Koç tepeden tırnağa savaşma enerjisiyle doludur. Yöneticisi Mars, mitolojide Savaş Tanrısı "Ares" dir. Savaşçı arketipi bir erkeğin delikanlılıktan olgun erkekliğe geçişini sağlayan dinamik ve stratejik eril enerji biçimidir. Savaşçı ne istediğini ve onu nasıl elde edeceğini bilen, yaşamın içinde yer alan, cesur, atak ve kararlı bir eylemcidir. Koç, var olabilmek için kazanmak, kazanabilmek için de savaşmak zorunda olduğunu içgüdüsel olarak bilir. Aslında insanoğlu, Dünya denen gezegene savaşarak ve kazanarak gelir. Daha ana rahmine düşmeden önce büyük bir yarışa girer, var olabilmek için kıyasıya savaşan milyonlarca potansiyel insan (spermazoid) arasından sıyrılıp yumurtaya ulaştığında diğerlerini eler ve zaferi kazanır. Koç burcunun hayatta kalma içgüdüsü o kadar kuvvetlidir ki, en zor şartlar altında bile kuyruğu dik tutmayı başarır. Koç fethetme içgüdüsüyle yeryüzüne geldiğinden teslimiyeti kabul etmez. Onun hayat planında itaat etmek ve pes etmek yoktur. Bu nedenle kanının son damlasına kadar savaşır. İradesi güçlü, inisiyatif sahibi, cesur, mücadeleci, girişimci, risk alabilen bir yapıdadır. Tartışmasız o gözü pek bir savaşçıdır, o cesur bir kahramandır. O bir eşi benzeri daha bulunmayan doğal bir liderdir. O dur durak bilmeyen, engel tanımayan bir yol açıcıdır. Bazen de o devrinin çok ilerisinde modern ateşli teçhizatı kullanarak, gemileri karadan kızaklarla denize indirerek dünya başkenti İstanbul'u fetheden, bir çağı kapatıp yeni bir çağı açan Fatih Sultan Mehmed' dir...

 
Koç'un mayasında katı kurallar bulunduğundan askeri sistem ya da emir-komuta zinciri içinde kendini rahat hisseder. Olumsuz süreçte yıkıcı enerjiler açığa çıktığından baskıcı ve dayatmacı tutumlar, cahil cesareti, gözü karalık, kendini haklı görme ihtiyacı ağırlık kazanır. O zaman da zorba, zalim, kabadayı, fedai, gaddar, kafa koparan tiplemeleri bu yapıya hâkim olur. Hayatın hemen her alanında Koç'un ilk tepkisi hücuma geçmektir. Genellikle dünyayı bir savaş alanı olarak gördüğünden ikili ilişkilerini de savaş alanına çevirmekte üstüne yoktur. Kazara ona aşık olmuşsanız bir daha eski halinize dönmeniz çok zordur. Tıpkı Britanyalı genç şair Warsan Shire'nın mısralarında haykırdığı gibi;
"Sana aşık olmak, savaşa gitmek gibi bir şeydi.
Döndüğümde ben eski ben değildim, artık..."