Majestelerinin Rüzgarı...
Adalet Tanrıçasının odasından hızla çıkan Majesteleri içeri girmek üzere olan Müneccim Başı ile çarpışır. Çarpışmanın şiddetiyle Majestelerinin şapkası ve çantası Müneccim Başının da gözlüğü ve ajandası yere düşer. İkisi de aynı anda yere eğilip düşürdüklerini almaya davranınca bu kez de kafa kafaya tokuşurlar. Müneccim Başı şaşkınlıkla
- Majesteleri bu ne sürat, nereye böyle...
- Geç kaldım Kahincim akşama konuşuruz...
Müneccim Başı Majestelerinin yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle hızla uzaklaşmasına baka kalır ve Majestelerinden buram buram yayılan parfüm kokusuyla sersemler. Müneccim Başı kendi kendine mırıldanır;
- Parfümünü değiştirmiş eskisine benziyor, alt notası belki aynı ama üst notası farklı bir çiçek, acaba ne!
O böyle kapının önünde dalgın dalgın Majestelerinin parfüm notalarını ayırt etmeye çalışırken kapı süratle açılır ve küt diye kafasına vurur. Odadan çıkan Ev Kızı Sırma'nın kendi bir yana elindeki tepsi de bir yana savrulur.
Müneccim Başı; ah burnum... Ah seni sakar burnumu kırdın
Ev Kızı Sırma, Müneccim Başının kanayan burnunu görünce çok korkar ve telaşla saçmalar.
- Ben nereden bileyim kapının ardında durup içeriyi dinlediğini! Hemen bir koşu ecza çantasını alıp geleyim, az işim vardı bir de sen çıktın başıma.
Müneccim Başı; çekil önümden densiz dilin çok uzadı senin
Adalet Tanrıçası dışarıdaki gürültü üzerine kapıyı açıp bakar ve Müneccim Başı'nı o halde görünce hemen koluna girer.
- İçeri gelin hemen bir pansuman yapalım size
Asterea; Müneccim dedeciğim bu suyu için, gözlüğünüzü de bana verin fena yamulmuş bir düzeltiyim, camları da batmış temizliyim güzelce.
Müneccim Başı; bir şeyim yok benim, Majesteleri nereye yetişecek böyle!Sabah sabah estirdiği rüzgar ortalığı birbirine kattı.
- Adalet Tanrıçası; Mişel yemeğe davet etti, onunla buluşacak.
- Müneccim Başı; benim niye haberim yok! Hem bu haldeyken gitmesi doğru mu ya başına bir iş gelirse onca yoldan nasıl dönecek!
- Adalet Tanrıçası, siz müsterih olun efendim. Mişel her şeyi ayarladı. Majestelerine ne kadar değer verir bilirsiniz.
-Müneccim Başı; aman ne demezsiniz. O ancak küp gibi içmesini bilir. Ya o ayyaşa uyup Majesteleri de sarhoş olursa nasıl döner geri! Yok, yok hiç hoşuma gitmedi bu iş...
- Adalet Tanrıçası; merak etmeyin efendim Majestelerinin sağlığının ne kadar hassas olduğunu bildiğinden Mişel şoförünü yolladı akşam da eve şoför bırakacak, telaşlanacak bir durum yok.
- Müneccim Başı; aman ne lütuf! centilmen pozlarını da kimseye bırakmaz... neyse ben gideyim siz çalışmanıza devam edin.
Adalet Tanrıçası; kattiyen olmaz, biraz istirahat etmeden bırakmam sizi hem sabah kahvelerimizi de birlikte içeriz.
O sırada Ev Kızı Sırma elinde ecza çantasıyla nefes nefese içeri girer, kanepeye uzanan Müneccim Başı'nın burnuna tampon yapar.
Asterea; Müneccim dedeciğim bakın eskisinden de iyi oldu gözlüğünüz, takmama müsaade edin, ayyy sizin alnınızda fena şişmiş.
Müneccim Başı; sağ olasın Gökçe çiçek
Adalet beldesinde Asterea'ya sadece Majesteleri ve Müneccim Başı Gökçe Çiçek diye hitap eder. Adalet Tanrıçası genelde Göklerin Kızı derken, beldenin geri kalanı Asterea'yı kendine çok yakın bulduğundan her seferinde muzipçe bir şey söyler bu da Majestelerinin tenkidine neden olur ancak Asterea aldırmaz gülüp geçer onlara.
Ev Kızı Sırma; hah oldu işte, şimdi size bol köpüklü kahvenizi de yapıp getirdim mi bir şeyciğiniz kalmaz.
Müneccim Başı; bırakın bana hasta muamelesi yapmayı gider odamda dinlenirim. Kahvemi de yarım saat sonra odama getirirsin.
Tüm ısrarlara rağmen Müneccim Başı kalkıp gider. Peşinden de Ev Kızı Sırma söylenerek çıkar.
Adalet Tanrıçası; Majesteleri çok bunalmıştı. Mişel ile de uzun zamandır görüşememişlerdi ama Müneccim Başının hiç hoşuna gitmedi bu iş!
Asterea; desenize bunca sıkıntı içinde bir de Mişel krizi patlak verebilir.
Adalet Tanrıçası; öyle gözüküyor... hadi biz işimize dönelim, nerede kalmıştık!
Asterea; Majestelerinin önerilerini de dikkate alarak yapılacaklar listesinin üzerinden bir geçelim isterseniz.
