Başka Mevzular

Eylül Esintisi - Eylül Adı

Eylül Adı

Eylül adını, Süryanice "üzüm" anlamına gelen, Aylûl'dan alır. Akad dilinde "elulu" sözü de, Hasat anlamına gelir. Eylül hem bağ bozumunu, Hem de hasadı temsil ettiğinden, Bolluk ve bereket simgesidir. Tüm kadim toplumlarda, Şölen ve şenliklerle kutlanır. İbrani geleneğinde Eylül, Kalbi ve aşkı da simgeler. Doğada her şeyin kıvam bulduğu, Hayatın dem tuttuğu aydır Eylül... Belki de bu seb…

Eylül Esintisi - Hiiişt Sessiz Ol!

Hiiişt Sessiz Ol!

Bir zamanlar bu resim hastahanelerde sessizliğin simgesiydi. Nerede nasıl davranılması gerektiğine anlamlı bir örnekti... Bu resim kalkınca hastahaneler çarşı-pazara döndü. Bağıra çağıra konuşan yetişkinler, cıyak cıyak ağlayan çocuklar... Hastanın adı müşteri, hastahanenin adı ticarethane olunca, Kimsenin kimseye "dur, sus, yapma, burası hastahane" demeye, Nedense dili varmıyor! bundandır perişanlığımız...   Elimde olsa sadece hast…

Eylül Esintisi - Eğilmez Başın Gibi...

Eğilmez Başın Gibi...

Eğilmez başın gibi Gökler bulutlu efem Dağlar yoldaşın gibi Sana ne mutlu efem Oyana yansın cepkenin Yansın güneşten tenin Gün senin şenlik senin Bayramın kutlu efem   Sabah yıldızı gibi İçime doğdun efem Bir yaz güneşi gibi Bağrımı yaktın efem   Oyna yansın cepkenin Yansın güneşten tenin Gün senin şenlik senin Bayramın kutlu efem   Beste;Kaptanızade Ali Rıza Bey Güfte;Ömer Bedrettin Uşaklıg…

Eylül Esintisi - Eylül...

Eylül...

"Ah Eylül...  Eylül. Hayatın saadeti bilmemekte, anlamamakta... Halbuki onu yaşayıp bilmek kabil değil... Bir kere Eylül geldi mi! Nafile... Hiç bir ümit..." Mehmed Rauf'un Eylül adlı romanı ilk defa 1900-1901 yılları arasında, Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilmiştir. Kitap olarak ilk baskısı ise 1901 yılında yapılmıştır. Bir asrı geride bırakan bu hüzünlü aşk romanı, Kütüphanemdeki müstesna yerin…

Eylül Esintisi - 30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun

30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun

Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki şayak kalpaklı adam Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel,rahat günlere inanıyordu Ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında, Birdenbire beş adım sağında onu gördü.   Paşalar onun arkasındaydılar O, saati sordu Paşalar "üç" dediler. Sarışın bir kurda benziyordu Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. Yür&uum…