Akrep burcunun geleneksel yöneticisi Mars, çağdaş yöneticisi de Pluto' dur. Pluto, Mars'ın bir oktav üstü olarak kabul edilir. Klasik astrolojik görüş Satürn ötesi gezegenlerin (Uranüs-Neptün-Pluto) bireylerin yaşamını değil, nesillerin yaşamını etkilediğini savunur. Çağdaş astrolojik görüş ise Satürn ötesi gezegenleri "jenerasyon gezegenleri" olarak kabul etmekle birlikte, bireysel yaşamlara olan iz düşümünü de inceler. Öyle ya! Kolektif bilinci etkileyen bu denli güçlü enerjilerin bireyin bilincine sızmaması ve onun yaşamını derinden etkilememesi olası mıdır?

Akrep burcunun yerde sürünenden, gökte süzülene dek uzanan zorlu aşamaları vardır. Bu burcu doğru kavrayabilmek için önce yöneticisi Pluto'yu astronomik açıdan ve keşfedildiği dönem koşulları çerçevesinde ele almak gerekir.

Astronomik olarak Pluto;

Konumu; Güneş sisteminin sonuncu ve en küçük gezegenidir (*)

Kendi çevresinde dönme süresi; 6,4 gün.

Güneş'in çevresinde dönme süresi; 245.33, yaklaşık 248 yıldır. Bir tam dönüşünü görmeye insan ömrü yetmez. Ancak 124 yıl yaşayabilen biri karşıt açısını görebilir.

Günlük ilerleme hızı; 0,01derece.

Bir burçta kalış süresi; Olağandışı yörüngesi nedeniyle 11- 30 yıl arası değişmektedir. Ortalama bir burçta 21 yıl kadar kalır.

Güneş sistemi içinde Pluto en küçük ve en uzaktaki gezegendir ama olağandışı bir yörüngesi olduğundan ara sıra Neptün'ün yörüngesi içine dalar. Bu sebepten 1977-1999 yılları arasında Neptün en dıştaki gezegen konumuna geçmiştir. Pluto, uzayın -270 derece soğuk ve zifiri karanlık noktasında kaldığından Güneş ışınları ona ulaşamaz. Güneş bu noktadan, Dünya'dan göründüğünden 30 defa daha küçük görünür. Oysa Pluto' nun kendisi Dünyamızın uydusu Ay'ın sekizde biri kadardır. 

24.8.2006 tarihinde Prag'da toplanan Uluslararası Astronomlar Birliği (IAU), Pluto'nun gezegen unvanını geri aldı. Gerekçe olarak da Pluto' nun yeni gezegen tanımına uymayışı gösterildi. Gezegenimsi bir gök cismi olduğuna karar verilip sistem dışına itildi. Kuşkusuz Pluto' nun unvanının kağıt üzerinde iptal edilmesi onun sistem içindeki kilit önemini ortadan kaldırmadı. Sonuçta Pluto hâla orada ve buz gibi ışınlarıyla bizimle etkileşimini hararetli bir biçimde sürdürüyor. Onu sistem dışına öteleyen bilim adamlarıyla adeta kafa bulurcasına "Ne içindeyim sistemin ne de dışında..." dercesine hiç istifini bozmadan, ağır aksak dönüşünü sürdürmektedir...

(*) Bilim adamlarının ortak kararı nedeniyle son tanımı "gezegenimsi" olarak değiştirilmiştir.

Pluto' nun keşfedildiği dönem koşulları;

Pluto dünyanın büyük bir ekonomik buhran içinde kıvrandığı 1930 yılında keşfedildi. Bu zaman diliminde yaygınlaşmaya başlayan cinayetler, suikastlar, entrikalar ve uyuşturucu pazarı, insanlığı yeni palazlanmaya başlayan “Mafya” olgusuyla karşı karşıya bıraktı. Bilhassa ABD kıtasında haksız kazanç sağlamak için her yolu mübah gören gangsterler türedi. Avrupa'da ise diktatörler yönetimi tırmanışa geçti. Pluto' nun keşfi peşi sıra "ikinci dünya savaşı" (1939 - 1945) patlak verdi. ABD' de 1942 yılında gizlice bir grup bilim adamı Robert Oppenheimer öncülüğünde bir araya gelerek “Atom bombası” yaptı. Yüksek saflıkta Plutonyum (Pluto'nun yönettiği metal) kullanılarak yapılan atom bombası önce Hiroşima'ya, üç gün sonrasında da Nagazaki'ye atıldı ve büyük bir insanlık trajedisinin yaşanmasına sebep oldu. Yükselen nasyonal sosyalizm ve etnik milliyetçilik hezeyanıyla acımasızca uygulanan soykırım, kana bulanan bir dünya, toplu ölümler ve onulmaz bir yara alan insanlık...   Ve Dünya yarı psikoz durumda iken yeşermeye başlayan “Varoluşçuluk akımı”  insanoğlunun "Temelde yalnız olma" gerçeğine vurgu yaparken aynı zamanda en derindeki “Ölüm korkusu” nu su yüzüne çıkardı.

Pluto'nun mitolojik ve astronomik özelliklerini karşılaştıracak olursak şu sonuca varabiliriz; "her şey birbirini tutuyor"  Evet, mitolojik olarak kendini diğer tanrılardan izole edip yeraltına çekilmesi, karanlık, soğuk, görünmez, katı ve acımasız bir tavır takınması gibi özellikler, astronomik olarak Güneş ısı ve ışığının ulaşamadığı, sistemin en karanlık, en soğuk, en dip noktasında yer alması, en eliptik yörüngesiyle Güneş sistemi kurallarına uymayışı, en gelişmiş merceklerle bile zor görülebilme özellikleri birbiriyle örtüşmektedir. Bu ortak sıradışı özellikler onun keşfedildiği döneme damgasını vuran sert ve acımasız yansımalarına bir açıklık kazandırmaktadır. Kuşkusuz Pluto, en köklü dönüşümleri simgeleyen "kolektif bilinçaltı" ile bağlantılı bir gezegen ya da gezegenimsidir. Onun etkisine maruz kalındığında hiç bir şeyin eskisi gibi aynı kalmasının imkan ihtimali yoktur! Evet, Pluto'dan sonra artık Akrep burcuna geçebiliriz...