ZAMAN BAŞAK İKEN... (3)
Başak burcunun analitik düşünebilme becerisi çok yüksektir. Sorunu parçalara ayrıştırıp tahlil etmek, kusur ya da arızayı tespit etmek onun uzmanlık alanına girer. Burada onu bekleyen tehlike; "Ağaca bakmaktan, ormanı görememek" olabilir. Başak doğası gereği birime odaklı olduğundan bazen bütünü görmekte sıkıntı yaşar. Ancak onun analitik zekası, pratik yöntemleri, teknik becerisi ve tıkır tıkır çalışması sayesinde iş hayatının çarkları teklemeden döner, üstün kalite ve yüksek verim sağlanır.
Başak en ufak bir tavsiyeden tutun, en parlak fikre varıncaya dek sorgulamadan hiç bir şeyi küçük dünyasına almaz, ancak akıl ve mantık süzgecinden geçirerek kabul eder. Başak hipnoza ve transa karşı dirençlidir. Bilimsel yöntemlerden şaşmaz. Bilir ki sorgulama ve eleştirinin olmadığı yerde gözü kapalı iman etme vardır. Toplu trans hali bir toplumda yaygınlaştığında kitlesel obsesyon kaçınılmazdır bu da nihayetinde o toplumun felaketi demektir.
Başak burcunun en karakteristik ifade biçimi eleştiridir. İğneden ipliğe varana dek herşeye eleştirel yaklaşır. İnce eleyip sık dokumak onun doğasında vardır. Aslında eleştiri mekanizması yararlı ve zararlıyı ayırt etmek için kullanılan bir çeşit elektir. Eleştiri sözcüğü de zaten elemek fiilinden türetilmiştir. Eleştiri yerinde ve dozunda kullanıldığında faydalıdır fakat Başak yaradılışında kat be kat fazla olan bu enerjiyi sürekli bilediğinde keskin bıçağa döner. İşte o zaman Başak hiç çekilmez olur çünkü eleştiri şikayete, vır vır ve dır dıra kayar. Yakınarak, sızlanarak, söylenerek hem kendini hem de çevresini yiyip bitirir. Başak'ın normal hali kılı kırk yaran bir yapıdayken, anormal halini siz tasavvur edin artık…
Başak bıkıp usanmadan kaosa düzen getirmek için çabalar. Karışıklık, dağınıklık ve bulanık ona göre değildir, onun dünyasında her şeyin adı konmalı, her şey yerli yerine oturmalıdır. Bütün hayatını "meli- malı" cümleler istila ettiğinde tık nefes kalır! Ne yaparsa yapsın bazı şeylerin onun kontrolü dışında kalacağını öğrenmesi için karşı komşusu Balık'ın kapısını tıklatmalıdır, zira ruh ve beden sağlığını koruyabilmesi için ara sıra kendini evrenin akışına bırakmasında fayda vardır...
Başak genetik olarak tamir etmeye programlandığından arızalı olan her şeye dayanılmaz bir çekim duyar. Hiçbir şey çarpıklık, yamukluk, bozukluk kadar onu rahatsız etmez ve aynı zamanda iştahını da kabartmaz! Tamir etme tutkusu eşya ile sınırlı kalsa iyi ama kalmaz! Nerede bir arızalı tip varsa Başak hemen gidip onu bulur ve iştahla kurcalamaya başlar. Düzeltme ve doğrultma dürtüsü ile insan denen karmaşık varlığa bulaştığında ve onu sıkı kurallarla hizaya sokmaya kalkıştığında bizzat kendisi büyük karmaşalara yol açar!
Büyük tamir ustalarının- hekimler de bu tabloya dâhildir- Başak enerjisi son derece güçlüdür. Başak hekimliği bir meslek olarak seçmese de içgüdüsel olarak çevresine hekimlik taslayabilir. Başak dikkatlidir; ultrasonografi de minicik bir kareye gizlenmiş habis bir oluşum gözünden kaçmayacağından hayat kurtarır. Başak dakiktir; buluşmasını saniye sektirmez ama siz bir dakika gecikirseniz bir saat söylenir. Başak detaycıdır; yakanızdaki lekeden, paçanızdaki söküğe, gözünüzdeki çapaktan, dilinizin altındaki baklaya kadar hiçbir şey elinden kurtulmaz. Başak didaktiktir; dili doğru kullanır, diksiyonu, telaffuzu düzgündür, onun bulunduğu yerde imla kılavuzuna gerek kalmaz...
Başak'ın en büyük endişesi sağlığıdır. Ya hastadır ya ölmek üzere... Başak endişeye kapıldığında bağırsaklarına sığınır. Ya kabızdır ya ishal! Başak'ın karın ağrısı hiç geçmez! Karın şişliği inmez! Karın kasları zayıftır ve ilerleyen yaşta sarkmaya meyillidir. Keskin mantığı ile ne kadar karşı koyarsa koysun aslında tüm bedensel şikayetlerinin arka planında çözülmemiş duygusal sorunları vardır. Başak kronik stresten muzdariptir. Başak uç noktada iflah olmaz bir Hastalık hastası (Hipokondrik) dır!
Yorum Yazın