ZAMAN OĞLAK İKEN... (6)
Eskilerin deyişiyle "Kaderin eli" Satürn, "yedi yıllık döngü" lerle insan hayatına mührünü basar. Genelde ruhsal, zihinsel ve fiziksel yenilenmeler yedi yıllık bir devir takip eder. Satürn bir doğum haritasında her yedi yılda, bir çeyrek kat eder ve hayatın o alanıyla ilgili değişimleri gerçekleştirmemize yardımcı olur. Sırasıyla;
Yedi yaş evresi; okul çağı
On dört yaş evresi; ergenlik çağı
Yirmi bir yaş evresi; gençlik çağı
Yirmi sekiz yaş evresi; kişilik kazanma gibi...
Satürn yaklaşık yirmi dokuz yılda doğum haritasındaki doğal konumuna gelir. Satürn'ün 0- 30 yaş aralığını kapsayan ilk döngüsü kişilik oluşumunu, 30- 60 yaş aralığını kapsayan ikinci döngüsü ise kaderi çizer.
Zamanın karşı konulmaz aşındırıcı ve yaşlandırıcı bir etkisi vardır. Termodinamiğin ikinci yasası entropi gereği "yaşayan her şey bozulur" Hiç bir şey entropiden kaçamaz. Zamanla tüm yapı ve modeller moleküler düzeyde eskimeye, çürümeye ve dağılmaya uğrar. Zaman Tanrısı Kronos' un yönettiği Oğlak burcu bu yasayı tersten yaşar. On iki burç içinde bir tek o "yaşlı doğar, genç ölür" (*)
Oğlak burcu, Yükselen Oğlak veya Satürn Yükselen üzerinde bulunanlar doğuştan yaşlıdır. Dünyaya hoşaflık erik gibi buruş buruş gelir. Kocaman elleri ve fırıncı küreği gibi ince uzun ayaklarıyla adeta;
“ben büyük işler başarmak için dünyaya geldim” der gibidir.
Oğlak çocukluğunda; “Büyümüşte küçülmüş “gibidir,
Ergenlikte omuzları düşük, gözlerinin feri sönük bir “İhtiyar genç” havasındadır.
Oysa zaman tanrısı avuçlarında sakladığı sihirle sessiz sedasız hep onun bir adım gerisindedir. Orta yaş dönemine girdiğinde, başından aşağı yağan sihirli yıldız tozlarıyla kırçıl keçi bir anda mucizevî bir şekilde gençleşir. Satürn kırışıklıkları ütüler ve bahtının kilitlerini açar. Somurtkan yüzü gülmeye, gergin vücut hatları gevşemeye, ciddi yüz ifadesi de yumuşamaya başlar...
Oğlak kadını, diğer kadınlar solmaya yüz tuttuğunda bir gülün tüm güzelliği ve ihtişamıyla açmaya başlar. Pürüzsüz teni ve vakur duruşuyla dostu düşmanı büyüler. Tüm kadınlar Oğlak kadınının bu gençlik sırrının peşine düşer. Psikiyatr İrvin Yalom duruma müdahil olur ve Oğlak kadınının gençlik sırrını açıklar "Bazı çiçekler geç açar..."
Oğlak kadını ve de bünyesinde güçlü Oğlak burcu/Satürn enerjisi olan, ömrün "altın saati" gelip vurduğunda ikinci kez doğma şansı yakalar...
Oğlak erkeği de orta yaş eşiğinde ağır çeken yük küfesini sırtından fırlatıp atar ve süratle hafiflemeye başlar. Baston yutmuşcasına dik durmaya ve kafasını yerden kaldırıp etrafında ne olup bittiğine bakmaya başlar. Kır saçı, keçi sakalı ve olgun ruhuyla, aynadan ona bakıp tebessüm eden adam çok çekicidir. Velhasıl "Gençlik + Güzellik + Olgunluk" bir araya gelip, Oğlak'ın iki cinsini de taçlandırır. Nihayet iki yakası (bahtı ve tahtı) geç de olsa bir araya gelen Oğlak göz kamaştırır. Bu zaman tanrısı Kronos'un Oğlak burcu için en sona sakladığı paha biçilmez değerdeki armağanıdır. Zaman Tanrısı Kronos'un nadiren sunduğu bu emsalsiz fırsatı fark edip yakalayan (Güneş, Ay, Venüs, Mars, Yükselen, Tepe noktası, Kuzey Ay Düğümü Oğlak) bir parçacık da olsa zamanı bükmeyi başarır. Uzun yılların tozu ve toprağını üzerinden silkeleyip atar. Satürn’ün özel karışımlı yıldız tozundan hazırladığı gençlik aşısıyla tepeden tırnağa canlanıp dirilir. Artık keder ve umutsuzluk yüklü yalnızlık şarkısının yerini, sevgi ve umut dolu şahane bir şarkı alır;
“İkinci bahar yaşıyor ömrüm....”
(*) Halk arasında söylene gelen bir deyiş.
Yorum Yazın