Eylül Esintisi - Harika Bir Talihsizlik (IX)

Harika Bir Talihsizlik (IX)

Venüs-Satürn Sekstil Açısı;

“…Her birimiz birer öbek çamuruz. Görevimiz nedir? Bedenimizin ve zihnimizin gübre yığınında bir çiçek açması için çabalamak” (1)

Majör açılar içinde üçgen açı gibi sekstil açı da olumlu etkili bir açıdır. Üçgen açının terkibinde 60x2 olduğundan haliyle 60x1’den daha etkilidir. Üçgen açıda enerjiler hiçbir engelle karşılaşmadan kişiye akarken, sekstil açıda da enerjiler akışkan fakat kişinin inisiyatif kullanımına bağlı şekillenir.

Üçgen açıda genişleme, yayılma, büyüme etkileri ön plandayken, sekstil açının fırsatlar sunan ve bağlantılar kuran özellikleri ön plandadır. Genel olarak kişiyi destekleyen, şans ve kısmet dağıtan olumlu bir açıdır, farkındalığı besler.

Üçgen ile Altmışlık açıyı kıyaslarken şu önemli noktayı göz önünde bulundurmak gerekir. Üçgenler aynı elementi paylaştığından birbirlerinin dilini anlamakta sıkıntı çekmezler. Altmışlık açıda birbirinden farklı fakat birbiriyle uyumlu elementler arasında enerji akışı söz konusudur. Altmışlık açı kişinin yeteneklerini dürter, teşvik sağlar ve ikna eder. Bill Tierney’in deyişiyle;

“Kareler zorlar, üçgenler izin verir veya kolaylaştırır oysa altmışlıklar ikna eder”

Altmışlık açının üçgen açıdan en belirgin farkı hazıra konma ve kolaya kaçma izni vermemesidir. Altmışlık açı başarıya ulaşmak için çabalamanızı, bağlantı kurmanızı ve ikna kabiliyetinizi kullanmanızı ister.

Kısacası altmışlık açı edilgen bir açı değildir. Kişi de potansiyel olarak var olan cevheri açığa çıkarma ve işlevsellik kazandırma ilkesine göre çalışır. Hayatın her alanında (iş, sanat, spor, edebiyat vb) “fırsat sunma” ve “bağlantı kurma” özellikleriyle kişiyi destekler ve iyi hissettirir.

Venüs-Satürn sekstil açısı bir önceki bölümde ele aldığımız Venüs-Satürn üçgen açısına benzer şekilde kişiyi etkilediğinden aynı konulara burada da yer vermek tekrara düşmek olur. Bunun yerine okuyucu o bölümde anlatılanları kapsamını biraz daraltarak değerlendirebilir.

Olumlu ya da olumsuz tüm Venüs-Satürn kontaklarının ortak özelliği mesafeli ve muhafazakâr olmalarıdır. Seviyeli bir samimiyetten yana olup saygısızlığa ve laubaliliğe tahammülleri yoktur. Edep, adap, ar, haya gibi insani hasletlerden ödün vermezler.

Genellikle Venüs altı sayısıyla ilişkilendirildiğinden ritim ve ahenk yaratır. Satürn bu özellikleri kalıcı hale getirir. Bir bakıma Venüs-Satürn sekstilini ölçü, ritim, ahenk mimarı ve bir “değer biçme” açısı olarak nitelendirebiliriz. Kişiyi destekler, içindeki cevheri parlatır ve memnuniyet verir.

