasında şu bilgiler yer almaktadır;
“Beaufort Ailesinden Van Heemstra’lara ve Audrey Hepburn
Van Heemstra’nın anne tarafı Beaufort ailesinden gelen Wilhelmine
De Beaufort’tur. Barones Ella Van Heemstra, Arnoud Jan Anne Aleid Van Heemstra ile Elbrig Wilhelmine Henritte Van Asbeck’in kızı olarak 1900’da İzmir’de dünyaya geldi.
Ella, ünlü bir İngiliz bankacı olan Joseph Victor Anthony Hepburn-Ruston ile evlenmiş, fakat 1938’te ayrılmışlardır. Bu ailenin göç ettikleri Bürüksel’de 4 Mayıs 1929 yılında dünyaya gelen kızları Audrey Kathleen Ruston ilerki yıllarda “Audrey Hepburn” adıyla dünyaca ünlü bir film yıldızı olacaktır.
Özgeçmişinin yer aldığı bazı kayıtlarda doğduğundaki adı “Edna” veya “Edda van Heemstra Hepburn-Ruston” olarak gösterilmesine karşın, II Dünya Harbi başlarında Nazi işgali altına giren Hollanda’da annesi kızlarının ismini Edda olarak değiştirmişti.”
Audrey Hepburn’ün biyografisinin yer aldığı Don Ald Spoto tarafından yazılan “Zarafet” adlı kitapta ise Audrey Hepburn’ün annesinin Hollanda’da doğduğu bilgisi yer alır. Kitabının 5. sayfasında yazılanlar aynen şöyledir;
“Barones Van Heemstra, yani Ella, 12 Haziran 1900’de Arnhem yakınlarındaki Velp adında şık banliyöde doğdu. Baron Arnold Jan Adolf van Heemstra’nın dokuz çocuğundan biriydi.”
Söz konusu biyografi kitabında Audrey Hepburn’ün Türkiye bağlantısı hiç geçmemektedir. Oysa Levanten bir ailenin son kuşak temsilcisi olan Andrew Simes, yaptığı araştırmalarda İzmir’de yaşayan Levanten ailelerin geçmişi hakkında ilginç bulgulara ulaştığını bildirmektedir.
Bu bulgular içinde güzel ve zarif yıldız Audrey Hepburn ile ünlü aktör Benedict Cumberbwebatch’ın da İzmir’de yaşamış Levanten ailelerden geldiğini belirtmektedir (2)
Ayrıca Andrew Simes, soyu İzmir’de yaşayan Levanten ailelere uzanan devlet yöneticileri ve sanat tasarımcılarının da bulunduğunu ilave etmektedir.
Murat Bardakçı ise Audrey Hepburn’un dedesi ile ilgili şu bilgiyi not düşmektedir;
“Cumaovası’nda, von Heemstra adında Hollandalı bir barona ait geniş, zengin bir çiftlik vardı. Çerkes Edhem’le adamları gözlerini çiftliğe dikmişlerdi. Edhem’in çiftliği basıp haraç alma planını önceden öğrenen Rahmi Bey jandarma gönderip baskına engel oldu ve Edhem için çalıştığı bilinen birkaç kişiye de güzel bir sopa çektirdi.
Çerkeş Edhem onurunun zedelendiğini ve Rahmi Bey’den intikam almak zorunda olduğunu hissetti ve intikamın yolunu hadiseden birkaç sene sonra buldu. Valinin Bornova’daki bir İngiliz okuluna giden sekiz yaşındaki oğlu Alparslan’ı kaçırmak… 1919’un 12 Şubatı’nda Alparslan’ı dağa kaldırttı ve o sırada Bekirağa Zindanında bulunan Rahmi Bey’den fidye istedi.
Rahmi Bey’in akrabalarıyla arkadaşlarını İzmir’e göndermekten ve istenen fidyeyi bulmaya çalışmaktan başka yapabileceği bir şey yoktu. Öyle yaptı ve nesi var nesi yoksa satışa çıkarttırdı.”
O zamanın parasıyla fidye miktarı oldukça yüksektir tam 53 bin lira… Neyse ki halkın yardımları ve iş adamlarının katkılarıyla fidye miktarı tamamlanır. Böylece İttihat ve Terakki’nin önde gelen kişilerinden Rahmi Bey’in oğlu kurtulur.
