Eylül Esintisi - Harika Bir Talihsizlik (VIII)

Harika Bir Talihsizlik (VIII)

Venüs-Satürn Üçgen Açısı:

“Hayatı sevdiğim için onu tüm renkleri ve tüm boyutlarıyla kabul ediyorum. Sevinçler ve üzüntüler, inişler ve çıkışlar, iyi ve kötü zamanlar, hepsi hayata dahil” (1) 

Üçgen açılar bir parça “tanrının lütfu” gibidir. Hiçbir zorlanma olmadan enerjiler kendiliğinden akar, uyumlu ve ahenklidir. Kişiye gevşeme, genişleme ve büyüme imkânı tanır. Diğer yanıyla fazla rahatlık ve tembellik verebilir.

Venüs-Satürn üçgen açısı bir bakıma kişiye ödül gibidir. Muhtemelen kendisinden önceki kuşakta Venüs-Satürn çatışması tamamen ortadan kalkmasa da kısmen çözülmüştür. Çoğunlukla bu mücadeleyi ondan öncekiler vermiş veya bu sorumluluk ailenin diğer fertlerinden birinin omuzuna yüklenmiştir.

Aslında hemen her ailenin genetik mirasında hem lütuf hem de lanet birlikte bulunur, tıpkı madalyonun iki yüzü gibi. Ancak Venüs-Satürn üçgeniyle doğan kişinin payına lanetten çok lütuf düşer.

Olası en karanlık senaryolardan biriyse kişi lanetin içine doğar ancak buna dayanabilecek bir yapıyla geldiğinden kemikleşmiş sorunla diğerlerinden daha rahat başa çıkabilir zira o donanımla gelmiştir.

Neticede işin içinde Satürn varsa olumlu açılarda bile kişi bu gezegenin gölgelerinden tamamen kendini sıyıramaz sadece olumsuz açılarda olduğu kadar ağır bir tahribat almaz. Sert Venüs-Satürn açılarından biriyle dünyaya gelen kişi dönüp soyağacına baktığında genellikle göreceği şey kendisiyle birlikte dünyaya getirdiği çocuğu veya çocuklarından birinin de benzer açıya sahip olduğudur.

Çünkü bir hayat süresi kemikleşmiş bir sorunu çözmeye kâfi gelmez. Çoğunlukla çözülemeyen sorun ikinci hayata (çocuğunuza) sirayet eder. Ancak iki hayat boyunca gerekli çaba gösterilmiş ve bir bilinç aşaması kaydedilmişse üçüncü hayatta (torununuz) sorunun çözüldüğünü görebilirsiniz.

Bu nedenle size kök söktüren Venüs-Satürn kavuşum, karşıt, kare, birleşmeyen türü açılardan hangisine sahipseniz bu sert açının evrimini en net torununuzun doğum haritasında görebilirsiniz. Bir bakarsınız kare açı üçgene evrilmiş veya kavuşum açısı sekstile dönüşmüş ya da Satürn, Venüs’ü teğet geçmiş. Kısacası torununuz sizin karnenizdir…

Venüs-Satürn üçgen açısının enerjisi yaratıcılığa, yapılanmaya, biçimlendirmeye ve estetize etmeye daha elverişlidir. İnşa etme yeteneği oldukça yüksektir. Hedefe ulaşma ve başarı kazanma şansı daha fazladır. Destekleyici kaynaklara sahiptir. Venüs-Satürn üçgen açısında kişi kendisini besleyen, büyüten ve neşelendiren şeyleri hayatında çoğaltmayı, kendisini hüzünlendiren, kederlendiren, aşağıya çeken şeyleri azaltmayı içgüdüsel olarak bilir.

Kişi sağlam bir karaktere sahiptir. Güvenilir ve sorumluluk sahibidir. Gelenekçi ve muhafazakâr bir kesimden geldiğinden aile değerlerine sadıktır. Ne fazla dışa dönük ne de fazla içe kapanıktır. Çekingenliği ve utangaçlığı ölçülüdür. Kuru kalabalıklar yerine aynı değerleri paylaşan küçük toplulukları tercih eder.

Venüs-Satürn üçgen açısında kişinin ilişki kurma tarzı gerçekçi ve temkinlidir. Tüm ilişkilerine sağlam ve güçlü temeller atarak başlar. Kurduğu ilişkiler dürüst ve ağırbaşlıdır. Sevgisini nasıl ifade edeceğini bilir. Red edilme ve terk edilme travmaları seyrektir. Sevgiyi ciddiye alır. Saygı ve sadakate çok önem verir. Sorumlu ve güvenilir bir eş olur.