Venüs-Satürn Sekstil Açısına Sahip Ünlüler;

Agatha Christie (15.9.1890- 12.1.1976); polisiye romanlarıyla ünlü yazarın Venüs’ü Akrep’te, Satürn’ü Başak’ta partil açıdadır (tam bir analiz ve tipik bir dedektiflik açısı) Venüs su elementi tek gezegen olup Mars (Yay) ile 45’lik, Plüton (İkizler) ile 150’lik açı yapar. Ay, Merkür ve Uranüs Terazi burcundadır. Kova tipi doğum haritasının sapında Plüton +VP yer alır. Kad (İkizler) Güneş (Başak), Mars (Yay) arasında T Kare, Ay (Terazi), retro Jüpiter (Kova), retro Neptün (İkizler), retro Plüton (İkizler) arasında büyük üçgen açı kalıpları vardır. Ayrıca MC (Boğa), Uranüs (Terazi) ve Mars (Yay) arasında Yod açı kalıbı bulunur.

Satürn olumsuz etkili sabit yıldız Zosma ile, Plüton kraliyet yıldızı Aldebaran ile kavuşumdadır. Venüs en parlak yıldız Sirius, Mars kraliyet yıldızı Antares, Neptün ise parlak yıldız Arcturus ile paralel açıdadır. Merkür’ün Ay düğümleri haricinde hiçbir gezegenle açısı yoktur yani açısızdır.

Yaşarken efsaneye dönüşen yazarın en ünlü iki dedektif roman kahramanı hiç şüphesiz Belçikalı dedektif Hercule Poirot ile İngiliz dedektif Jane Marple’dir. Ayrıca Agatha Chirstie’nin Mary Westmacott takma adıyla yazdığı aşk romanları da büyük ilgi görmüştür. Yazar İngiltere’nin en yüksek unvanı olan “Britanya İmparatorluğu Kadın Komutanı” nişanı ile ödüllendirilmiştir. Disleksi rahatsızlığı olan yazarın okuma ve yazma güçlüğü bulunması (açısız Merkür) nedeniyle romanlarını asistanına yazdırdığı belirtilir. Buna rağmen pek çok roman yazmış ve kitapları pek çok dile çevrildiği gibi sinema ve tiyatro oyunlarına da aktarılmıştır. Merkür'ün sadece Ay Düğümleri olan kontakları ile Venüs -Satürn sekstil açısının bağlantı kurucu ve fırsatları çoğaltıcı etkisi burada açıkça kendisini ortaya koyar.

Ünlü yazarın hayatında tıpkı romanlarındaki kurgulara benzer bir esrarengiz kayboluş öyküsü vardır. Arabası bir göl kenarında ağaçlara çarpmış ve eşyaları ortalığa saçılmış vaziyette bulunur. Kendisi ise ancak 11 gün sonra sağ olarak ortaya çıkınca kaybolmadığı sadece gizlendiği anlaşılır. İki görüş üzerinde durulur. Biri Agatha Christie’nin kendisini aldatan eşinin ilgisini çekmek için böyle bir senaryo hazırladığı diğeri ise geçici bir hafıza kaybı yaşadığıdır. Astrolojik mercekten baktığımızda Akrep’teki Venüs’ün manipülatif olma ihtimali yüksek görünmekle birlikte asıl etken İkizler’deki Neptün-Plüton kavuşumunun Satürn ile olan karesi bir “amnezi” olasılığını kuvvetlendirmektedir. Hatta 11 gün boyunca ortada olmadığında İstanbul’da Pera Palas otelinde kaldığı söylenir. Pera Palas otelinde Agatha Chiristi’ye tahsis edilen bir oda vardır.

Giacoma Giroloma Casanova (2.4.1725-4.6.1798) Koç burcu olup, Venüs’ü Balık’ta, Satürn’ü Oğlak'ta partil sekstil açıdadır. Merkür, Mars, Jüpiter ve Şans Noktası da Balık’ta. Merkür ve Venüs, Plüton’la karşıt açıda, Ay burcu Yay'dır. Hava elementinde hiç gezegeni yoktur. Lokomotif tipi haritanın çekici gücü retro Plüton (Başak), Harita yöneticisi Jüpiter ve Satürn'dür. Merkür zararlı ve düşüştedir. Güneş (Koç) Venüs (Balık) ve retro Uranüs (Akrep) ise yücelimdedir. Doğum haritasında en yakın orbdaki açı anaretic Neptün (Boğa), anaretic Plüton (Başak) üçgenidir. Uranüs ve Gad partil kavuşum ve paralel açıda (bir nevi tutulma etkisi) Uranüs ve Gad aynı zamanda sabit yıldızlar Alphecca+ Acrux ile kavuşumda, Plüton ise kraliyet yıldızı Aldebaran ile paralel açıdadır.

