ZAMAN BALIK İKEN... (2)
Bir damla suya bir kıvılcım düşer, arşı-ala Ah diye inler! Ne zaman kalır ne zemin! "Ah" sözcüğü tüm dillerde birdir, anlamı aynıdır. AŞK ise en büyük sırdır. Her şey aşkla varolur. Tüm alemler, tüm canlar aşkla titreşir. Aşka ve hayrete düşmeden suret aşılıp manaya varılamaz. Tasavvufta bu yüksek gelişim aşaması "İçte tanrı özü ile sarhoş, dışta ayık olmak" halidir.. Bu hal ne zor bir denge halidir! Ne az kişiye nasip olur! Kişinin bu üst mertebeye erişebilmesi ancak kendi içinde çok yol kat ederek "insan-ı kâmil" olmayı başarmasıyla mümkündür. Balık burcunun nihai hedefi ilahi ilkeyle birlik yaşamaktır. Menzile giden bu çileli yolda "akıl anahtar- aşk kilittir" Ancak anahtar olabilen akıl, kilit olan aşka teslim olduğunda hakikata kavuşabilir. Akıl anahtar olduğunu unutup kilit kesildiğinde açmaza düşer.
Astrolojik çerçevede Neptün, Venüs'ün bir üst oktavıdır. Ayrıca Venüs Balık'ta yücelir. Neptün-Venüs açıları ile Neptün Terazi/yedinci ev, Venüs Balık/onikinci ev yerleşimleri olağanüstü bir duygu zenginliği, muazzam bir iç görü ve damıtılmış ince zevkler bahşeder. Saf ve naif bir yapı sunar. Bu süzme enerjiler aldanma, kanma, bozguna uğrama, göz yaşı dökme ve hayal kırıklığı yaşama riskini de beraberinde taşır. Balık son derece hassas ve kırılgandır. On iki burç içinde en hayalperest olanıdır. Gerçeklerle başa çıkmakta ve günlük rutine ayak uydurmakta fevkalade zorlanır. Sürekli "mış.." gibi yapan, aslını inkar eden Balık sayısı hiç de az değildir! Dışarıya ne kadar sağlam ve kuvvetli bir görüntü yansıtmaya çalışsa da, iç yapısı itibariyle her an eriyip dağılmaya hazır pembe şekerli pamuk helvasından farksızdır. Değme gerçekçiklere taş çıkartırcasına maddi olmayan her şeyi inkara kalkışabilir. Her şeyin düğümlendiği nokta da işte tam burasıdır; İNKAR (1)
Balık burcunun aşk denizleri çok sık kabarıp taşar. Güzel, estetik ve zarif olana gönlü bir çırpıda kayar. Mey çekip dem vurur, efkara sarar. Vuslat arzusuyla yanıp tutuşur ama bir türlü aradığını bulamaz! Zaten ne aradığını da pek bilmez! Hemen kanıp aldansa da sıradan ve fani olanla yetinmez. İlle de ruhen ve bedenen yekvücut olacağı bir gönül eşi ister çünkü en derin ihtiyacı hemhal olacağı bir ilişki içinde eriyip yitmektir... Oysa kendisi gibi diğer insanlar da kusurludur. Balık idealize ettiği aşkı bulamadığında "fenafillah" mertebesinden "ilahi memnuniyetsizlik" çukuruna yuvarlanır. Gene de arayışı hiç bitmez, bir ömür boyu sürer. Dışarıdan bakıldığında hayatında gözle görülür, elle tutulur cismani bir varlık göze çarpmasa da, Balık iç aleminde "bin bir gece masalları" yaşayıp meftun olur... Hani şu "içte sarhoş, dışta ayık" olma hali vardı ya, işte Balık onu ya tersten yaşar ya da hem içte hem dışta zil zurna sarhoş vaziyette dolaşır. Mecnun gibi Leyla diye diye yeryüzü çemberini tavaf eder. Aslında şuursuzca arayıp durduğu şey Leyla değil Mevla'dır... Son tahlilde beşeri aşk ilahi aşka dönüşür. Ol sebepten Balık burcunun başlangıç notası hasret bitiş notası ise vuslattır. Balık burcu enerjisi yoğun olanların hayatı çoğunlukla ele geçmeyen bir şeyin peşinde sürüklenmek ya da elden kaçırdığı bir şeye hayıflanmakla geçer. Hasret vuslata erdiğinde vecd hali yaşanır. Neptünyen insanların hemen hepsinin hayatında hasret mevcuttur ama vuslat çok azına nasip olur. Sıra Leyla'dan Mevla'ya geçme faslına geldiğinde Balık buselik makamında fısıldar;
"Yürü Leyla, yürü!
Ben Mevla'yı buldum" (2)
(1) İnkar mekanizması bir sonraki bölümün konusudur.
(2) Hüseyin Rahmi Gürpınar/ Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç
Yorum Yazın