Koç burcu enerjisini doğru okuyabilmek için astronomik ve mitolojik arka-planına çok dikkat etmek gerekir. İlk referans olarak ilkbahar ekinoksu başlangıç noktasına bir önceki yazımda değinmiştim. İkinci önemli referans noktası ise mitolojik savaş tanrısıdır. Roma mitolojisinde bu savaş tanrısının adı Mars, Yunan mitolojisinde ise Ares'tir. Roma da yılın ilk ayı Mart (March)dır ve adını Mars'tan almıştır. Daha doğrusu kökü Etrüsklere dayanan Martius, zamanla Romalılaşmıştır. "Campus Martius " Romalı kahramanların üzerinde yürüdüğü "Tanrı Mars'ın alanı"dır. Romalılar mart ayı geldiğinde Mars'ı kutsar ve  kışın ara verdikleri savaşa tekrar çıkarlar. Kısacası Mars, antik Roma'da çok itibar görür. Yunan mitolojisinde ise tam tersi bir durum söz konusudur. Ares savaş tanrısı olmasına rağmen "kana susamış"- "kızgın ve azgın" "ilkel vahşi" gibi sıfatlarla nefretle anılır. Romalılar daha çok onun aydınlık yüzünü sahiplenirken, Yunanlılar sanki karanlık yönünü sahiplenir gibiler...  Oysa Psikiyatr C.G. Jun'un işaret ettiği gibi mitolojideki bu tanrılar birer arketiptir.(*) yani tüm insanlığın ortak mirası olan "Kolektif Bilinçaltı" içerikleridir. Daha güncel bir dile çevirecek olursak bu arketipler, genetik kodlar vasıtasıyla nesilden nesile aktarılan enerji kalıplarıdır. Söz konusu bu enerjileri olumlu ve olumsuz yönleriyle birlikte değerlendirmek bütünleyici, ayrıştırarak, cımbızlayarak değerlendirmek bölücü bir yaklaşımdır.

Homeros'un İlyadası bir savaş destanı olmasına rağmen savaş tanrısı Ares'in hali yürekler acısıdır. Olympos' ta ki hemen bütün tanrılar ona çullanırlar;  
"Ares, insanların baş belası Ares,
Ey kaleler yıkan, elleri kanlı..." 
İda dağının tepesine göz kamaştırıcı çalımıyla oturup, oradan Troya savaşını yöneten Zeus bile, Ares'i yerden yere çalar!
"Böyle ağlaşıp durma dizimin dibinde, dönek
Olympos'ta oturan tanrılar arasında
Benim en iğrendiğim tanrısın sen,
Hep hır gür,kavga, savaş işin gücün
Ele avuca sığmaz huysuzluğun, biliyorum
Anandan gelme sana, Hera'dan,
Ben de ona zorla dinletirdim sözümü,
Onun öğütlerinden geldi başına, ne geldiyse.
Ama böyle acı çekmene de dayanamam,
Benim soyumdan gelmişsin bir kere,
Benden doğurdu anan seni,
Yoksa bu yıkıcı, bu karıştırıcı huyunla
Bir başka tanrıdan doğmuş olsaydın sen,
Çoktan Uranosoğullarının yurdundan
Ta aşağılarda bulurdun kendini."

(*)Arketip; ilk örnek,asıl numune, şablon anlamındadır. Arketip kavramını psikolojiye ilk kez kazandıran Jung'dur ve onun bu terimi daha sonra psikoloji literatüründe yerini alsa da Freud ile yollarını ayırmıştır.