Casanova cüretkâr, kendinden emin, fazlasıyla enerjik ve maceracı bir yapıdadır (Güneş Koç- Ay Yay) Büyük bir gururla benim en büyük servetim;

 “Kendi kendimin efendisi olmamam ve felaketlerden korkmamam” der.

Hiçbir zaman cesaretini ve kendine olan güvenini kaybetmez. Etik değerlere aldırmaz, ahlaki engelleri tanımaz ve her suda yüzebilmek için bir mantar kadar hafif olmak gerektiğine inanır. Hayat felsefesi “Carpe diem” yani “günü yaşa, her anın tadını çıkar” şeklinde özetlenebilir. Görev ve sorumluluktan nefret eder. Yaptığı hiçbir şey için pişmanlık duymaz. Stefan Zweig, “Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar” adlı biyografi kitabında Casanova için şöyle der;

“Casanova, Mozart ve Beethoven gibi sanat solumuş bir burjuva ailesinden gelir. Tıpkı onlar gibi hümanist ve Avrupai bir dil eğitimi görmüş, bütün çılgınlıklarına ve kadınlarla çok erken yaşlarda ilişki kurmasına rağmen pırıl pırıl zekasıyla Latince, Yunanca, Fransızca, İbranice, biraz İspanyolca ve İngilizce öğrenmiştir…  Matematik ve Felsefede başarılı olduğu gibi, teolog olarak daha 16 yaşındayken bir Venedik kilisesinde ilk vaazını vermeye başlamış ve 1 yıl boyunca San Samuel Tiyatrosunda keman çalarak ekmeğini kazanmıştır”

Casanova astroloji ve simya konularında bilgi sahibidir. Dans, eskirim, binicilik ve kâğıt oyunlarında yeteneklidir. Her şeyi çok çabuk öğrenir. Görsel ve işitsel hafızası çok iyidir. Gördüğü yüzleri, duyduğu ve okuduğu şeyleri hatırlamakta sıkıntı çekmez. Entelektüel yönü güçlüdür. Bir yere kesin olarak yerleşme veya bir kadına sonuna kadar sadık kalma düşüncesi ona ters gelir. Mantıklı bir yaşam biçiminin doğasına aykırı olduğunu belirtir. Tek bir hayat değil yüzlerce hayat yaşamak ister. Para, mal ve mülk düşkünlüğü yoktur. Özgürlüğü sever.

Casanova kumar tutkunudur ve hayatı da kumar gibi yaşar. Yaşadığı dönemin en kurnaz hilebazı ve sahtekarı olarak görülür. Yüzeysel ve bencil bulunur. Casanova yaşadıklarını, kadınlarla olan maceralarını, tutkulu cinsel deneyimlerini 16 ciltlik Aşk Sanatı (Ars amandi) adını verdiği günlüğüne aktarır. Cinsellik sanatının ustası olarak nam salan Casanova kadınları ne azize katına çıkarır ne de şehvet şeytanı yapar. Aksine kadınları tutku dolu fantezileri için bir oyun arkadaşı olarak görür. 4 kez frengi, 2 kez zehirlenme ve birçok kılıç yarası alır. En büyük zorluğu ihtiyarlığında yaşar. Bir köşede unutulup kalmak ağrına gider. 1798 yılında öldüğünde geriye yaşlılık portresinin altına atılmış imza gibi şu sözleri kalır;

“Bir zamanlar olan kişi değilim artık, insanlar artık var olmadığıma inanıyor, o bendim”

