Eylül Esintisi - Türk Kozmolojisinde Dört Ana Yön ve Göksel Simgeler (III)

Türk Kozmolojisinde Dört Ana Yön ve Göksel Simgeler (III)

Eski Türkler yaşamlarını dört ana yöne göre düzenlediklerinden kozmolojik sistemlerine astronomi kadar astroloji de dahildir. Bu nedenle eski Türklerin kullandığı astroloji sistemini günümüzde yaygın olarak kullanılan Batı astroloji sistemiyle karşılaştırarak ilerleyeceğiz.

Bugüne kadar yaptığım araştırmalarda kozmoloji, astronomi ve astroloji konularında elle tutulur bir bilgiye ne ilginçtir ki bir sanat tarihçisi olan Emel Esin’in kitaplarında eriştim.

Günümüzde Türk tarihi ile ilgili yayınların büyük bir hızla artış göstermesi memnuniyet verici olmakla birlikte bu alanın ayrılmaz bir parçası olan kozmoloji astroloji ve mitoloji konularındaki yayınlar hala çok yetersizdir. 

Dolayısıyla eski Türklerin kullandığı kozmoloji, mitoloji ve astroloji bilgilerini derlemek için ağırlıklı olarak Emel Esin’in eserlerinden yola çıkacağız.

Emel Esin, “Orta Asya’dan Osmanlıya Türk Sanatında İkonografik Motifler” adlı eserinde belirttiği dört ana takımyıldızın temsilindeki burçları noktası virgülüne kadar şu şekilde aktarmaktadır;

Kızıl Saksağan yıldızları; Büyük Ayı, Yay burcu, Oğlak, Kova, Kanatlı At takımyıldızı (Pegasus), Tay takımyıldızı (Equuleus) ve Andromeda’yı kapsıyordu.

Kök Luu’nun yıldızları; Akrep Yüreği yıldızı (Antares: Akrep burcunun en parlak yıldızı, Alpha Scorpii), Başakçı yıldızı (Spica=Sünbüle. Başak burcunun en parlak yıldızı, Alpha Virginis) ve bazı Başak, Terazi, Akrep ve Yay burcu yıldızlarından oluşuyordu.

Kara Yılan yıldızları; İkizler, Yengeç, Su yılanı (Hydra), Vazo (Krater) ve Karga (Korvus) takımyıldızlarından bazı yıldızlarını içeriyordu.

Ak Bars yıldızları; Andromeda, Balık, Koç, Sinek (Musca Borelais), Süreyya (Türkçe Ülker) takımyıldızları, Öküz (Hyades) yıldız kümesi, Boğa, Orion takımyıldızı, İkizlerevi yıldızı (Betelgeuse= el Cebbar) ve Ayak yıldızından (Rigel=Orion takımyıldızının parlak yıldızlarından birisi oluşturuyordu.”

Öncelikle şunu belirtmemde yarar var günümüzde kullanılan Batı Astroloji sistemi takımyıldızları değil Güneşin bir yıl boyunca eklipte izlediği burçlar (Zodyak) kuşağını esas alır yani 360 derecelik daireyi 30 derecelik dilimlere bölerek burç temsilciliklerini sadece 12 burç arasında pay eder.

Burçlar kuşağı dışında kalan takımyıldızları ve onların bünyesinde yer alan sabit yıldızları ayrıca değerlendirir. Oysa atalarımızın uyguladığı sisteme bakınca işin içine Burçlar kuşağından çok daha fazlasının girdiğine tanık oluyoruz. Önce eski ve güncel olmak üzere iki takımyıldız gruplarını karşılaştıralım (1)

Eski sisteme göre Koç (doğu), Balık (güney- doğu), Boğa (kuzey-doğu) burçları batı yönü temsilcisi “Ak Bars” takımyıldızına bağlanmış. Geri kalanını ise komşu yıldızlar oluşturmakta. Oysa günümüz Batı astroloji sisteminde bu üç burç doğu ana ve ara yönlerinin temsilcisidir.

İkizler (kuzey-doğu), Yengeç (kuzey)burçları kuzey yönü temsilcisi “Kara Yılan” takımyıldızına bağlanmış. Geri kalanını ise komşu yıldızlar oluşturmakta. Günümüz Batı astroloji sisteminde de bu iki burç kuzey ana ve ara yönlerinin temsilcisidir.

Başak (kuzey-batı), Terazi (batı), Akrep ve Yay (güney-batı) burçları doğu yönü temsilcisi “Kök Luu”  takımyıldızına bağlanmış. Geri kalanını ise komşu yıldızlar oluşturmakta. Oysa günümüz Batı astroloji sisteminde bu dört burç batı ana ve ara yönlerin temsilcileridir.

Yay (güney-batı), Oğlak (güney), Kova (güney-doğu) burçları ise güney yönü temsilcisi “Kızıl Saksağan”  takımyıldızına bağlanmış. Geri kalanını ise komşu yıldızlar oluşturmakta. Günümüz Batı astroloji sisteminde de bu üç burç güney ana ve ara yönlerin temsilcisidir.

