Yedi Kız Kardeşler (Pleiades) Yıldız Kümesi
Yunan mitolojisinde dünyayı sırtında taşıma cezasına çarptırılan Titan Atlas ile bir deniz perisi (Nemfi)olan Pleione’nin yedi kızına “Pleiades" adı verilir.
Her ne kadar “Ağlayan Kız Kardeşler” gibi kötü bir mitolojik üne sahip olsalar da bu kız kardeşlerin hepsi birbirinden güzeldir. Biri haricinde hepsi tanrılarla evlenmiş ve Atlantis soyunun da türemesine vesile olmuşlardır.
Yedi Kız Kardeşlerin adları;
1)Maia; Kız kardeşler içinde en büyük ve en güzel olanıdır. Baş Tanrı Zeus onu kendine eş olarak seçmiş ve bu birliktelikten tanrı Hermes doğmuştur. Ayrıca Roma mitolojisinde eski bir tanrıça olan Maia zaman içinde Yunan mitolojisindeki Maia ile özdeşleşmiş ve mayıs ayı kendisine adanmıştır.
2) Electra; Zeus ile evlenmiş ve bu birliktelikten Dardonos ile İasion doğmuştur. Palladion efsanesinin farklı anlatımları mevcut olmakla birlikte en yaygın olanlarından biri Elektra’nın Palladion heykelini Troya şehrini korumak üzere oğlu Dardanos’a vermesidir.
3) Taygete; Zeus ile evlenmiş ve bu birliktelikten Lakedaimon doğmuştur.
4) Alcyone; Okyanus ve Fırtına Tanrısı Poseidon ile evlenmiş ve bu birliktelikten Hyrieus doğmuştur.
5) Celaeno; Tanrı Poseidon ile evlenmiş ve bu birliktelikten Lycus ve Euryphus doğmuştur.
Tanrı Poseidon ile evlenen Celoene ve Alcyone kardeşlerin Atlantislilerin de anneleri olduğu rivayet edilir (1)
6) Streope; Tanrı Ares ile evlenmiş ve bu birliktelikten Oenomaus doğmuştur.
7) Merope; Kız kardeşler içinde en küçük olanıdır. Orion ona gönül vermiş fakat Merope ölümlü bir erkek olan Korinthos kralı Sisyphosa âşık olup evlenmiş ve bu birliktelikten Glaukos doğmuştur.
Daha sonra 7 kız kardeş gökyüzüne yıldız olarak atanır. Merope’nin gökyüzünde diğer kız kardeşlerine nazaran daha sönük kalmasının nedeni hem bir fani ile evlenmesine hem de çok sayıda doğum yapmasına bağlanır.
Pleiades yıldızları ekinlerin olgunlaşma zamanı ve deniz mevsiminde gökyüzünde görünmeye başlar. Denizcilerin fırtına takviminde yer alır. Dolayısıyla ilk olarak 21 Mayıs ile 22 Mayıs arası esen Ülker Fırtınası, yaklaşık 19-20 gün sonra 10 Haziran’da başlayıp 12 Haziran’da dinen Ülker Doğumu Fırtınasına bağlanır ve 19 Haziran Gündönümü Fırtınası ile tamamlanarak ilkbahardan yaza geçişe aracılık eder” (2)
Hesiodos, “İşler ve Günler” eserinde Pleiadlardan şöyle söz eder;
“Ekinini biç, görünce gökte
Pleiad yıldızlarını, Atlas’ın kızlarını,
Görünmez oldukları zaman da ek toprağını,
O yıldızlar kaybolur kırk gün kırk gece.”
Pleiades bir açık yıldız kümesi olup Arapça adı “Süreyya” dır. Türkçe yaygın kullanımı ise “Ülker” dir. Ayrıca Peren, Pervin ve Messier 45 (M45) gibi adlar da alan bu açık yıldız kümesi Boğa Takımyıldızı içinde yer alır.
Tarihsel akış içinde Pleiades Yıldız kümesinin konu edinildiği üç önemli örnek üzerinde durabiliriz;
1) Safiye Erol-Ülker Fırtınası romanı: Edirne’de dünyaya gelen Safiye Erol İstanbul’da önce Alman mektebini, sonra Fransız Mürebbiye mektebini bitirmiş, Lise öğrenimi için Almanya’ya gönderilmiş, Münih Üniversitesinde Edebiyat ve Felsefe diploması almış. Okul arkadaşına aşık olunca duygularını en derin biçimiyle romanına aktarmıştır. Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında İstanbul’da geçen, doğu ve batı değerlerini kıyaslayan, duygusal çalkantılarla dolu nefes nefese okunan bir roman…
Bir nevi “Aşkın Girdabı” diye tanımlayabileceğimiz Ülker Fırtınası romanını, Eylül Esintisi okurları için ayrı bir yazıda anlatacağım. Çünkü müstesna yazarımız Safiye Erol’un ülkemizde yeterince tanınmaması üzücü...