Uğur Mumcu (22.8.1942- 24.1.1993) gazeteci, araştırmacı ve yazar Aslan burcudur. Venüs’ü Aslan’da, Satürn’ü İkizleredir. Ayrıca Plüton ve Chiron Aslandadır. Güneş ve Merkür harita yöneticisidir. Ay zararlı, Merkür ve Jüpiter yücelimdedir. Merkür-Jüpiter sekstil açısı en yakın orbdaki açıdır. Tek su elementi Yengeç’teki Jüpiter’dir. Sapan tip haritanın odak noktasında Oğlak’taki Ay vardır. Gad, Uranüs ve Güneş T-Kare açı kalıbındadır. Ayrıca Şans Noktası, Satürn, Merkür ve Mars da T-Kare açı kalıbındadır. Ay kötücül etkili sabit yıldız Facies ile kavuşumda, Güneş olumlu etkili Rigel ile kavuşumdadır. Mars olumlu etkili Betelgeuse ile, Uranüs olumsuz etkili Zosma ile, Plüton Hamal ile paralel açıda, Gad da Deneb Adige ile kavuşumdadır. Eski inanışa göre Satürn günü doğanların çok çalışkan olduğu söylenir. Uğur Mumcu da bir Satürn günü doğmuştur.

Uğur Mumcu’nun Venüs-Satürn sekstil açısı haritada pek çok gezegenle de altmışlık açı bağı kurar. Geniş ölçekte ele aldığımızda haritasında 14 adet altmışlık açı mevcuttur. Bu da onun çok yönlü, çok bağlantı kuran ve zengin haber kaynaklarına sahip araştırmacı gazeteci-yazar kimliğini vurgular.

İlkeli gazeteciliği, doğru ve dürüst haberciliğiyle Türk okurunun sevgisini ve güvenini kazanan Mumcu hain bir saldırı sonucu hayatını yitirmiştir. İlkeleri ve fikirleri sadık okurlarına ve sevenlerine miras kalmıştır. Meşhur sözü zihinlere kazınmıştır;

“Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz…”

Diğerleri;

Sigmund Freud; Venüs Koç, Satürn İkizler, Halide Edip Adıvar; Venüs Koç, Satürn İkizler, Cathrine Middelton; Venüs Yay, Satürn Kova, Jean Paul Belmondo; Venüs Koç- Satürn Kova, İngmar Bergman; Venüs İkizler-Satürn Aslan, Paul Newman; Venüs Oğlak – Satürn Akrep partil açı, Erkan Baş; Venüs Yengeç-Satürn Başak partil açı, Tom Jones; Venüs Yengeç ®-Satürn Boğa, Cat Stevens; Venüs İkizler- Satürn Aslan, Paul Cezanne; Venüs Kova- Satürn Yay,

Saklı Sekstil;

Nicolaus Copernicus (19.2.1473-24.5.1543) Polonyalı matematikçi, gök bilimci ve ekonomist Balık burcudur. Venüs 6 derece Koç, Satürn 18 derece İkizler’dedir. Başaktaki retro Plüton tek toprak elementi, Jüpiter (Yay)harita yöneticisidir. Merkür ve Venüs zararlı, Uranüs yücelimde olup son düzenleyici Jüpiter’dir. Ay Jüpiter kavuşumu en yakın orbdaki açıdır. Neptün-Mars, Chiron ve Gad T-Karede, Mars, Chiron, Satürn, Plüton ve Neptün Rosetta açı kalıbındadır. Ay kraliyet yıldızı Antares ile, Venüs Alpheratz ile, Uranüs Alphecca ve Acrux ile kavuşumdadır. Satürn ise Arcturus ile paralel açıdadır.

