Kış Uykusu
Sonbahar ekinoksundan sonra ısı ve ışık azalmaya bitkiler solmaya başlar. Gitgide kuruyup ıssızlaşan doğada besin kaynakları azalır ve yaşam enerjileri zayıflar. Sertleşen iklim koşullarından korunmak için hayvanların bir kısmı göç eder bir kısmı da inlerinde depoladıkları besinleri kullanarak yarı uyuşuk bir halde hayatta kalma mücadelesi verir. Bir kısım hayvanlar gerçek kış (hibernation)uykusuna yatarken bir kısmı da hissizlik ve uyuşukluk (torpor) durumuna geçer. Uzun süreli hareketsiz kalma bir nevi yarı felç durumudur. Kış uykusuna yatan hayvanların metabolizma hızları ve soluk alıp vermeleri yavaşlar, vücut ısısı ve nabız atışları düşer, sindirim ve boşaltım sistemleri durur. Vücutlarındaki yağ ve glikojen depolarını kullanarak hayatta kalmaya çalışırlar. Kış uykusundayken ani bir şekilde uyandırılan hayvanlar ölebilir. Aslında doğada ve canlılarda görülen kış uykusu bir dinlenme ve yenilenme sürecidir.
Karada yaşayan memeli hayvanlar; kış uykusu deyince ilk akla gelen memeli hayvan ayıdır. Boz ayılar yaz ve sonbahar başında kış boyunca kullanacağı kalın bir yağ katmanı oluşturmak için yüksek kalorili besinleri bolca tüketir. Bazı ayı türlerinin kış uyku süresi 7 ayken bazı türlerin 5 ay kadardır. Kirpi, yarasa, kokarca, sincap, dağ sıçanı ve fındık faresi de gerçek kış uykusuna yatan hayvanlardır.
Yarasalar kışın mağara veya soğuk harabeler içine kapanır. Baş aşağı durarak uyur. Tetikte uyuduğundan en ufak bir tehlike sezdiğinde hemen uyanır. Pek çok hayvanla kıyaslandığında dondurucu soğuklara en fazla dayananı da yarasadır. Ayrıca göç eden yarasa türü de mevcuttur. Dağ sıçanları ise kış geldiğinde 10-15 tanesi bir araya gelerek toprak altına açtıkları çukura girer ve hep birlikte uyurlar. Sincapların kış uykusu diğerlerinden biraz farklıdır. Her sabah yuvasından çıkıp yiyecek arar ve tekrar yuvasına dönüp uyur. Bir nevi uyur-gezer halde dolanır. Kirpiler ise ısı 4 derecenin altına düştüğünde tortop olup kış uykusuna geçer.
Sürüngenler; gerçek kış uykusuna yatmaz fakat bir uyuşma(torpor) haline girer. Metabolizması ve hareketleri yavaşlasa da çevresel etkilere tepki vermeyi sürdürür. Yılanlar sıcağı sevdiği için hava soğuduğunda toprağın altına inerek uykuya çekilir.
Suda yaşayan hayvanlar; okyanus suyu soğuduğunda köpekbalıkları da okyanusun derinliklerine iner. Bazı alabalık türleri donsa da tekrar hayata dönebilir. Deniz Kaplumbağaları göç ederken karada yaşayanların çoğu kış uykusuna çekilir. Evde beslenen su kaplumbağaları da kış uykusu moduna girdiğinden bazen öldü sanılıp gömülmektedir.
Kuşlar; genelde göç ederek mevsimsel etkilerden kendilerini korur ancak bazı istisnaları da vardır. Abd bölgesinde yaşayan Common Poorwill ya da nightjar (phalaenoptilus nuttallii) adı verilen gececi kuşu gerçek kış uykusuna yatar.
Martı, güvercin, kumru, serçe vb kuşlar ise büyük şehir ya da kırsal alanlarda yiyecek sıkıntısı çekerek kışı atlatmaya çalışır.
Böcekler; eklembacaklı böceklerin çoğu kış uykusuna yatar. Çoğu böcek ve yumuşakçalar göç eder ya da kalırsa kışın ölür. Kışın ölen türler ölmeden önce ürer ve kışı pupa veya larva formunda geçirir. Bazıları da yarı uyku haline geçer. Arı, karınca, salyangoz, uğur böceği, örümcek bu şekilde hayatta kalır.
Hem karada hem denizde yaşayan (amphibia) hayvanlar; iki yaşamlılar ya da yüzer-gezerlerin (amphibia) en bilinenleri kurbağa ve semenderledir. Sıcak kanlı memeli hayvanlarda vücut ısısı değişikliği ölümle sonuçlansa da amfibiler de bu durum görülmez. Uyuşma durumuna giren amfibilerden bazı türleri tamamen donsa da vücudundaki şeker oranını artırarak tekrar hayata döner. Göç eden kurbağa türleri de bulunmaktadır.
Sokak hayvanlar; en başta gelenleri kedi,köpek ve kuşlardır. Kışın açlık ve donma riski bulunan sokak hayvanlarına yardımcı olmak bir insani vazifedir. Onlar bu dünyayı birlikte paylaştığımız dostlarımızdır.
Bize hep kainattaki en yüce canlının insan olduğu inancı aşılandı. Gerçekten öyle mi? Hayvanlarla olan yüksek benzerliğimiz ile yüzleşmek yerine kainatın efendisi gibi davranıyoruz. Alt tarafı düşünen bir hayvan olduğu için kendini üstün gören insan kadar doğaya ve diğer canlılara zarar veren başka bir canlı türü var mı?
Pek çok temel sorununu halledememiş ülkemizde hayvan hakları dikkate alınmamaktadır. Sadece hayvan severlerin bu konudaki mücadelesi, hayvanlara karşı bakıcı, besleyici ve koruyucu tavırları ilerisi için bir umut vaat etmektedir. İsviçre anayasasında hayvanlarla ilgili şöyle bir ibare bulunmaktadır;
"hayvanlar, bitkiler ve diğer organizmaların idaresinde yaşam onuru göz önünde bulundurulmalıdır"
Zorlu kış sürecinin sonunda doğa her şeyin bir bekleme ve yeniden canlanma hazırlığı içine girer. Bu her yıl şaşmaz bir biçimde kendini tekrarlayan mevsimsel bir döngüdür. Uyuyan uyanır, uyuşan kıpırdayıp canlanır... Kış uykusu denilen şey sadece hayvanlara özgü bir durum değildir. Bir sonraki bölümde bitkilerin kış uykusunu incelemek üzere sağlıcakla kalın.
Kaynakça;
1) Tristan Gooley- Doğanın İşaretlerini Okumanın Kaybolmuş Sanatı
2) Peter Wohlleben - Ağaçların Gizli Yaşamı
3) www.milliyet.com.tr - Kış Uykusuna Yatan Hayvanlar Hangileridir
4) www.cumhuriyet com.tr- Kış Uykusu Konusunda Bilmediklerimiz
Yorum Yazın