Eski Türk Astrolojisi (Hun-Nart Karaçay Türk Boyu/II)
Astrolojinin kökeni MÖ yüzlerce yıl öncesine dayanırken tarihsel süreçteki gelişimi MÖ birinci bin yıl civarıdır. Astroloji kişisel yaşamla birlikte devletler arası ilişkilerde, savaş zamanlarında, ziraat ve göç etme dönemlerinde baş vurulan bir öngörü sistemi olarak önemini korumuştur. Dolayısıyla astroloji en eski çağlardan bu yana toplumların kültürel varlığının bir parçası olagelmiştir. Sofi Tram Semen’e göre;
“Astroloji takvimini ilk önce Haldeylerin yarattığı fikri artık yerleşmiştir. Orta Asya’da astrolojinin milattan önceki dönemlerde bile kullanıldığı hakkında bilgiler olduğuna göre, Haldeylerden önce de Hunların astroloji sistemi var olmuş fakat Hun halkının fırtınalı tarihi, kültürel varlığının tüm dünyaya tanıtılmasına engel olmuştur. Parçalanmış, dağıtılmış ve yeni ortamlarda asimile olmaya zorlanmış Türk boylarının hepsinde halkın kültürel ürünleri parçalar halinde bulunmaktadır. Bu yüzden Haldeylerin takvimi ilk takvim olarak kabul edilmiştir.”
Şekil 1: Nart-Karaçay astrolojisinin 9x4=36’lı sisteminin şeması.
Nart-Karaçay astrolojisinde gökyüzü 9 kat olup her kat sayısının toplamı 36’dır. Katlar arasındaki boşluk “Karan” olarak adlandırılır. Şamanizmde bu alana “Ruhlar Dünyası” adı verilir. Semen bu hususta şöyle demektedir;
“Karan insanın görmeyen, duymayan, hissedemeyen yaratıkların kainatına girişi sayılmaktadır. Karan işareti astroloji çizgisinde çıkarsa ve ölüm işareti doğrulanırsa insan hayatında ani bir dönüş olacağı söylenir.”
Nart-Karaçay astrolojisinde Batı astrolojisinden farklı olarak 36 burç ve 36 yıldız grubu bulunur. Batı astrolojisinde her burç süresi 30-31 gün iken Nart-Karaçay astrolojisinde her burç süresi 10 -11 gün kadardır.
Daha önceki yazılarımızda eski ve yeni astroloji sistemleri arasında yaptığımız karşılaştırmalarda bu noktaya değinmiştik. Günümüz astrolojisi 36 burcu 12 burca indirgemiş ve her burcu da kendi içinde 10 günlük dekanlara bölmüştür.
Şekil 2 ve 3: Yıldız grupları enerji sembolleri ile Nart astrolojisinde kullanılan semboller görülmektedir.
Bu arada hazır yeri gelmişken dekanlardan da biraz söz edelim. Bir burç üç eşit parçaya bölünür ve her 10 günlük dilime dekan adı verilir. Günümüzde kullanılan üç farklı dekan sistemi bulunur;
1) Kalde sistemi: klasik astroloji sisteminde yer alan temel asaletlere göre belirlenir. Vech (Face) olarak bildiğimiz sırayı izler. Bu sisteme gör Koç burcunun ilk dekanı Mars ile başlar ve devamında eski evren modelinde yer alan gezegen sırası takip edilerek 36 dekan tamamlanır.
2) Manilius sistemi: bu dekan sistemi burç sırasını izler. Örneğin Koç burcunun ilk dekanı Koç burcu ile başlar sonra onu sırasıyla diğer burçlar takip eder. Boğa, İkizler, Yengeç…
3) Oryantal sistem: bu sistemde element grubu esas alınır. Örneğin İkizler burcunun ilk dekanı kendidir. İkinci dekanı takip eden hava elementi Terazi burcudur, üçüncü dekanı ise bir sonraki hava elementi Kova burcudur.
Kısacası atalarımızın doğrudan 36 burç olarak belirlediği zodyak günümüzde 12 ay ile eşleştirilerek 12 burç olarak belirlenmiş ve her burç kendi içinde üç dekana bölünerek dolaylı olarak 36 dilime tamamlanmıştır.
Nart-Karaçaylar astrologları “bilgiç” olarak da adlandırmaktadır. Nart-Karaçay astrolojisinde yer alan gezegenler ise kendi kültürel yapılarına uygun bir şekilde adlandırılmıştır. Sırasıyla tanıtırsak;
Çolpan (Çoban Yıldızı-Venüs): Çok parlak, göz kamaştıran anlamına gelir.
