İçimden dökülenler
Eylül Esintisi olarak dördüncü yılımızı, Bir müjde ile kapatmak istedik. Sinem ile Onur'un bir bebeği olacak. Onlar anne ve baba olmaya, Ben de babaanne olmaya hazırlanıyorum... İçim içime sığmıyor... Aile ağacımızın en körpe tomurcuğunu, Büyük bir heyecan ve sevinçle bekliyorum. Ben onlara "Muhteşem Üçlüm" diyorum... Kısmetse Eylül başında aramıza katılacak... Eylül Esint…
Hayattaki en güçlü bağ anne ile evladı arasındaki bağdır. Ne araya giren mesafeler ne de önüne çıkan engeller, Koparamaz bu kıl kadar ince, çelik kadar sağlam bağı... Bir "nasılsın annem" demesi bile ışığa boğar ruhunuzu... Unutturur yalnızlığınızı... Benim "Muhteşem üçlüm" dünyalara bedelsiniz... Sizi çok seviyorum... Yeryüzünde anne olabilme vasfına erişmiş tüm annelerin, Karnınd…
Ey Türk gençliği Birinci vazifen, Türk İstiklalini, Türk Cumhuriyetini, İlelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, Dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün İstiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, Vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin, İmkan ve şeraiti…
Sen bir medeniyetin iflası nedir bilir misin? İnsan bozulur, İnsan kalmaz... ..... Her şeyin bir çaresi vardır Fakat İnsan bozuldu mu Bunun çaresi yoktur. (Ahmed Hamdi Tanpınar - Mahur Beste) …
Ah bu kedi öldürecek beni! Aramız hala şeker renk! Hiç bitmeyen mevzusu; "Nasıl yabancı bir kediyi kucağına alırsın..." Üzerinden bir buçuk yıl geçti hala unutmadı. Barın loş ışıkları altında, Çok sevdiği Onur ağabeyi ile bir yandan içip, Bir yandan uzun uzun dertleşmişler... Efe'mi efkar basınca serzenişe başlamış; "Senin Sinem'in var gülersin tabii... Söyle hadi ya benim kimim var? …