ZAMAN OĞLAK İKEN... (2)
Oğlak burcunun yönetici gezegeni Satürn'ü tek cümle ile ifade et deseniz hiç tereddütsüz "Sınırların Efendisi" derim. Dünyadan bakıldığında Satürn gözle görülebilen en son gezegen olduğundan adeta Dünyanın sınır bekçisi gibidir. Ondan ötesi zaten sınırsızlıktır. Satürn sınırlayan, sıkıştıran, ağırlaştıran, geciktiren, engelleyen ve kristalize eden enerjisi ile bize dünyevi gerçekleri vurgular. İnsanlar sınırlardan hoşlanmasa da sınırlar gereklidir. Her şeyden önce sınırlar olmadan insan dünyevi düzende hayatta kalamaz. Satürn bizi psikolojik ve biyolojik düzeyde yapılandırarak maddi dünyada yaşamaya elverişli hale getirir. Nasıl mı?
Öce kemikler, eklemler, dokular, kıkırdaklardan oluşan iskelet sistemiyle bizi donatır, sonra da deriyle bedenimizi baştan aşağı sarıp sarmalar. Satürnyen bir dille ifade edecek olursak bedenimizi omurga ile ayakta tutar ve deriyle tepeden tırnağa sınırlar. İyiyi (sıvı-salgı-kemik) içeride tutarken, kötüyü (tüm mikroorganizmalar) dışarıda bırakarak bizi dışsal zararlı etkilere karşı korur. Dahası tedbirli ve sağlamcıdır. Bastırma mekanizması ile ruhu dağılmaktan, bağışıklık mekanizmasıyla da bedeni yitip gitmekten korur.
Satürn, katı, sert, soğuk ve acımasız yapısı ile içimize korku salsa da aslında tıpkı otorite sahibi bir baba gibi bizi korur, kollar, gözetir ve öğretir. Madde boyutu ile madde ötesi boyutlar arasındaki farkı anlamamızı sağlar. Önce bizi uyarır; ağır ol, bekle bakalım! Sen hele bir madde boyutunda omurgalı varlığa yaraşır şekilde sürünmeden yaşamayı becer, sonra kalk ötesini düşün der. Beş duyunu küçümsemeden önce neye yaradığını ve nasıl kullanacağını bir kavra, ondan sonra kalk başka bir boyuttan söz et der! Mesajı net ve kesindir; "sınırları idrak edemezsen sınırsızlıkta yitip gidersin" Haklıdır da sınırlı yapımızı kainatın sınırsızlığına uyarlama çabamızda onun uyarısını dikkate almadığımızda bizi durdurur. Durmadığımız da ise bizi perişan eder. Satürn katışıksız doğrucu ve gerçekçidir ama insanlar onu sevimsiz, suratsız ve can sıkıcı bulur. Oysa o Zodyak'ın "Yaşlı Bilgesi"dir.
Kabul eder ya da etmezsiniz ama bilin ki sınırlar hayatın her alanında gereklidir. Sınırlar aynı zamanda bize "haddini bilme" ve "tevazu" öğretir. Özel (mahrem -kişisel) ve genel (sosyal- evrensel) alanlarımızı sınırlar düzenler. Elbette sınırlar deri gözenekleri gibi yarı geçirgen olduğunda birleştirici ve yaşamsal, duvarlar gibi kaskatı olduğunda ise ayırıcı ve ölümcüldür. Sınırlar haricinde Satürn & Oğlak burcu enerji yelpazesinde toplanan genel özelliklerin başında;ebeveyn egosu, korkular, fobiler, kronik rahatsızlıklar, felakete uğrama, maddi zarar ve ziyan, şap etkisi, sansür, yasak, öksüzlük, kötürüm kalmak, yalnızlık, yaşlılık dönemi, ölüm acısı ve uzun yas süreci gelir... Bu ana başlıkları ileri bölümlerde Zaman Tanrısının yönetimindeki zaman elverdiği ölçekte açmaya çalışacağım...
Şimdi gelelim efendisi Satürn'ün ilkelerine sadakatle bağlı olan Oğlak burcunun olumlu özelliklerine; gerçekçi, doğrucu, sağlam ve güvenilir karakterli, sorumluluk ve görev duygusu yüksek, başarıya odaklı, çok çalışkan, patron, lider, başkan olma vasfı, ilişkilerinde resmi ve serin, efendi, terbiyeli, saygılı, ciddi, sade, sadık, sabırlı, azimli, geleneksel olana bağlı, eskiye düşkün, zorluklara ve yalnızlığa dayanıklı, tasarruf eden, israfı sevmeyen, istikrarlı, düzenli, planlı, dikkatli, tedbirli, tutumlu, utangaç, bilimsel bakış açısına sahip, sebep-sonuç bağlantısında ısrarlı, fazlasıyla dirençli ve de inatçı... Bilindiği üzere o da zaten nam-ı değer "İnatçı Keçi" dir.
Olumsuz özellikleri arasında ise; kendine aşırı yüklenme, kendini suçlama, kendini cezalandırma, mazoşist eğilim, karamsarlık, kötümserlik, melankoli, kasvet, can sıkıntısı, asık suratlılık, donukluk, soğukluk, hissizlik, duyarsızlık, haz yitimi (anhedoni), zevksizlik, pasaklılık, katılık, pintilik, ürkeklik, sıkılganlık, reddetme ve sürekli hayır çekme, yaşamdan izole olma, yakın ve sıcak ilişkiler kuramamak, sızlanmak, sevilme açlığı, desteksiz kaldığına inanmak, insanlardan kaçıp yalnızlığa sığınmak, kilitlenip kalmak, gaddarlık, umutsuzluk, mutsuzluk ve derin kederi sayabiliriz.
Yorum Yazın