Emel Esin “Türk Kozmolojisine Giriş” adlı kitabında şöyle demektedir;

“Her biri yedişer yıldız takımından oluşmuş dört büyük yıldız takımının da böyle karşılıklı hareket ettiği düşünülmekteydi”

Ancak bu yedişer yıldız takımının hangileri olduğu konusunda kesin bir bilgi bulunmadığından muhtemelen bunlar dört ana takımyıldıza yakın gelen bazı sabit yıldızlardır.

Önemli bir husus da (umarım dikkatli okurlar fark etmiştir) dört takımyıldızdan hiçbirine bağlanmayan bir burç var. O da “Aslan burcu” Muhtemelen yöneticisi Güneş sisteminin merkezinde yer aldığından Aslan burcu Merkez unsuruna bağlanmış görülüyor. Diğer yandan Merkez’in (yer küre) temsilcisi olarak Satürn gezegeni gösteriliyor! Bu noktada bir karışıklık söz konusu veya bize aktarılan bilgilerde bir noksanlık bulunabilir.

Belki arada şöyle bir bağlantı da olabilir. Eski Türklerin kuzey-batı yönünü “göğün kapısı” olarak adlandırdıkları görülüyor. Bu durumda kuzey batı temsilcisi Aslan burcu ile göğün kapısı arasında anlamlı bir ilişki kurulabilir…

Bir önemli fark da eski Türk astroloji sisteminde pusulaya göre düzenlenen yönlerin batı astroloji sistemine ait doğum haritası grafiklerinde ters yüz edilmiş olmasıdır yani doğu ile batı, kuzey ile güney yer değiştirmiş durumdadır.

Eski Türkler doğayla iç içe yaşadıklarından yaşamlarını pusulanın yönlerine göre düzenlemişlerdir.  

Günümüz Batı astrolojisi ise iz düşüm tekniğini kullandığından doğum haritasının yönleri pusulanın reel yönlerinin tersinedir. Yönler terse dönmesine rağmen burçlar değişmeden kalmıştır yani doğu yönünün temsilcisi Koç, batı yönünün temsilcisi Terazi, Kuzey yönünün temsilcisi Yengeç, Güney yönün temsilcisi Oğlak burcudur.

Bu durumda 21 Haziran yaz gündönümünde kuzey yarımkürede Güneş Yengeç burcunda gökyüzünün en yüksek noktasına erişirken, Batı iz düşüm tekniğine göre düzenlenen doğum haritasında en dip noktada seyreder.

Benzer şekilde 21 Aralık kış gün dönümünde Güneş kuzey yarımkürede Oğlak burcunda, gökyüzünün en alçak noktasındayken, Batı iz düşüm tekniğine göre düzenlenen doğum haritasının en tepe noktasında seyreder.

Eski Türklerde genellikle kullanılan pusulada Güneşin zirvede seyrettiği güney tarafı yukarı yönle ve Güneşin dipte seyrettiği kuzey tarafı aşağı yönle ilişkilendirilmiştir. Emel Esin bu hususa şöyle bir açıklama getirmektedir;

“Fakat diğer pusulada yukarı taraf (gök) kuzeybatıya denk gelmekteydi. Bu son pusula Türklerde kabul edilmiş olsa gerek çünkü gök kapısı kuzeybatıda düşünülüyordu. Fakat sistemlere önem verme eğiliminde olan Çinliler pusulaları dizmekte ısrar ederken, eldeki belgelere bakılacak olursa Türklerin pusula dizme girişiminde pek bulunmadıkları ve ırk’ ları pusulaya uymayan tarzlarda açıkladıkları anlaşılmaktadır. Aslında hem Çinliler hem de Türkler ırk’ları daha çok fala bakmak için kullanıyorlardı.”

Eski Türklerde diktomik evren tasarımında kullanılan “ırk” lar (kozmolojik ideogramlar) adı verilen yazılı işaretlerin Çince karşılığı “kua” idi. Emel Esin’in aktarımıyla; (2)

“Her iki sistemde yaruk ilkesi tek sayı ve nokta (o) (Ho-t’u usulü) veya çizgi (-) ile kararıg ilkesi ise iki sayısı ve iki nokta (oo) veya yan yana iki kısa çizgi (--) ile temsil edilmekteydi”

Türkçe “Irk-Bitig” denen el yazmasından anlaşılacağı üzere noktalı ve çizgili ırk sistemlerinin ikisi de Türklerde yaygındı. Dilimize “fal” olarak yerleşip kalan bu astrolojik teknik esasında bir kehanette bulunma yöntemidir. Günümüz Modern astroloji sisteminde eski klasik astrolojide kullanılan kehanet yönteminden çok "öngörüm"  tekniği kullanılmaktadır.