Doğası flört etmeye uygun değildir. Günübirlik ilişkiler yerine uzun vadeli ilişkileri tercih eder. Gerçek aşkı bulma şansı diğerleriyle kıyaslandığında daha yüksektir. Yakın ilişkilerinde olduğu gibi dostluk ve arkadaş ilişkilerinde de karmik bağlara sahiptir. İyi günde kötü günde ilişkisine sahip çıkar. Kendine mutlu olma izni verir.

Talepkar değildir ve ilişkinin sorumluğunu yüklenir. İnsanlarla kurdukları tüm ilişkilerde dikkatli ve sağduyuludur. Hatalarından ders almayı ve bir şeyi nasıl kalıcı hale getireceğini bilir şayet getiremezse de sevgisiz bir ilişkinin içine sıkışıp kalmaz. Mantıklıdır, öyle ayağı yere değmeyen hayallere, havada uçuşan fikirlere rağbet etmez. Kolayına saçmalamaz. Güçlü bir iş ahlakına sahiptir ve disiplinlidir. Otorite figürlerine ve üstlerine karşı saygılıdır. Terfi almakta sıkıntı çekmez. Parayı değerlendirme, tasarruf etme ve gayrimenkul yatırımında şanslıdır.

Sert Venüs-Satürn kontakları ile kıyaslandığında ortaklıklar konusuna daha makul yanaşır. Kararlı, istikrarlı, pratik, çalışkan ve üretkendir. Karşılaştığı sorunları hayatın bir parçası olarak kabul eder. Sert açıları olanlara nazaran daha esnek ve mütevazıdır. Bir travmadan sonra kendini yeniden inşa etmeyi ve var oluşuna bir yön vermeyi becerir.

Modern çağın en belirgin endişe kaynağı zamandır. Tüm Venüs-Satürn kontaklarında karşımıza zaman sorunu çıkar. Sadece Venüs-Satürn üçgen açısı kişiye zamanı daha verimli kullanma imkânı tanır. Kötü zamanlama veya kötü şanstan daha az etkilenir. Bir Venüs-Satürn klasiği olan “sevgi-zaman-para” üçlüsünü yönetme konusunda maharetlidir. Zamanın öncesine ve sonrasına şimdinin penceresinden bakabilme bilinci ve bağlanabilme gücü Venüs-Satürn üçgeninin bir nimetidir. Bu nedenle kişi hem geçmiş çağın varisi hem de gelecek çağın habercisi olma niteliği taşır.

Şayet doğum haritasında Satürn’ün Uranüs ve Neptün ile olumlu açıları mevcutsa kişi ezeli ve ebedi bir eşikten bakabilme yani “sonsuzluğun bakış açısıyla” görüp anlamlandırma yeteneğine sahip olabilir. Bu açıya sahip pek çok kişinin önemli işlerde imzası bulunur. Çünkü uzun ve ağır çalışma koşullarına dayanıklı, büyük başarılara ise bağışıktırlar.

Şüphesiz insan ruhunu tanımanın anahtarı sevgidir. Venüs-Satürn üçgeninde kişi “koşulsuz sevgi" anlayışına şüpheyle yaklaşır, diğerleri gibi gözü kapalı dalmaz. Olgun kişinin bu denli çocuksu bir isteğe boyun eğmeyeceğinin bilincindedir. Ona göre kayıtsız şartsız sevgi sadece bebeğe verilebilir. Yetişkin birinin kayıtsız şartsız sevdiğini iddia etmesini samimi bulmaz. O tüm sağlam yapıların bir “alma ve verme"  dengesi üzerine kurulacağına inanır. Roll May’ın deyişiyle;

“Yetişkin biri bizi kayıtsız şartsız seveceğini söylüyor ve buna inanmamızı bekliyorsa kendimizi bu kişiden sakınmalıyız. Zaten yetişkinlerin de kayıtsız şartsız bir sevgiye ihtiyaçları yoktur. Sevginin bu türü çocuklukta doyurulması gereken sonraki yıllarda karşılanması imkânsız olan bir çocukluk ihtiyacıdır”

Venüs-Satürn üçgen açısı olan ünlüler:

Charles Darwin (12.8.1809- 19.4.1882) Evrim teorisi ile sadece yaşadığı çağda değil günümüzde de fırtınalar koparan bilim insanı Kova burcudur (Kova akıl ve bilimden yanadır, görüleceği üzere astrolojik olarak herşey birbirini tutuyor) Venüs (Koç)- Satürn (Yay) ateş üçgenine sahiptir. Ay Oğlak’ta ve Sirius ile paralel açıdadır. Kâse tipi doğum haritasının sapında Mars (Terazi) yer alır ve Ay ile partil karededir. Ay, Güneş, Merkür, Venüs ve Mars zararlı konumdadır. Venüs ile Mars karşılıklı ağırlamada, Merkür düşüştedir. Yücelimdeki Uranüs (Akrep) ise geri gitmek üzere durağan ve Kad’la kavuşumdadır. Uranüs, Balık burcundaki Plüton ile üçgen açıda, sabit yıldız Alphecca ve Acrux ile kavuşumdur. Yay burcundaki Neptün, Venüs ile partil üçgen, Satürn ile kavuşumdur. Aynı zamanda kraliyet yıldızı Antares ile kavuşumdur. Şans Noktası Mirach ile kavuşumdur.

