Karadeniz'de Eylül Esintisi (4)
Dördüncü gün 24.9.2019
Bugün tek rotamız sabahtan akşama kadar kalıp atmaca avı izleyeceğimiz Arhavi- Balıklı tepesi. Gene yazdan kalma sıcak bir gün...
Arhavi-Balıklı Tepesi;
1200 rakımlı Arhavi-Balıklı tepesine araba ile orman içinden kıvrıla kıvrıla tırmanmak gruptan bazılarımızı ürkütürken bana çok iyi geldi. Yeşilin binbir tonu, toprağın mis gibi kokusu ve bol oksijen ile nefes terapisi yaptığımda bütün hücrelerimin bana teşekkür ettiğini hissettim.
Geldiğimden bu yana doğada görmek istediğim o muhteşem renk patlamasına sadece Balıklı tepesindeki bu ağaçta denk geldim. Tek bir numune sanki beni teselli etmek istercesine oradaydı... Dalları gökyüzüne uzanan, yeşilden sarıya, penbeden kızıla çalan bu rengarenk ağacı uzun bir süre hayranlıkla izledim.
Karadeniz doğasının hemen her köşesinde ya yeşillikler arasından süzülen kaynak suları ya da taşlar arasından fışkıran çağlayanlar coşkuyla selamlıyor sizi...
Buz gibi soğuk şifalı suları hem kana kana içtim hem de yüzümü gözümü yıkayıp serinledim. Ağaçları ve çiçekleriyle buranın bitki örtüsü de muhteşem.
Buraya asıl gelme sebebimiz Doğu Karadeniz'de özellkle Rize ve Artvin'de bir gelenek olarak sürdürülen Atmaca avını izlemekti. Şansımız varmış ki atmaca avının hemen bütün aşamalarına tanık olduk.
Atmaca avı sezonunda Balıklı tepesinde bir araya gelen avcı ekibinden Coşkun Güler, Nurettin Duman, Ali Özcan, Burhan Kasap ve rehberimiz Vahdet Cebeci atamaca avı konusunda bizi bilgilendirdiler. Onların verdiği bilgileri yaptığım araştırmalar ile pekiştirerek sizlere aktarmaya çalışacağım.
- Önce Kızıl Sırtlı Örümcek Kuşunu tutmak için yeşillik alana bir tuzak kuruluyor ve içine Danaburnu böceği yerleştiriliyor. Danaburnu böceğini yemeye gelen Kızıl Sırtlı Örümcek Kuşu tuzağa düşüyor
- Yakalanan Kızıl Sırtlı Örümcek kuşu gözleri renkli meşinle kapatılıp atmaca avında kullanılmak üzere eğitiliyor.(1)
- Atmacayı görüp ürkmemesi için gözleri kapatılan Kızıl Sırtlı Örümcek Kuşu iple bağlandığı uzun çubuk üzerinde oynatılarak atmacanın dikkati çekiliyor.
Avcı ekibinden Nurettin Duman Kızıl Sırtlı Örümcek Kuşunu eğitirken..
- Kızıl Sırtlı Örümcek Kuşu etle besleniyor. Avcı ekibinden Ali Özcan etleri özenle hazırlarken, Vahdet Cebeci dikkatle izliyor. Coşkun Güler ise arkadan talimat veriyor.
-Atmacanın gözleri çok keskin olduğundan uzak mesafeden çubuk üzerinde oynaşan kuşu görüp, büyük bir hızla hedefe yöneliyor ve kendisine kurulan tuzaktan habersiz ağa takılıyor.
Avcı ekibinden Ali Özcan ağa takılan atmacayı çözüyor ve avını gururla seyrediyor...
-Avlanan atmaca bir süre sevilip bakılıyor sonra tekrar doğaya salınıyor. Avcılar huylarını beğenmedikleri ve eğitilmeye uygun olmayan atmacaları daha kısa sürede serbest bırakıyorlar.
Vahdet Cebeci'ye göre;
"Atmaca avının en güzel yanı hiç bir canlının zarar görmeyişi. Ne Danaburnu böceği Kızıl Sırtlı Örümcek Kuşuna yem ediliyor ne de Kızıl Sırtlı Örümcek Kuşu Atmacaya yem ediliyor. Hepsi korunuyor ve bir süre sonra da doğaya iade ediliyor. Atmaca etle beslenen vahşi bir kuş. Fiziksel olarak dişisi erkeğine göre daha büyük ve güçlü. Dişisine oranla zayıf olan atmacanın erkeği avlanmada tercih edilmiyor. Karalar, kızıllar ve sarılar olmak üzere atmacanın üç türü bulunuyor"
Burhan Kasap'a göre;
"Atmaca avı yaklaşık 2000 yıllık bir laz geleneği olup bu tutku babadan oğula intikal ediyor. Bu işin doğaya ve canlılara hiç bir zararı yok. Tutulan atmaca öldürülmez, bir müddet beslenip sevilir ve manevi bir doyum sağlanır. Eğer yakalanan atmaca avcının istediği bir türse daha uzun süre bakılır, değilse kısa sürede tekrar doğaya salınır. Genelde atmacaların çok azı iyi eğitilebilir ve bu işi yapanlar atmacanın eğitilip eğitilmiyeceğini davranışlarından anlar. Huylarını beğenmedikleri atmacayı hemen salarlar. Bu iş uzun zaman sabırla beklemeyi gerektirdiğinden genellikle bir emekli uğraşı olarak görülür"
Atmaca gözleri çok iyi gören bir kuş ve ortalama ömrü 12-13 yıl kadar. Her yıl ağustos ile kasım ayları arası kuzeyden güneye göç eden atmacaları takibe alan avcılar özel bir ağ düzeneği kurup yakalıyor. Genelde atmaca avcıları kendilerini ağaç dalları ve yaprakları ile kamufule ederek atmaca avlıyor. Renk körü olan atamacaların yaşam alanı ormanlar. Kuluçka dönemleri 30-35 gün civarı ve yumurtaları kahverengi lekelerle kaplı. Atmaca yavruları 1 aylıkken uçmaya başlıyor ve 2 ay sonra kendi kendine avlanabiliyor. Rize ve Artvin'in kültürel dokusu içinde yer alan atmaca avcılığının geçmişi bir hayli eski. Çayeli, Pazar, Ardeşen, Fındıklı, Arhavi, Hopa, Kemalpaşa gibi yöreler yırtıcı kuşların göç yolu üzerinde bulunduğundan atmaca kuşu bu yörelerin kültürel bir simgesi haline gelmiş.
