İçimden dökülenler

Eylül Esintisi - EYLÜL

EYLÜL

Hazan dediler Hüzün dediler... Kalbimizi ele verdiler. Sadece Eylül'dü gelen, Güzelliği göremediler. Oysa benim Eylüllerimde Cevizler,incirler,bademler var. Tezgahta lüfer, oltada istavrit var... Bağ bozumları, Üzüm şıraları, Kış hazırlıkları, Tatlı esintiler... Naif geceler Yağmurlar... Güzel başlangıçlar var... Bir de mutlu şarkılar... (Tuğba Baş) …

Eylül Esintisi - AİLE AĞACIM

AİLE AĞACIM

Her aile bir ağaçtır derler Kökleri toprağın derinliklerine Dalları gökyüzüne uzanan. Dökülen yaprakları, kuruyan dallarına rağmen, Her bahar yeşeren, çiçeğe duran, Ve gövdesine yeni bir yaş halkası eklenen, Kadim bir aile ağacıyız biz.   Sevgi ve dualarla bezenen bayram soframızda Üç nesil bir arada mutlu ve umutluyuz, Bir Eylül ağacı kadar güzel, Bir Eylül ağacı kadar rengareniz... …

Eylül Esintisi - HOŞ GELDİN EYLÜL

HOŞ GELDİN EYLÜL

Ne mi istiyorum? Eylül gibi bir şey istiyorum ben. Yakmasın. Üşütmesin. Sarı-yeşil olsun. Sarı sabrım, yeşil dileğim olsun. Rüzgarı ılık essin, yağmuru huzur versin. Şu yangın, şu kavga, şu acı bitsin. Güneş umuda doğsun. Bağlar bozulsun, üzümler şarap olsun. Toprak bereketlensin, doğa temizlensin. Eylül gelsin., Sonbaharın hüznü, ruhumdaki hüznün hakkını versin. Şu yangın mevsimi kenara çekilsin. Eylül gelsin. (Birhan Eroğlu) …

Eylül Esintisi - 21 YIL SONRA TABİR EDİLEN RÜYA

21 YIL SONRA TABİR EDİLEN RÜYA

Erkek kardeşim Ümit Deniz'in doğumuna yakın annem bir rüya görür. "Bir oğlun oldu, adı Mehmet, bu beyaz sarıkla, bu sandık Mehmet'in der bir ses. Annem yana yakıla bir oğlu olsun istediği için rüyayı kendince şöyle tabir eder; "Bu seferki kesin oğlan! Adını Mehmet dediklerine göre Mehmet koymak lazım!" Beyaz sarık ve sandığı ise şöyle yorumlar; "Herhalde oğlum büyüyünce hoca olacak, belki de büyük bir d…

Eylül Esintisi - ANNEMİN MUCİZE SOFRASI

ANNEMİN MUCİZE SOFRASI

Eğer hayatta mucize diye bir şey varsa O benim annemin sofrasıydı! Onca yoksulluk içinde, Başka nasıl kurulabilirdi Böyle bereketli bir sofra! Beş boğaz ona bakarken, O, her sofra kurduğunda, "Kimin kısmeti varsa buyursun gelsin" derdi. Bu sebepten hiç boş kalmazdı bizim soframız. Az olanı çoğaltmak, aç olanı doyurmak Ona has bir marifetti. Bize bıraktığı en değerli miras, Bereketli ve güzel sofralar kurmaktı. Tek vasiyeti ise; …