Eylül Esintisi - Harika Bir Talihsizlik (V)

Harika Bir Talihsizlik (V)

Venüs-Satürn yazı dizimizin bu bölümünde iki gezegen arasındaki açılar yer alacak. Ancak esnek açılardan ziyade gergin açılar ve minör açılardan ziyade majör açılar üzerinde duracağız.

Her ne kadar burada bütünün içinden bir parçayı alıp yakın mercek tutsak da esas olanın Venüs-Satürn kontaklarını haritanın bütünü içinde ve kendine has örüntüsü içinde değerlendirmektir.

Bu husus çok önemlidir keza yazı dizimize başlarken de belirttiğimiz gibi “Her insan ayrı bir hikayedir” Bu nedenle her doğum haritasında Venüs-Satürn kontaklarının kişiye özgü açılımları olacağı göz ardı edilmemelidir.

Venüs-Satürn Kavuşum Açısı:

“Ben ve gölgem,

Dertlerimizi anlatacak kimse yok

Sadece ben ve gölgem,

Yalnızız ve kederli.”  (1)

Aslında tüm astrolojik açılar arasında idraki en zor olan kavuşum açısıdır. Çünkü hem bitişleri hem de başlangıçları kapsar. Kavuşum açısı rahimden mezara uzanan esrarlı bir çember çizer…

Metaforik olarak Venüs-Satürn kavuşum açısına sahip birini Tanrıça İnanna gibi “Dönüşü Olmayan Ülke” den bin bir zorlukla geri dönmeyi başarmış fakat “hayata dönmeyi” başaramamış biri olarak zihninizde canlandırın.

Öyle ki bu kişi “ne canlı ne ölüdür” Fiziken hareketsiz, ruhen donmuş haldedir. İnsanlara karşı mesafeli ve ketumdur. Satürn, Venüs’ün o muazzam parlak ışığını hapsederek üzerini kalın bir kurşun tabakasıyla kaplamıştır.

Bu nedenle Venüs-Satürn kavuşumuna sahip kişiler soğuk ve donuktur. İçlerinde kistleşmiş yaraları vardır. Yalnızlığa ve depresyona meyillidirler. Haritanın geneli de destekliyorsa ciddiyet, katılık, aşağılık duygusu, iştahsızlık, zevksizlik, bakımsızlık, üşengeçlik, somurtkanlık, huysuzluk, pintilik, istifçilik, melankoli gibi özelliklerden biri veya birkaçı öne çıkabilir.

Satürn dokunduğu her şeyi kronikleştirdiğinden kişi kronik yorgunluk ve kronik mutsuzluktan muzdariptir. Uç noktada kronik bir çöküntüye işaret edebilir, intihara meyil verebilir.

Venüs-Satürn kavuşum açısının bulunduğu burç ve ev konumuna göre farklı yansımaları vardır. Boğa burcunda tam bir “oturan boğa” profili çizebilir. Tad ve haz almama, zevk duyamama (anhedoni) ve ağır çekimde hareket etmeye sebebiyet verebilir.

Akrep burcunda kişi her şeyden el ayak çeken “tövbekâr” bir profil çizebilir. Bir nevi kutsal giysilerinden soyunmuş ve tacı başından alınmış, Ölüm Ülkesi’nde tutsak kalan İnanna’ya benzeyebilir. Fiziken oradan kurtulmuş olsa bile ruhen yeraltından çıkamamıştır.

Başak burcunda ise bir “zihni sinir” profil çizebilir. Venüs düşük olduğu burçta üstüne üstlük bir de Satürn kıskacında muazzam bir yetersizlik duygusuyla kıvranabilir, ezik davranabilir, mükemelliyetçilik uğruna kendini paralayabilir...