Adalet Tanrıçası; iyi olur, çok bölündük bugün.
Asterea; şu bizim sevimli hayalet için her gün akasya çiçekleri vazoya konulacak, akşamları Filiz Akın filmleri biraz yüksek sesle izlenecek, ayrıca 60 yılların hit şarkıları gün boyu çalınacak, hiç bir şekilde üstüne gidilmeyecek sadece sessizce sevimli hayaletin tepkileri izlenecek.
-Adalet Tanrıçası; tamamdır o zaman şimdilik bu kadarıyla başlayalım bir görelim nasıl tepki verecek sonrasına bakarız...
- Asterea; Ha bir de majesteleri dedi ki sehpanın üzerinde Golden ya da Zambo şekerli sakızı bulundurun... iyi de nereden bulacağız Nuh Nebiden kalma bu sakızları, kalmış mıdır ki!
- Adalet tanrıçası; bizim Sokak Kızı İrma bulur. Bu işi ona havale ederiz.
- Asterea; peki, o halde ben gidip bizimkileri işbirliği yapmaya ikna edeyim.
O sırada kapı çalınmadan hızla açılır ve Ev Kızı Sırma paldır küldür içeri dalar. Adalet tanrıçası ile Asterea neye uğradıklarını şaşır. Sırma iki göz iki çeşme başlar veryansın etmeye...
-Bir daha bu manyak bunağa hizmet etmem. Kimi bu işle görevlendirirseniz görevlendirin ben yokum bilesiniz.
-Adalet Tanrıçası; Sırma gene ne oldu?
- Ev Kızı Sırma; ne olacak Majestelerine kızıyor acısını benden çıkarıyor, durmadan haşlıyor beni...
-Adalet Tanrıçası; bir şey anlamadım, gel bakayım otur şöyle, düzgün anlat bir...
- Ev Kızı Sırma; kahvesini yapıp götürdüm kapıyı açınca bir de ne görüyüm tezgahın başında oturmuş Majestelerinin parfüm şişesini elinde tutmuyor mu! Aaa bu Majestelerinin kayıp parfümü sizde ne arıyor deyince beni yaka paça dışarı attı. Suç üstü yakalanınca vay efendim niye kapıyı çalmadan içeri daldın diye beni bir güzel haşladı.
- Adalet Tanrıçası; haklı ama hem Majesteleri de duysa çok kızar kaç kez söylendi size kimsenin odasına izinsiz dalmayacaksınız diye...
- Kusura bakmayın ama elim kolum doluyken bir de kapıyı çalmakla uğraşamam. Hem günde kaç kapıya uğruyorum haberiniz var mı sizin? Bir bardak su için bile beni ayaklarına çağırıyorlar. Söylesenize Majestelerinin yana yakıla aradığı parfüm şişesinin onda ne işi var!
- Adalet Tanrıçası; Müneccim Başının vardır bir açıklaması siz üstünüze vazife olmayan işlere karışmayın yeter.
Ev Kızı Sırma; bu bunağın hakkından ancak Majesteleri gelir. Eve gelir gelmez hemen durumdan haberdar edeceğim onu. O Manyak Müneccim görecek gününü! Off aman bileğim çok kötü burkuldu üstüne basamıyorum. Sonunda bu belde öldürecek beni.
Asterea; bizim çalışmamız bitti ben de çıkıyordum gel bana yaslan gidelim Sırma, ayak bileğine bir kompres yapalım. Sonra da bir güzel çay demler dertleşiriz.
- Ev Kızı Sırma; iyi ki geldin Asterea sen de olmasan şu koskoca beldede bir halimden anlayan yok, herkes beni çok üzüyor çook...
- Adalet Tanrıçası; Olur mu hiç öyle şey Sırma biz seni çok seviyoruz. Hadi Asterea ile birlikte gidin biraz istirahat edin ikiniz de çok yoruldunuz.
- Ev Kızı Sırma; şimdi gidiyorum ama majestelerine söyleyin ben istifa ettim yerime başka birini bulsun. Sakın o bunağı da başı boş bırakayım demeyin kesin odasında bir dolaplar çeviriyor sonra demedi demeyin...
Adalet Tanrıçası onu teskin etmek için hafifçe tebessüm ederek başını olur anlamında sallar.
Ev kızı Sırma, Gökçe kızın koluna girerek seke seke odadan çıkarlar. Ev Kızı Sırma ne zaman dertlense bağıra çağıra söylediği şarkıyı bu sefer inleye inleye söylemeye başlar;
-Nerdesin Ey Talih!
Görünmedin bir türlü
Çok yalvardım ağladım
Güldürmedin bir türlü...
Onun bu hali karşısında Asterea gülme krizine girince Ev Kızı Sırma bozulur.
-Aşkolsun Göklerin Komik Kızı sen de gülüyorsun değil mi ağlanacak halime...
Asterea; yok vallahi güzelim... sadece düşündüm de bizi çay kesmeyecek en iyisi gel biz bir küçük açalım seninle...
Ev Kızı Sırma ağlarken gülmeye başlar, Göklerin Kızına iyice yaslanarak kaldığı yerden en sevdiği şarkıya devam eder...
-Ey Talih sabrım bitti
Ne varsa benden gitti
Bir ömür sensiz geçti
Anlamadın bir türlü...
(devam edecek...)
Yorum Yazın