Ay: Günümüz Türkçesinde kullanıldığı şekildedir.
Kün (Güneş): aydınlık gün anlamı taşır.
Cüzen (Merkür): kelimesi kelimesine “yüzücü” diye çevrilir.
Cetegey (Mars): Karaçay dilinde “her yere yetişen-yerinde duramayan” dır.
Tennir (Jüpiter): Nart-Karaçay dilinde “ağır gezegen” anlamı taşır.
Keram (Satürn): Nart-Karaçay dilinde “aura” olarak geçer. Semen bu gezegenle ilgili olarak “çevresine nur sarmış” anlamı taşıdığını vurgular. Öyle anlaşılıyor ki Satürn kişiyi ciddi sınavlardan geçirdiği, disiplinli ve sorumlu olmaya zorladığı için Batıda kötü bir şöhrete sahipken, Türk astrolojisinde nurlu olarak tanımlanır.
Tepmez (Neptün): Nart-Karaçay dilinde ağır aksak dönüşünden ötürü olsa gerek “yerinden oynamayan-kıpırdamayan” anlamı taşır.
Duğun (Plüton): Nart-Karaçay Türkçesinde “gizemli” anlamına gelir. Aynı zamanda “esrarengiz” ve “sır kaynağı” olarak da tanımlanır.
Anmat (Proserpina): Nart-Karaçay Türkçesinde “An=Hafıza” anlamı taşır. “Anmat” sözcüğü ise “Hafızdan silindi” gibi bir anlama gelir. Günümüz Türkçesine “Hafızadan silinmiş” şeklinde çevrilebilir. Bu asteroid (küçük gezegen) Dünyamıza 650 yıl gibi oldukça uzak bir sürede yaklaştığından bu ad uygun görülmüştür.
Karan (Lilith): Nart-Karaçay dilinde Karan “doğurmayan” veya “geleceği olmayan” ya da “yaratmayan” şeklinde çevrilebilir. Astrolojik yorumlarda ölümün, kaderin işareti olarak görüldüğünden soyut bir anlam taşır. Sofi Tram Semen’in ifadesiyle;
“Astroloji çizgisinde ise (yeryüzü) “Karan-geçilmez sınır” anlamında kullanılır.”
Kontuk (Uranüs): Karaçay Türkçesinde Kontuk “Kendini, meziyetlerini taşımasını bilen”, “Aklını, gücünü toparlayabilen” ve “otoriter” gibi anlamlar içerir. Sofi Tram Semen’in ifadesiyle;
“Dünya’ya pek çabuk yaklaşmayan, çok uzun zaman geride de kalmayan bu gezegene bu isim uymaktadır”
Nart-Karaçay astrolojisinde “soy armaları” ise başlı başına bir değer taşır. Hun geleneğinden kaynaklanan “soylar toplumu” anlayışı toplumdaki varlığını korur.
Sofi Tram Semen soy armalarının günümüz Nart-Karaçay astrolojisinde de önemini koruduğunu belirtir. Kendi ifadesiyle;
“Herkes çocukluktan itibaren bunları bilir ve soyların şerefini, ahlaki, tarihi geleneklerini öğrenir. Bu yüzden eski astroloji uzmanları (bilgiçler) tahmin çizgisinin önüne soyun armasını yerleştirerek öngörüyü yönlendirmişlerdi. Bugünkü bilgiçler de bu töreyi bozmamaktadır. Soy töreleri olmayan halkların temsilcilerine ise sadece doğum tarihine gör bakılır”
Sofi Tram Semen, Nart-Karaçayların toplum yapısını (düzeni) şu şekilde göstermektedir; (1)
Baş Sınıf: Han Soylar (Aksüyek biyle)
Prens Soylar (Biyle)
Orta Prens Soylar (Kara Biyle)
Orta Sınıf: Çanka Soylar (Çankala)
Özden Soylar (Özdenle)
Sıysız Özden Soylar (Kara Özdenle)
Aşağı Sınıf: Kul Soylar (Kulla)
Şema 1; Soy armasına göre hazırlanan bir doğum haritası örneği görülmektedir.