Balık burcunda kişi tipik bir “buzhanene balığı” profili çizebilir. Venüs’ün yüceldiği burçta bulunması da kişiyi pek kurtaramaz zira Satürn yüzdüğü suyu buza çevirdiğinden hisleri donar. Ancak progresde Venüs Balık’tan Koç’a geçtiğinde ateş elementi buzlarını eritmeye başlar ne var ki bu sefer de düşüşte olduğu burçta oltanın ucunda çırpınan balığa döner. Bazı doğum haritalarında Venüs’ün yolculuğu Boğa’ya vardığında sudan çıkmış balık kıvamına gelir.

Çağımızın dış görünüme takıntılı ilgisi, güzellik ve estetik alanda dayatılan absürt standartlar bu açıya sahip kişiler için fazlasıyla bunaltıcıdır zira kişinin kendine, değerlerine, kaynaklarına duyduğu güven zayıf olduğundan diğerleri tarafından beğenilmemek, onaylanmamak, dışlanmak gözünü çok korkutur.

Venüs-Satürn kontakları, bilhassa kavuşum ve karşıt açıları bazen kişide fiziksel veya ruhsal bir sakatlığa neden olabilir. Vücudunda kalıcı bir yara izi, belirgin bir leke veya onun defo olarak gördüğü için örtmeye çalıştığı bir kusuru bulunabilir. Satürn mutlaka fiziksel düzeyde kişiden bir şeyleri kırpar veya keser...

Kişi en derinde bir defosu bulunduğuna inandığından duygularını açığa vurmaktan ve kendini ele vermekten çekinir. Çoğunlukla duygularını bastırma yoluna gittiğinden hem ciddi takıntıları hem de yoğun kaygıları bulunabilir.

Derin kaygılarını hissizlik ve kayıtsızlık savunma mekanizmalarıyla gidermeye çalıştığı gibi tutku ve heyecanını da bastırarak şuursuzca yaşam enerjilerini bloke edebilir.

Venüs-Satürn kavuşum açısı kuşaklar arası süre gelen bir sırrı barındırabilir. Bu sır kılık değiştirmiş bir şekilde kişinin hayatını sabote edebilir veya kişinin soyağacına kazınmış doğal felaket, savaş, kıtlık, göç, hapis, istismar vb konularla ilgili bir travmanın hayaleti kişiye bugünü zindan edebilir. 

Kişi şuursuzca geçmişin ayak izini takip ettiğinden yemeyip istiflemeye, harcamayıp biriktirmeye, nesneleri kullanmayıp saklamaya meyledebilir. Hep bir şeylerden mahrum kalma ve yokluğa düşme korkusu hayatını şekillendirebilir.

En travmatik tema ise mutsuz ilişkiler, karşılıksız sevgiler, imkânsız aşklardır. Yakın ilişkilerde yaşanan bozgun ve hayal kırıklıkları, red edilme ve terk edilme durumları onun yüreğini daha da katılaştırdığından sevme yeteneğini hadım edebilir.

Genellikle kişi partneri ile aynı notalara basmakta zorlandığından ilişkide akortsuz sesler çıkarır. Düet yapmayı beceremediğinden şuursuzca solo çeker. Katı ve paylaşmayı bilmeyen yapısı gereği ortaklığa ve iş birliğine girmekte zorlanır.

Uç noktada ne teşekkür ne takdir ne de özür dilemeyi bilen kendi haklılığından son derece emin sağlıksız bir profil çizer ve kaçınılmaz olarak ilişkiyi mahveder. Bazen de kendisi kadir kıymet bilmeyen birinin hışmına uğrar ve kendini paspas ettiği sağlıksız bir ilişki kapanına kısılır kalır.

Venüs- Satürn kavuşum açısında önemli bir genetik aktarım da travmatik ölümlerdir. Bu vade dolunca gelen sıradan bir ölüm biçimi değildir. Deprem, savaş, trafik kazası, boğulma veya tipik bir hastalıkla karakterize olmuş ölüm biçimidir.

Kişi önceki nesle ait bir yası şuursuzca sürdürebileceği gibi bugününü karartan yaslarla da baş etmek zorunda kalabilir. Bazen süreğen bir keder ve matem kişinin hayatına damgasını vurabilir.