Copernicus evren anlayışımızı değiştiren kişidir. Ondan önce Batlamyus sistemi, Aristoteles’in yeri evrenin merkezi olarak kabul eden görüş egemendir. Yer merkezli sistem aynı zamanda Hıristiyan dinin de benimsediği görüş olduğundan o dönemde bu sisteme karşı çıkmak dine karşı gelmek olarak görülür. Bu nedenle Copernicus sistemini kurarken din adamlarının sıkı engellemeleriyle karşılaşır. Kitapları kilisenin yasakları arasında yer alır. Copernicus teorik bir astronom aynı zamanda rahiptir. Ortaya koyduğu Güneş merkezli sistemi, yer merkezli sistemden farklı kılan temel öğe Batlamyus sisteminin hareketsiz yer (geostatik), Copernicus siteminin hareketli yer (geodinamik) olmasıdır yani yerkürenin döndüğü düşüncesidir. Tıpkı diğer gezegenler gibi yerkürenin de Güneşin etrafında döndüğü gerçeğidir.

Tüm zorluklara rağmen Copernicus, Aristoteles’in Orta çağa egemen olan “Yer Merkezli Evren” görüşünü değiştirmeyi başarır. Anıtsal yapıtı Gök Kürelerinin Harekâtı (De Revolutionibus) 1543 yılında basılır. Bilim tarihi açısından bu yapıt Orta çağ ile Modern çağ arasındaki sınır olarak kabul edilir (2)

Johannes Kepler (27.12.1571-15.11.1630) Alman gök bilimci, matematikçi, astronom ve astrolog Kepler Oğlak burcudur. Geniş ölçekte Venüs (Oğlak)- Satürn (Akrep) sekstil açıdadır. Ayrıca Merkür ve Uranüs de Oğlak’tadır. Ateş elementinde hiç gezegeni yoktur sadece Kad Aslan’dır. Jüpiter (Balık) harita yöneticisi, Mars (Terazi) zararlı konumdadır. Venüs-Jüpiter sekstili en yakın orbdaki açıdır. Güneş-Merkür-Uranüs arasında T-Kare açı kalıbı vardır. Ay, kraliyet yıldızı Aldebaran ile, Satürn, Zuben Elschemali ile, Uranüs Vega ile kavuşum açısındadır.

Kepler Copernicus sitemini düzenleyen ve gezegenlerin hareket yasasını bulan kişidir. Çağdaş astronominin kurucusu olarak görülür. Keşfettiği üç kanunu ortaya koyarak modern gök mekaniğinin temellerini atmıştır. Ünlü üç yasası;

1) Gezegen yörüngeleri daire şeklinde değil elips şeklindedir.

2) Gezegen Güneş’e yakın olduğunda hızı artar, uzak olduğunda hızı yavaşlar.

3) Gezegen periyotlarının karesi ile Güneş’e olan uzaklıklarının küpü birbirleriyle orantılıdır.

Kepler keşfettiği 2 yasayı 1609 yılında Yeni Astronomi (Astronomia Nova) adlı kitabında yayınlar. 3.yasayı ise 1619 yılında Evrenin Uyumu (Astronomia Mundi) adlı eserinde yayınlar. Diğer önemli bir eseri de Copernicus Astronomisinin Özeti (Epitome Astronomiae Copernicanae) dir.

Kepler’in asıl amacı göksel mimarlık olarak adlandırdığı düzenin matematik uyumunu kanıtlamaktır. Gezegenlerin devimini geometrik eğrilerle belirleme yoluna gider. Kepler’e göre gezegenler dev birer mıknatıstır. Kepler astroloji ile de yakından ilgilenir. Bu konuda kaleme aldığı Astrolojinin Kesin Dayanakları (On the More Certain Foundations of Astrology) adlı kitabı bulunur.

“Her canlıya varlığın anlamını veren doğa, bir yardımcı olarak astrolojiyi armağan etmiş ve astronomi ile birleştirmiştir.”