2)Sürgündeki Prenses Süreyya’nın hayat öyküsü: Prenses Süreyya’nın kendi ağzından Süreyya yıldız kümesi için söyledikleri;
“Süreyya gökyüzündeki bir burcun adıdır. Avrupalıların “Pleiades” dedikleri yedi yıldızlı bir burç. Arap dünyasında bu burcu elmas bir taç görürler, havaya tesir ettiğine inanırlar, en çok sabaha karşı parladığını söylerler. Ayrıca 7 yıldızdan meydana geldiği için de uğurlu sayarlar…” (3)
“Babam, evliliklerinin altıncı yılını bitirip yedinci yıla bastıkları gün dünyaya gelişimi bir uğur saymış, bana Süreyya adını koymuştu. Gökyüzünde bu adla anılan yıldız kümesinin taç biçiminde oluşu ayrıca şana ve şerefe delalet ediyordu…”
Prenses Süreyya’nın İran sarayına gelin olma arifesinde Tahran’da başlayan tifo salgınına tutulup uzun süre hasta yatması nikahlarının ertelenmesine yol açar. Üstelik tifo üzerine bir de zatürreye yakalanır 3 gün boyunca yaşamla ölüm arasında gider gelir. Nihayet 12 Şubat günü, Chirstian Dior’un hazırladığı gelinliği tül üzerine gümüş kılaptan işlemeli olup 20 kilo çeker, başa takılan taç ve zümrüt gerdanlık da eklenince Süreyya gelinliği taşımakta bir hayli zorlanır.
İran şahı Rıza Pehlevi eşi Süreyya için yedi yıldızlı bir liyakat madalyası yaptırıp “Süreyya nişanı” olarak sunar. Debdebeli günler sona erdiğinde Süreyya’dan tahta bir veliaht vermesi beklenir ancak Süreyya’nın çocuğu olmaz, üzerine kuma getirilmesini de kabul etmeyince boşanma kaçınılmaz olur.
Böylece güzeller güzeli Prenses Süreyya’nın peri masalı gibi evliliği 7 yıl sürer. Prenses Süreyya büyük önem atfettiği Süreyya Yıldız kümesi ve 7 rakamı ona mutluluk getirmez ve boşanarak sürgünde yaşayan mutsuz bir prensese dönüşür…
3) Sabri Berksan- Ülker Bisküvileri: Safiye Erol’un “Ülker Fırtınası” romanı Sabri Berksan’a ilham kaynağı olunca şirketin “Üç yıldız” olan adı “Ülker” markasına çevrilir. Berksan kardeşler 1944 yılında Ülker bisküvi markasıyla piyasada fırtına gibi eser ve marka günümüze kadar kalıcılığını korur. Ayrıca Ülker Fırtınasından esinlenen Sabri Berksan, “Ülker” soyadını alır.
10 Haziran’da başlayıp 3 gün boyunca karada ve denizde esmeye başlayan Ülker Fırtınası 12 Haziran’da diner. Tesadüf mü dersiniz yoksa kader mi bilemem ama Ülker markasının patronu Sabri Ülker 12 Haziran 2012 tarihinde vefat eder…
Eğer bugüne kadar okumadıysanız Safiye Erol’un, “Ülker Fırtınası” kitabını okumak için bundan uygun bir zaman bulamazsınız. 2012 yılında derinden etkilenerek okuduğum bu romanı, 2.kez hızla okuyup fırtına dinmeden Eylül Esintisi okurları için paylaşmayı umut ediyorum.
Daima sevgiyle ve sağlıkla…
Dipnot:
(1) Yunanlı tarihçi Diodorus’a göre onlardan Atlantis sakinleri türemiştir.
(2) Daha detaylı bilgiye ihtiyaç duyarsanız web.sitemizde “Ülker Fırtınası” ve “İkizler Burcu Doğa Takvimi “ yazılarımıza bakabilirsiniz.
(3)Kaknüs yayınlarından çıkan “Sürgündeki Prenses Süreyya” adlı kitabın sayfa 34’ de yapılan çeviri bu şekilde olsa da Süreyya bir burcun adı değil, Boğa burcu ana hatları içinde yer alan bir “açık yıldız kümesi” dir. Daha önce yayınladığımız Boğa burcu takımyıldızları başlıklı yazımız bu konuda size bir fikir verebilir.
Kaynakça:
1) Safiye Erol – Ülker Fırtınası
2) Azra Erhat- Mitoloji Sözlüğü
3) Şefik Can- Klasik Yunan Mitolojisi
4) Hesıodos – İşler ve Günler
5) Yılmaz Özdil- Gazete Yazısı (Ey aşk… Sen nelere kadirsin)
Yorum Yazın