Aslında Venüs-Satürn kavuşum açısına sahip kişiler daima kendi kendine yetebilen, zorluklara dayanıklı, yalnızlığa bağışık, azla yetinebilen, sade, sabırlı, temkinli ve tutumludur. İster dününe ister bugününe ait olsun yaşadığı travmaları ve uğradığı felaketleri dönüştürerek karakterini sağlamlaştırma gücüne sahiptir.

Genellikle bu açı kişiye büyük bir ciddiyet, vakar ve olgunluk bahşeder. Olgunlaşmanın bedeli çekilen acı ve çilelerdir. Maalesef acıdan nasiplenmemiş bir olgunlaşma biçimi yoktur.

Ne var ki Venüs-Satürn kavuşum açısının bu kıvama gelebilmesi için bilinçli bir çabaya ve yüksek farkındalığa ihtiyacı vardır. Başlangıçta kaba ve yol yordam bilmez bir haldedir, hamlıktan tamlığa uzanan yolu uzun ve engebelidir. Bu kişilerin dış dünyaya en tipik yansıması bir ata sözümüzde vücut bulur;

 “Ağır ol, molla desinler” 

Tüm Venüs-Satürn kontakları saygınlığa ve itibara büyük önem verir. Bu açıya sahip kişinin laubaliliğe, sırnaşıklığa tahammülü yoktur. Şaka ve sürprizlerden de pek haz ettiği söylenemez. Daha doğrusu onun denetimini ve otoritesini delen hiçbir şeye izin vermez.

Bu açıya sahip kişi mahremine çok önem verir. Onun özeline destursuz girmek zordur. Genellikle kadınları “buzlar kraliçesi” erkekleri ise “kardan adam” profili çizer.

Her ne kadar birliktelikte yüzünün gülmesi zor olsa da bu açıya sahip kişi aslında tam bir görev insanıdır. Yoğun odaklanma gücüyle el attığı her işin başarıyla üstesinden gelir. Başarı onun için büyük önem taşır ama madalyonun arka yüzünde başarısızlık korkusu yatar. Bu korku onu strese sokar ve bazen tutuk kalmasına neden olabilir.

Tutukluk bu açının en tipik yansımalarından biridir. Bazen uzun süreli bir suskunluk veya hareketsizlik dönemi bir anda sözcüklerin istilası veya kıpır kıpır yerinde duramama haliyle noktalanabilir.

Hiç şüphesiz korkuları onu hayatın pek çok tehlikesinden uzak tutar. Venüs-Satürn kişisi (Haritada baskın bir Mars veya Uranüs yoksa) hiçbir şeye öyle tedbirsizce bodoslama dalmaz.

Korkunun hayatı idame ettirmeye yaradığını ve korku duymadan hayatta kalmanın mümkün olamayacağını gayet iyi bilir. Elbette dozunda bir korku faydalıdır. Ancak kozmik bilince girmenin ilk adımı da korkulardan mümkün olabildiğince sıyrılmaktır…

Venüs-Satürn kavuşum açısına sahip ünlüler:

Bu bölümde hayatın farklı alanlarında üne sahip kişilerin yaşam öykülerinden pasajlar vererek Venüs- Satürn kavuşum açısının olumlu ve olumsuz yönleri hakkında bir fikir edinmeniz için örneklendirdik. Bu açıya sahip kişiler kendileri ile aynı açıya sahip tanınmış kişilerin yaşam öykülerinden önemli dersler çıkarabilirler. Neticede yaşam öyküleri değerlidir ve almasını bilene çok şey öğretir.

Lev Nikolayeviç Tolstoy (9.9.1828-20.11.1910) Rus klasik edebiyatının efsane yazarı Tolstoy Başak burcudur. Güneş ve Ay’ı yine Başak burcunda partil kavuşumdadır. Venüs-Satürn kavuşumu ise Aslan’da olup, Oğlak’taki Uranüs® ile karşıt, Boğa burcundaki Chiron® ile kare açıdadır.