Türkan Şoray (28.6.1945) Türk Sinemasının sultanı Yengeç burcudur. Merkür, Satürn ve Kad da Yengeç’tedir. Geniş ölçekte Venüs’ü 20 derece Boğa, Satürn’ü 13 derece Yengeç’tedir. Kova tipi haritanın sapında Ay (kova) Aslan burcundaki Plüton ile karşıt açıdadır. Plüton aynı zamanda tek ateş elementidir. Harita yöneticisi Venüs olup, Mars, Jüpiter ve Satürn düşüşte, Satürn ile Ay karşılıklı ağırlamadadır. Ay, Mars ve Plüton T-Kare açı kalıbında, Güneş, Neptün ve Gad da T-Kare açı kalıbındadır. Ay, Mars ve Chiron Thor’un Baltası açı kalıbında, Güneş, Satürn ve Kad 3 point stellium kalıbındadır. Satürn gökyüzünün en parlak yıldızı Sirius ve aynı zamanda Canopus ile kavuşumdadır. Güneş Mirzam ile kavuşum, Hamal ile paralel açıda, Jüpiter Denebola ile kavuşumda, Venüs Denebola ile paralel açıdadır. Doğum haritasında en yüksek puanı alan sekstil açılardır.

200’ün üzerinde film çeviren, yurtiçi ve uluslararası pek çok ödül kazanan, Türk halkının gönlünde taht kuran ve “Sultan” unvanıyla taçlandırılan Türkan Şoray yaşayan efsanemizdir. Atilla Dorsay’ın onunla ilgili görüşü;

“En fazla film çeviren ve bu kadar uzun bir süre sinemada var olabilen bir oyuncu olarak dünya sinemasında başka bir örnek yok /Onu erdem, edep, ar, haya gibi sözcüklere, bu günlerde anlamını iyice yitiren “tevazu” kavramına çok yakıştırıyorum. Hala çok utangaç olduğu için, kalabalıklar önünde elleri titrediği için çok seviyorum onu…” (3)

Güneş yengeç-Ay kova olarak Türkan Şoray’ın astrolojik cevabı;

“Ellerimin titremesi kalbimin titremesidir…. Yengeç burcuyum, burcumun özelliği aşırı duygusallık”

Türk sinemasına daha okul çağındayken adım atan ve başlangıçta oldukça acemi olduğunu, abartılı jestlerle oynadığını ancak zamanla daha iyi rol yapmayı öğrendiğini ve de sosyal içerikli filimleri tercih ettiğini itiraf eder;

“Sinemada sadece güzel bir kadın olmanın ötesinde iyi bir oyuncu olmaya kafamı takamam biraz zaman aldı ama benim için dönüm noktası oldu/ Oynamaya çalışmadan oynamak, gereksiz jestlerden kaçınmak… /Oyuncu olmanın kuralı başka biri olabilmek, kendin değil o olmak… oynadığım kadının hayatını yaşıyorum…”

Hem sinema sanatçısı hem de yönetmen olan yetenekli oyuncunun Otobüs Yolcuları adlı filmle başlayan serüveni Vesikalı Yarim, Ana, Cemo, Mine, Berdel, Mahpus, Selvi Boylum Al Yazmalım, Ferhat ile Şirin (Rus-Türk ortak yapımı), Yılanı Öldürseler, Ölü Bir Deniz, Hayallerim, Aşkım ve Sen, Rumuz Goncagül, Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu, Şahmeran vs..