1913 ile 1918 yılları arasında İzmir valiliği yapan Rahmi Bey, Birinci Dünya Savaşından sonra valiliği bırakıp İstanbul’a döner ve partinin önde gelen isimleriyle birlikte tutuklanıp Bekirağa Bölüğüne kapatılır. İstanbul’un işgalinden sonra da İngilizler tarafından Malta’ya sürülür.
Murat Bardakçı Audrey Hepburn ile ilgili olarak da şunları yazmaktadır;
“Çerkeş Edhem’in basmak istediği çiftliğin Hollandalı sahibi savaştan sonra karısıyla ve kızıyla beraber Türkiye’den ayrılıp memleketine döndü. Kızı birkaç sene sonra bir İngiliz bankerle evlendi. 1929’da onun da bir kızı oldu. İsmini Edda koydular.Tam adı Edda Kathleen van Heemstra Hepburn-Ruston’du ama bütün dünya onu Audrey Hepburn diye tanıdı. Başrol oynadığı “Roma Tatili”, “Tiffani’de Kahvaltı ve “My Fair Lady” gibi filimler sinema tarihinin gelmiş geçmiş en önemli eserlerinin başında yer aldı. Sonra oyunculuğu bıraktı, zamanını ve mesaisini dünyanın dört bir yanında sefalet çeken çocuklara ayırdı, UNICEF’in iyi niyet elçisi oldu ve bağırsak kanseri yüzünden 1993’ün 20 Ocak’ında İsviçre’de hayata veda ettiği zaman arkasından milyonlarca kişi gözyaşı döktü.”
Audrey Hepburn, ilki 1968 yılı, ikincisi de 1988 yılı olmak üzere ülkemizi iki kez ziyaret etmiş. İlki kişisel bir gezi olsa da ikincisinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı törenine şeref konuğu olarak davet edilmiş.
Kültür bakanlığı Audrey Hepburn’ün dedesinin yaşadığı ve annesinin doğduğu İzmir’i görmesini sağlayacak bir gezi programı hazırlasaydı, gazeteciler de onunla İzmir’e dayanan aile kökleri hakkında bir röportaj yapsaydı ne kadar iyi olurdu…
Ne yazık ki bu fırsat kaçırılmış. Ancak bu onun İzmir’in suyundan, havasından, toprağından etkilenmediği anlamına da gelmez. Bir yönüyle o ülkemizin İzmirli kadınlardan biri…
Onun güzel, zarif ve asil ruhu muhtemelen Ege’nin serin ve lacivert suları ile Cuma Ovası’nın bereketli toprakları üzerinde dolanıyordur…
Eylül Esintisi yayına başladığından bu yana Audrey Hepburn’e ait bir köşemiz var ve ben mümkün olabildiğince kendisine ait bilgileri buradan sizlerle paylaşıyorum. Onun İzmir bağlantısına ait bilgi ve bulgulara eriştikçe de yayınlamayı sürdüreceğim.
Bir önceki yazımda dile getirdiğim gibi aramızdaki güçlü ruhsal bağ ve ona hissettiğim derin sevginin sırrı;
Belki Ege denizinde kesişen genetik kodlarımızda,
Belki İrlanda-İskoçya yüz hatlarında,
Belki de çocuk-kadın kaderinde saklıdır.
Hani derler ya;
“Kimi ruhlar evvelden aşinadır birbirine…”
Belki bizimkisi de öyle bir şeydir (3)
Kim bilebilir!
Dipnot:
(1) Osman Öndeş’e ait “Modalı Vitol Ailesi” kitabının baskısı bittiğinden kitapçılarda bulunmuyor. Ben de uzun araştırmalarımdan sonra Nadir Kitap’tan edinebildim.
(2) Benedict Cumberbwebatch çok beğenerek izlediğim bir aktör olduğundan onun İzmir’e uzanan aile kökeni ile ilgili bir yazıya ilerleyen süreçte Eylül Esintisi’nde yer verilecek.
(3) Daha önce websitemizde yayınlanan “Niye mi Audrey Hepburn” başlıklı yazımızda bu konuya atıfta bulunuldu.
Kaynakça:
1) Osman Öndeş-Modalı Vitol Ailesi- Tarihçi Kitapevi
2) Donald Spoto - Zarafet
3) Murat bardakçı/www.hürriyetcom tr- Çerkes’le Audrey Hepburn’ü buluşturan…
Yorum Yazın