Doğum haritası modeli lokomotif olup çekici gücü Satürn’dür. Haritanın final dizpozitörü ise Başak’taki Merkür olup Ay ve Güneş ile kavuşumdadır. Mars günü doğan yazarın ayrıca retro Plüton’u ve Gad’ı Koç burcundadır.

Kont bir babanın ve prenses bir annenin 4.çocuğu olarak doğan Tolstoy, dünyaca ünlü bir yazardır. Savaş ve Barış, Anna Karennina gibi ölümsüz eserlere imza atan yazar 50 yaşına kadar yaratıcı ve tasasız bir yaşam sürmüş fakat sonrasında derin bir bunalıma girerek trajik bir çöküşe geçmiştir. Hiçlik (nihilizm) pençesine düşen yazar çareyi dine sarılmakta bulsa da onca zaman sürdürdüğü nihilist bakış açısını kısa sürede mistik bakış açısına dönüştürmekte zorlanmıştır.

Sürdürdüğü rahat yaşamı elinin tersiyle itmiş, asil kıyafetlerinden soyunup köylü abasına bürünmüştür. Köylülerin arasına karışıp onlar gibi yaşamaya çabaladıysa da köylüler onu kendilerinden biri olarak görmekte zorlanmışlardır.

Sağlıklı bir bedene ve analitik zekaya sahip olan Tolstoy eserlerinde Rusya’nın toplumsal sorunlarına ve insan karakterlerinin analizine geniş yer vermiştir. Mutlu evliliğine, zenginliğine ve dünyaca kavuştuğu üne rağmen Anna Karennina romanını bitirdiğinde kendinden duyduğu hoşnutsuzluk artmıştır. Hem Başak hem Venüs-Satürn kavuşumuna sahip birinin kendinden hoşnut olması mümkün mü?

1879 yılında içine düştüğü bunalım tırmanınca intiharı bile düşünmüştür. İşçi sınıfının yoksulluğu karşısında kendi zenginliğini bir suç gibi görmeye başladığından kendi sahip olduğu toprakları dağıtmak istediyse de ailesi buna mâni olmuştur. Stefan Zweig onun için şöyle yazar;

“Sessizce kendi kabuğuna çekiliyor ve artık kendisini hiçbir şeyin mutlu edemediğini, yaşamından bir beklentisi kalmadığını, ölmek üzere olduğunu söylüyor”

Ve ekler;

“Kendine karşı samimi değildi, kutsallığı yarım, Hristiyanlığı yapaydı.” (2)

Tolstoy 1901 yılında kilise tarafından aforoz edilmiştir. Bu yıllarda zamanını daha çok din, toplum, ahlak ve sanat konularına yoğunlaştırmıştır. Savaş ve Barış adlı eserinde tanrı ve insan sevgisini buluşturan dizelere yer vermiştir;

“En zor ama temel olan şey

Hayatı sevmektir.

Acı çekerken bile sevmek

Çünkü hayat her şeydir

Hayat Tanrıdır.

Ve hayatı sevmek

Tanrıyı sevmektir…”

Zweig, yaşamının sonunda Tolstoy’un gerçekten bilge bir kişi olduğunu belirtir. İlerleyen yaşlarında Tolstoy yaşadığı hayata daha fazla dayanamaz ve konfor alanını terk ederek evinden kaçar.

Görkemli ve kudretli Aslan burcundaki Venüs-Satürn Kavuşumu, tevazu sahibi aynı zamanda determinist ve mükemelliyetçi Başak burcuna bağlanınca, lokomotif tipi haritanın odağındaki Satürn’ün de başı çekince Lev Tolstoy’un yaşamı roman kahramanı Anna Karenina’nın trajik sonuna benzer şekilde bir tren istasyonunun sefil ve daracık odasında son bulmuş, geriye ölümsüz eserleri kalmıştır (3)

Thomas Edison (11.2.1847- 18.10.1931) Kova burcu olan Edison’un Balık burcundaki Venüs-Satürn kavuşumu, İkizlerdeki Jüpiter ile kare açıdadır. Satürn sabit yıldız Fomalhaut, Jüpiter kraliyet yıldızı Aldebaran ile kavuşumdadır.