Yönettiği ve oynadığı filimler; Dönüş, Bodrum Hâkimi, Azap,

Unutulmaz dizisi ise Şen Şen ile birlikte oynadığı “İkinci Bahar”

Sinemada çevirdiği filimler kadar “Türkan Şoray Kanunları” ile de nam salar. Seyircisine olan derin saygısını ve vefasını şu sözlerle dile getirir;

“Sinemada başarılı oldumsa bunu halkın gösterdiği sevgiye borçluyum/Sinema hayatı hissettirir. Hayatı tanıtır. Hayatın aynasıdır, bize bizi gösterir, eğiticidir”

Yarım asırlık bir sinema emekçisi olarak sinemanın onun kişisel gelişimi üzerindeki etkisini de açık yüreklilikle dile getirir;

“Bendeki değişimin nedeni sinemanın hayatımdaki gücüydü/Bir sanatçı yaşadığı toplumun sorunlarına duyarlıdır, daha güzel bir dünya için sanat yoluyla mücadele eder”

Türkan Şoray ile Roma Film Festivali ödül töreninde tanışan Donetalla Baglivo, onunla ilgili İtalyan Televizyonu için bir belgesel hazırlar. “Onu dünya tanımalı” diyen belgesel yapımcısının sözleri;

“Türkan Hanım Roma Film Festivalinde ödül verilen ilk Türk oyuncu. Onunla festivalde ödül alırken tanıştım ve güzelliğine âşık oldum. Bütün bu güzelliğine ve başarılı oyunculuğuna rağmen dünyaca ünlü bir star olmamasına şaşırdım… Eğer Türkan Şoray Hollywood ya da İtalyan sinemasının içinde olsa çok büyük bir isim olabilirdi. Çünkü Sophia Loren’den daha güzel, daha sade ve insancıl”

Türkan Şoray’ın iki iri parlak siyah inci gibi gözleri, buğulu bakışları Türk sinemasını temsil edebilecek güçte. Öyle ki usta yönetmen Lütfi Akad ondan gözleriyle oynamasını ister.

“Bütün ifade gözlerinde olacak”

Ferzan Özpetek, “Saturno Contro” filminde Türkan Şoray’ın gözlerine yer verdi denilince sırf bunun için filmi izleme azabına katlandım ve tabii hayal kırıklığına uğradım. Güme gitmiş Türkan Sultanın şahane gözleri demekten kendimi alıkoyamadım. Sipariş üzere film yapanlar şaşmaz biçimde ülkelerinin değerlerine elleri titreyerek silik bir şekilde değiniyorlar.

Türkan Sultanın o efsanevi gözlerini tüm ihtişamıyla perdeye yansıtmak varken bu kadar titrek bir şekilde göstermenin ve “mış” gibi yapmanın psikolojisi herhalde başlı başına bir yazı konusu olur.

Dipnot;

(1) Nikos Kazancıakis

(2) Daha önceki yazılarımızda dile getirdiğimiz gibi burada örnek verdiğimiz kişilerin tam bir doğum haritası analizi yapmadan hayatından kesitler sunuyoruz. Amacımız gerek genel okurların gerekse astroloji eğitimi alanların konu üzerinde daha geniş kapsamlı düşünme ve inceleme yapmasını sağlamak.

(3) Atilla Dorsay’ın, Türkan Şoray ile ilgili “Sümbül Sokağın Tutsak Kadını” adlı kitabı vardır.

Kaynakça;

1) Su Tompkins- Astrolojide Açılar

2) Nicolaus Copernicus -Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine

3) The Royal Oak Foundation- Agatha Christie

4) Arka Blog- Polisiye Edebiyatının Büyük Ustası; Agatha Christie

5) Stefan Zweig- Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar/Casanova

5) Türkan Şoray- Sinemam ve Ben

6) Yavuz Unat- Astronomi Tarihi

7) Solar Fire- Datebase

8) Nazan Öngiden- Özel Harita Arşivi

 

 

 

 

ÖNCEKİ YAZI Hamburger Köftesi SONRAKİ YAZI Gönül Yorgunluğu
Harika Bir Talihsizlik (XII)
Harika Bir Talihsizlik (XII)
12.06.2024 10:52:57
Harika Bir Talihsizlik (XI)
Harika Bir Talihsizlik (XI)
06.06.2024 13:47:20
Harika Bir Talihsizlik (X)
Harika Bir Talihsizlik (X)
29.05.2024 11:37:23
Yorum Yazın