İçimden dökülenler
içimdeki sema'a nece yıldızlar akar ben dönerim gökler döner benzimde güller açar... ***** yolunu kaybeden güneşlere bakıp gülümserim ben uçarım gökler uçar... (Asaf Halet Çelebi/ Sema-i Mevlana şiirinden) …
Hazan dediler Hüzün dediler... Kalbimizi ele verdiler. Sadece Eylül'dü gelen, Güzelliği göremediler. Oysa benim Eylüllerimde Cevizler,incirler,bademler var. Tezgahta lüfer, oltada istavrit var... Bağ bozumları, Üzüm şıraları, Kış hazırlıkları, Tatlı esintiler... Naif geceler Yağmurlar... Güzel başlangıçlar var... Bir de mutlu şarkılar... (Tuğba Baş) …
Her aile bir ağaçtır derler Kökleri toprağın derinliklerine Dalları gökyüzüne uzanan. Dökülen yaprakları, kuruyan dallarına rağmen, Her bahar yeşeren, çiçeğe duran, Ve gövdesine yeni bir yaş halkası eklenen, Kadim bir aile ağacıyız biz. Sevgi ve dualarla bezenen bayram soframızda Üç nesil bir arada mutlu ve umutluyuz, Bir Eylül ağacı kadar güzel, Bir Eylül ağacı kadar rengareniz... …
Ne mi istiyorum? Eylül gibi bir şey istiyorum ben. Yakmasın. Üşütmesin. Sarı-yeşil olsun. Sarı sabrım, yeşil dileğim olsun. Rüzgarı ılık essin, yağmuru huzur versin. Şu yangın, şu kavga, şu acı bitsin. Güneş umuda doğsun. Bağlar bozulsun, üzümler şarap olsun. Toprak bereketlensin, doğa temizlensin. Eylül gelsin., Sonbaharın hüznü, ruhumdaki hüznün hakkını versin. Şu yangın mevsimi kenara çekilsin. Eylül gelsin. (Birhan Eroğlu) …
Erkek kardeşim Ümit Deniz'in doğumuna yakın annem bir rüya görür. "Bir oğlun oldu, adı Mehmet, bu beyaz sarıkla, bu sandık Mehmet'in der bir ses. Annem yana yakıla bir oğlu olsun istediği için rüyayı kendince şöyle tabir eder; "Bu seferki kesin oğlan! Adını Mehmet dediklerine göre Mehmet koymak lazım!" Beyaz sarık ve sandığı ise şöyle yorumlar; "Herhalde oğlum büyüyünce hoca olacak, belki de büyük bir din alimi olacak!" Tanrı annemin dualarını kabul etmiş olacak ki, Bir İlkbahar akşamı Ümit Deni…