Harita tipi kâse olup kulpunda Ay (Yay) vardır ve Mars (Oğlak) ile kavuşumdadır. Güneş burcunun yönetici gezegeni Uranüs (Koç), Neptün (Kova) ile olan 45 derecelik açısı dışında bir açısı yoktur, bir nevi açısızdır. Tesla’nın dehası ve projelerinden fazlasıyla yararlanan Edison tarihe elektriği bulan kişi olarak geçmiştir.

Diğerleri;
Charles Brownski (Başak), Lord Byron (Kova), Alexandre Dumas (Başak), Jack London (Kova), Nicolas Cage (Kova), Jim Carrey (Oğlak), Kurt Cobain (Balık), Charles Baudelaire (Koç), George Washington (29 der Balık Venüs, 2 derece Koç)

Venüs-Satürn saklı kavuşum;

Bir de aynı burçta iki gezegenin standart bir açı derecesi olmadan yan yana gelme durumu vardır. Bu açısız birliktelik önemlidir zira saklı bir potansiyele işaret eder. Yaptığım araştırmalar neticesinde aralarında standart bir derece bulunmasa da yan yana, karşı karşıya, çaprazdan veya akıcı bir şekilde etkileşime giren gezegenlerin daha verimli, daha üretken bir işleve sahip olduğunu keşfettim. Örneklendirsek;

Nicole Tesla (10.7.1856-7.1.1943) Yengeç burcu olan Tesla’nın aynı zamanda Yengeç burcunun 14 derecesinde Venüs, 5 derecesinde Satürn’ü bulunur. Ayrıca Terazi burcunda Ay, Mars ve Gad kavuşumu vardır. Lokomotif tipi haritanın odağında Balık burcundaki retro Neptün vardır ve kötücül etkileri bilinen Algol sabit yıldızıyla kavuşumdadır. Güneş ise Castor ile kavuşumdadır. Bugün teknolojik devrimde onun insanlığa miras bıraktığı teorilerinin katkısı oldukça fazladır. Tüm dünya onun sayesinde birçok icat ve buluşla ilerlemektedir…

Albert Einstein (14.3.1879-18.4.1955) Balık burcu olan bilim insanının doğum haritasında 16 derece Venüs, 4 derece Satürn Koç burcunda yan yanadır. Aynı zamanda Koç burcundaki Merkür hem Satürn hem de Şans noktası ile yakın kavuşumdadır. Yay burcunda bulunan Ay’ın ise Venüs’ten başka hiçbir gezegenle açısı yoktur. Harita modeli Kova olup sapında Başak burcundaki retro Uranüs vardır. Bütün dünyanın tanıdığı Einstein, Newton fiziğinden kuantum fiziğine geçişe öncülük etmiştir. Popüler kişiliği sanatsal ve yazınsal eserlere de konu olmuştur.

Oktay Sinanoğlu (25.2.1935-19.4.2015) Balık burcu olan bilim insanımızın yine aynı burçta Venüs’ü 29 derece (anaretic) ve Satürn’ü 1 derece aralığında yan yanadır. Aynı zamanda Satürn, Güneş ile yakın kavuşumda, Venüs de Şans noktası ile kavuşumdadır. Ay ve Jüpiter de Akrep burcunda kavuşumdadır. Uranüs, Mirach sabit yıldızı ile, Kad da Altair ile kavuşumdadır. Değerli hocamız çok genç yaşta profesör olmuş ve önemli buluşları ile Türk kimliğinden taviz vermeden dünyaya önemli katkılarda bulunmuştur. Kuramcı kimyacı ve moleküler biyolog olan bilim insanımız “Türk Einstein” ı olarak haklı bir üne sahiptir. Ne var ki kendi ülkesinde yeterince iyi tanınmamaktadır.