Sofi Tram Semen astrolojide yer alan bu soy armalarının gerekliliğini şu şekilde ifade etmektedir;
[Soy armaları Nart astrolojisinde önemli bir yer almaktadır. Çünkü atalarımız kan akrabalığı olan insanların aynı kaderi paylaştığına inanmışlardı. “Tanrı 36 kuşağa kan izini bozmadan uzattığı gibi, suçu ve cezayı da 36 kuşağa uzatır” diye yazıyor eski Nart Astrolojisi. Bu tartışma konusu olabilir. Yalnız dünya ilmi tarafından ispatlandığına göre 33 kuşak (biyolojik anlamda) ilk atalarının antropolojik özelliklerini taşımaktadır.]
Nart-Karaçayların soy armalarına bu kadar önem vermelerinin temel nedenlerinin başında toplumsal istikrar ve huzur gelir. Yine Sofi Tram Semen’in bu konudaki görüşüne göre;
[MÖ 1200 yılında Hunların kurduğu devlet de soylar topluluğu geleneklerini içeren ve eşi benzeri olmayan “birey-aile-soy-soylar topluğu” şeklindeki örgütlenmesiyle tarihe geçmiştir. Bu devletin yönetim organları Soy Başkanları Kurulu ve Yaşlılar Kurultayından oluşmuştur. Bu yapılanma iç Asya’da hayal bile edilemeyecek demokratik bir düzen oluşturarak toplumu aşağıdan yukarıya doğru birbirine sıkı sıkıya bağlamış ve büyük bir aileye benzeyen yeni bir toplumsal düzen yaratmıştır. Bunu da bir atasözüyle perçinlemişler; “Bireü-halk; halk-bireü” (Birey halktır, halk bireydir)”]
Sofi Tram Semen çağına göre “dahice düşünülmüş ve mükemmel işleyen bir düzen” dediği bu yapılanmayla ilgili ayrıca şu tespitte bulunuyor;
“Günümüzde toplumsal hayatta eksikliği en çok hissedilen ahlak kavramı da bu devlet düzeninin temelini oluşturuyordu. Bu düzende değerli olan mal değil insandı. Soy aileleri tarafından yönetildiklerinden hiçbir aile soyunun lekelenmesine, gelecek nesillere kötü bir intiba ile aksettirilmemesi için özen gösterirdi. Soylar arası çekişmeler bunda önemli rol oynardı.
Sofi Tram semen bu nedenle kanunlar ve cezalar ağırlıklı olarak kişinin şerefini kaybetmesine ve rezil olmasına yönelik olduğunu bunun da kişiye ölüm cezasından beter geldiğini çünkü bu cezalara çarptırılanların toplum dışına itildiği ve yok sayıldığını ilave ediyor (2)
(Devam edecek...)
Önemli Not: eski Türk astrolojisi kaynaklarını araştırırken Sofi Tram Semen’e ait astrolojik bilgileri isim ve kaynak göstermeden kendi bilgisiymiş gibi okurlarıyla paylaşan sözüm ona astrologlara denk geldim. Bu tavrı hiç etik bulmadığımı belirtmeliyim.
Astroloji gibi insan gelişimine büyük katkı sağlayan bir sistemi etik olmayan bir şekilde kullananlar her şeyden önce astrolojiyi idrak edememiş kişilerdir, lütfen bu kestirme ve kolay yola sapan emek aşıran kişilere kendilerine her ne kadar “astrolog” payesi biçseler de itibar etmeyin. Çünkü kaynak göstermeden paylaşım yapmak “emek hırsızlığıdır” Bilhassa sosyal medyada bir kişin isim ve kaynak göstermeden paylaştığı bilgi diğerleri tarafından da hiç araştırılmadan aynen kopya edilerek yayıldığından bilgi kirliliği had safhadadır. Lütfen başkasının bilgisine çöken, etik olmayan bu yanlışa ortak olmayın.
Dipnot:
(1) Eski Türklerle sınır komşusu olan Çinlilerin tarihi film ve dizilerinde de bu soy ailelerinin iktidarda kalma ve birbirleriyle rekabet etme teması sıkça işlenmektedir.
(2) Muhtemelen bu manevi ceza türü nesillere intikal ettiğinden bir benzer cezayı Türkmenlerde görmek mümkün. “Mor Cepken” başlıklı yazımıza bakabilirsiniz.
Kaynakça:
1) Sofi Tram semen- Türk Astrolojisi
2) Nazan Öngiden- Eylül Esintisi 8.Cilt
3) Osman Şahin- Mor Cepken
Yorum Yazın