Emel Esin’in bize aktardığına göre eski Türkler burçlar kuşağını iyi biliyorlardı. Türk oniki hayvanlı takvim haricinde Çin ve Hint takvimlerini de iyi bildiklerinden bunlar arasında bir bağ kurabiliyorlardı.

Tespit edebildiğimiz bir değişiklik de elementlerle ilgilidir. Eski Türk tarihi ve kültürü araştırmacısı Edoard Chavaanes, Türklerin ilk çağlardan beri dört element teorisini kullandıklarını, beş element teorisinin Çin’de ortaya çıktığını belirtiyor (3)

Emel Esin bu durumu eski Türklerin konuya Çinliler kadar sistematik yaklaşmadıklarına bağlıyor. Bilhassa kozmolojik unsurları (yön, renk, element, simge vb.) eşleştirmede bazı karışıklıkların ortaya çıktığını belirtiyor.

Türkler yeryüzünün çok geniş bir yüzeyine dağıldıklarından ve temas ettikleri çeşitli kültürlerden doğal olarak etkilendiklerinden zaman içinde astroloji sistemlerinde bazı farklılıkların ortaya çıkması pek tabiidir.

Elbette günümüz Batı astroloji sisteminde kafamızda soru işareti bırakan muğlak alanlar bulunduğu gibi aynı şekilde eski Türk astroloji sisteminde de bazı tutarsızlıklar göze çarpmaktadır.

Esasında astrolojiyi hayatın üstünde bir şey olarak değil hayata dair bir şey olarak değerlendirdiğimizde onun da tıpkı zamanın akışı içinde gelişip değişebileceği olasılığını göz ardı etmemiş oluruz.

Çünkü belirli kuralları olmakla birlikte astroloji hiçbir zaman bir dogma, bir şablon olarak ele alınmamalı daima yaşayan dinamik bir sistem olarak görülmelidir.

Dolayısıyla eski Türklere ait bilgileri derleyip düzenli bir şekilde okura sunmak oldukça meşakkatli bir iştir. Bu nedenle yazı dizimizde mümkün olabildiğince benzer ve farklı yönleri tespit etme gayreti içinde yol alacağız ve bu yol biraz uzun soluklu olacaktır.

Dipnot:

(1) Günümüzde kullanılan Uluslararası Astronomi Birliği’nin onayladığı 88 takımyıldızın ayrıntılı dökümü web sitemizin astronomi bölümünde bulunduğundan orada paylaştığımız temel bilgileri burada tekrarlamak istemedik. Ancak daha fazla bilgiye ihtiyaç duyan okurlarımız bu bilgilerden yararlanabilir.

(2) Talat Tekin çevirdiği “Irk-Bitig” için şu bilgileri vermektedir. Türklerin runik yazılı en eski metinidir. Doğu Türkistan’da Tun-huan’da Bin Buda Mağaralarındaki birçok el yazmaları gibi Irk Bitig’in yazılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 9 yüzyıl başlarından kalma olduğu tahmin edilmektedir. Kitap Mani diyalekti olan eski Uygur diyalekti ile yazılmıştır.

(3) Türkler asırlar boyu Çinlilerle iç içe yaşadıklarından onların tesirinde kalıp zamanla 4 element yerine 5 elementi benimsemiş olabilirler. Önümüzdeki bölümde “On İki Hayvanlı Türk Takvimi” konusunda bu hususa tekrar değinebiliriz.

Kaynakça:

1)) Emel Esin-Türk Kozmolojisine Giriş

2) Emel Esin-Orta Asya’dan Osmanlıya Türk Sanatında İkonografik Motifler

3) Emel Esin-Türklerde Maddi Kültürün Oluşumu

4) Kaşgarlı Mahmud- Divanü Lugat-it Türk

5) Yusuf Has Hacib- Kudagu Bilig

6) Erzurumlu İbrahim hakkı Efendi- Marifetname

7) Talat Tekin- Orhon Yazıtları

8) Talat Tekin- Irk Bitig

9) Bahaeddin Ögel- Türk Mitolojisi I ve II.Ciltler

10) Fuzuli Bayat- Türk Mitolojik Sistemi I ve II Ciltler

11) İsmail Taş- Türk Düşüncesinde Kozmogoni ve Kozmoloji

 

 

ÖNCEKİ YAZI Türk Kozmolojisinde Dört Ana Yön ve Göksel Simgeler (II) SONRAKİ YAZI Audrey Hepburn'un 32 Ölüm Yıldönümü
Eski Türklerde On iki Hayvanlı Takvim
Eski Türklerde On iki Hayvanlı Takvim
26.01.2025 23:42:04
Türk Kozmolojisinde Dört Ana Yön ve Göksel Simgeler (III)
Türk Kozmolojisinde Dört Ana Yön ve Göksel Simgeler (III)
18.01.2025 20:36:25
Türk Kozmolojisinde Dört Ana Yön ve Göksel Simgeler (II)
Türk Kozmolojisinde Dört Ana Yön ve Göksel Simgeler (II)
12.01.2025 17:51:41
Yorum Yazın