Robin Williams (21.7.1951-11.8.2014) ünlü aktör Yengeç burcu olup Başak burcunun 10 derecesinde Venüs, 27 derecesinde Satürn’ü bulunmaktadır. Satürn aynı zamanda durağan Gad ile partil kavuşumdadır. Ay ve Kad Balık burcunda kavuşum halindedir. Ünlü sanatçı bir Satürn günü doğmuştur. Gülen yüzü ve üstün rol becerisiyle çok sevilen sanatçının intihar ederek hayatına son vermesi hayranlarını hem üzmüş hem de şaşırtmıştır.

Wolfgang Amadeus Mozart (27.1.1756-5.12.1791)dahi müzisyenin Kova burcunda 29 derecede Venüs’ü, 1 derecede de Satürn’ü bulunur. Ayrıca Güneş ve Merkür’de Kova burcundadır. Yay burcunda Pluto- Ay partil kavuşumu vardır. Doğum haritasında Satürn final dizpozitördür. Başak burcundaki Kad, olumlu yönüyle bilinen Betelgeuse sabit yıldızı ile kavuşumdadır. Evrensel bir değer olan ve 35 yaş gibi kısacık bir ömre sayısız eser sığdıran Mozart'ın besteleri hiç duraksamadan çağlar arası yolculuğunu sürdürmektedir.

Saddam Hüseyin (28.4.1937-30.12.2006) Boğa burcu olup Venüs 21 derece Koç®-Satürn 0 derece Koç burcundadır. Venüs Yengeç burcundaki Plüton ile kare, Satürn ile üçgen açıdadır. Jüpiter (Oğlak)-Plüton (Yengeç) karşıt açısı haritasındaki en yakın orbdaki karşıt açıdır. Güneş de Uranüs ile Boğa burcunda kavuşumdadır. Yay burcuda Mars ile kavuşumda olan Ay’ın aynı zamanda kraliyet yıldızı Antares ile kavuşumu vardır. Merkür de olumsuz etkileri bilinen Capulus sabit yıldızı ile kavuşumdadır. Trajik sonunu tüm dünya izlemiştir.

(Devam edecek… )

Dipnot:

(1) Billy Rose, Al Jolson, Dave Dreyer- Me and My Shadow

(2) Stefan Zweig-Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar/Lev Nikolayeviç Tolstoy

(3) Lev adı Rusça’da “Aslan” anlamına gelmektedir.

Kaynakça:

01) Stefan Zweig- Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar/Lev Nikolayeviç Tolstoy

02) Lev Tolstoy- Savaş ve Barış

03) Lev Tolstoy- Anna Karennina

04) Jean Bottero- Samuel Noah Kramer- Mezopotamya Mitolojisi

05) Rollo May- Kendini Arayan İnsan

06) Rollo May-Aşk ve İrade

07) Joseph Campbell- Mitolojinin Gücü

08) Emanuele Coccia- Metamorfozlar

09) Ana Britanica- Lev Tolstoy

10) Solar Fire- Chart Database

11) Nazan Öngiden-Özel Doğum haritası Arşivi

 

 

 

 

ÖNCEKİ YAZI Harika Bir Talihsizlik (IV) SONRAKİ YAZI Birbirini Bulmak
Güneş Androjendir
Güneş Androjendir
13.11.2024 12:24:30
Tutulma Etkileriyle Yüklü Koç Dolunayı
Tutulma Etkileriyle Yüklü Koç Dolunayı
12.10.2024 11:04:08
Venüs'ün Sekiz Yıllık Döngüsü
Venüs'ün Sekiz Yıllık Döngüsü
15.09.2024 14:25:16
    1 adet yorum
  • Comment Author
    Yeşim
    07.05.2024 10:19:28

    Teşekkür ederim. ❤️️ Çözüm teslimiyet sanırım.

Yorum Yazın