Gerçek atmaca avcıları Tarım ve Orman Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığın ortak düzenlediği atmaca kurslarından sertifika alıp atmaca avına çıkıyor. Atmacalar Bıldırcın avında da kullanılıyor. Kartal ve şahin kadar görkemli olmasa da ince yapılı atmacanın kendine has dik bir duruşu ve asaleti bulunmakta.
Balıklı tepesindeki atmaca yakalama serüvenine hepimiz masa başındayken tanık olduk. Önce atmaca avcısı Nurettin Duman uzaktaki atmacayı farketti;
"işte geliyor, hepiniz çok sessiz olun, konuşmayın ve el kol hareketi yapmayın"
diyerek bizi uyardı. Sessizce bekledik ve atmaca hızla yaklaşarak ağa dolandı. Avcılar yüksek sesle tezahüratta bulundu ve herkes ağa takılan atmacaya doğru koştu. Bu kadar eski bir geleneği adım adım yaşamak benim için ilginç bir deneyimdi. Bir atmacayı ellerimde tutabilmek ise inanılmaz bir duyguydu. Sıra atmacalardan birini doğaya salmaya gelince içtenlikle "ben uçurabilir miyim" dedim, peki uçur dediler ve atmacayı nasıl tutacağımı göstererek ellerime teslim ettiler.
Önce yavru atmaca ile göz teması kurdum. Kalbi o kadar kuvvetli çarpıyordu ki baş parmağımla hafifçe göğsünü ovup sakinleşmesini bekledim. Bir süre sessizce bakıştık ve anlaştık. Sıra onu özgür kılma anına gelince avcılar bir dilek tut diye tembihledi. Dileğimi tuttum ve atmacayı uçurdum... Yıldırım hızıyla yükseklere çıktı ve gözden kayboluncaya kadar arkasından baktım. Avuçlarımda hissettiğim kalp çarpıntısını unutmam mümkün değil. Esir bir canlıyı özgürlüğüne kavuşturmak tarifsiz bir duygu... Çocukluğumdan beri bunu içgüdüsel olarak yapan biriyim, babamın saka kuşlarını gizlice az uçurmadım... Bu duyguyu yaşamama vesile olan atmaca avcısı ekibe gönülden teşekkür ederim.
Her ne kadar "atmacayı vurdular bir avuç kanı için..." diye türkülere konu olsa da gerçek atmaca tutkunları kesinlikle atmacayı öldürmüyor. Aslında bu insanın zekasını kullanarak kuşu kuşa avlatma sanatı...
İlk kez Arhavi'ye geldiğimizde atmaca ekibinden Coşkun Güler'i ziyaret etmiştik. Arhavi'nin yemyeşil doğası içindeki evini nasıl bir kuş evine çevirdiğini hayretle izlemiştik. Rehberimiz Balıklı tepesindeki avcı kulübesini gözeten, atmaca ekibini bir arada tutan ve bu geleneği yaşatmak için büyük emek sarf eden kişinin de Coşkun Güler olduğunu belirtti. Gözlemlerime dayanarak söyleyecek olursam atmaca avı son derece dürtüsel, asabi, sabırsız ve bildiğini okuyan Karadeniz insanı için bir nevi doğa-terapisi yerine geçiyor. Heyecanlarını yatıştırıp, gerilimlerini boşaltmaya yarıyor. Onlar bu işi bir tutku olarak tanımlıyor. Öyle de olsa sonuçta bu tutku onları sağaltıyor...
Akşam üzeri bizi konuk eden avcı ekibine ve birbirini avlayan kuşlara veda ederek Balıklı tepesinden ayrıldık. Artık orada bir de dikili ağacımız var. O ağaç bizim Gökçe çiçeğimizin ağacı...
Dip not;
1) Kızıl Sırtlı Örümcek Kuşunu uzaktan gördüğüm ilk anda verdiğim tepki; "aaa ne kadar iri mavi gözleri var, hiç böylesini görmemiştim" oldu. Daha sonra yanına yaklaşınca anladım ki o göz sandığım şey meğer renkli meşin göz kapağıymış. Centilmen atmaca avcılarının hiç biri cehaletimi yüzüme vurmadı tabi.
(Devam edecek...)
Balıklı tepesi- Arhavi /24.9.2019
2 adet yorum
Yine bir solukta zevkle okudum. Devamını heyecanla bekliyorum.
Anlatımınla her okuyanı mest ettin Nazan. Ben bile oralarin bu kadar sanatsal anlatilacagini hayal edemedim. Yüreğine sağlık
Yorum Yazın