Charles Darwin’in “Türlerin Kökeni” adlı kitabı şüphesiz bugüne değin yazılmış en büyük bilimsel eserlerden biridir. Teorileri uluslararası bilimsel tartışmalara neden olmuş, Batıda düşünsel ve inançsal dönüşümlere yol açmıştır. Darwin ciddi, tevazu sahibi, ibadet eder gibi çalışan, halkla didişmeyi sevmeyen kendi halinde bir bilim insanıdır. Uzun boylu, sessiz, sakin, güvenilir, ailesine ve işine derinden bağlı, kendini bilime adamış ve çevresince takdir gören biridir (Venüs-Satürn üçgen açısısın desteği aşikardır) Victoria döneminde yaşayan Darwin ve ailesi kölelik karşıtlığı ile de tanınır. Büyük babası Erasmus Darwin şair, hekim ve erken evrimci düşünürlerdendir. Diğer büyükbabası ise çömlekçidir. Her ikisinin de sanayi devrimine büyük katkıları olmuştur. Aynı zamanda ailede çok sayıda papaz vardır. Darwin bilimsel bir aile çevresi yanısıra dinsel bir atmosfer içinde yetişmiştir. Böcek bilimi ve jeoloji dersleri almıştır. Darwin’in asıl hayatını değiştiren şey ise uzun deniz yolculuğu olmuştur. Britanya donanmasına ait HMS Beagle ile çıktığı dünya turu 5 yıl sürmüş ve bu deniz yolculuğu onun kişiliğinin şekillenmesine yardımcı olmuştur. Türlerin kökeni adlı kitabında şu ifade yer alır;

“İnsanı hayvandan yaratılmış varlık olarak düşünmek hem daha alçakgönüllü hem bana kalırsa daha doğrudur”

Özel D Defterinde 1838 yılında “Doğal Seçilim” yasasıyla ilgili şu cümle yer alır;

“Doğada bir savaş vardır, bir var olma mücadelesi. Yaşam savaşında ilk önce çoğunlukla en kötü ya da en zayıf organizmalar ölürler, daha iyi, daha sağlıklı ya da daha iyi uyarlanmış olanlarsa hayatta kalır. Yeni nesilleri meydana getirenler genelde bu sağ kalmayı başaranlardır”

Günümüzde din çevrelerince aforoz edilen Darwin aslında dini inançlara son derece saygılı ve ihtiyatlı yanaşır. Devrinin kalıplaşmış dinsel yapılarının çoğuna inancını yitirdiği halde kuramlarını uzun süre yayınlamayı erteleyerek gizli tutar. Ancak bir “ateist” değildir. Aslında hiçbir zaman da bir ateist olmamıştır. Otobiyografisinde din hakkında uzun uzadıya düşündüğünü ve “deist” in kendi hislerini anlatmaya en uygun tanım olduğunu not düşer. Daha sonraları ise kendisini yakın dostu Thomas Henry Huxley’in deyimiyle “agnostik” olarak tanımlar.

Darwin yumuşak kalpli, nazik, ahlaklı ve iyi bir insandır. Meşakkatli çalışmaları sonucu kronik bir rahatsızlığa yakalanır ve uzun yıllar tedavi görür. Ayrıca kendisi de 1. Dereceden yakın kuzeni Emma ile evlendiğinden dünyaya gelen çocukları da genellikle hastalıklı büyümüş iki çocuğu da ölmüştür. Evlat kaybına ve acısına çok duyarlı olan Darvin bu durumu akraba evliliklerine bağlamış ve genetik üzerindeki çalışmalarını hummalı bir biçimde sürdürmüştür.

1844 yılında “Vestiges of the Natural History of Crreation/Yaratılışın Doğa Tarihinin İzleri” adlı evrimci bir kitap anonim olarak yayınlandığında hararetli tartışma ve acımasız eleştirilere yol açar. Darwin’in eski Jeoloji hocası Adam Sedgwick en ağır ve haksız eleştirilerde bulunur. Ona göre bu kitap cahilce, yanlış, kasıtlı ve kanıtı olmayan iddialarla doludur. Öyle ki;

“Onu ancak bir kadın yazmış olmalıydı…”

Aslında yazar bir kadın değil Robert Chambers adında bir erkektir. Adam Sedgwic ateş püskürerek kitaptaki asıl sorun diye devam eder;

“İnsanın kökeni ve insanlığın ahlaki durumu. Vestiges, cenneti, Âdem ile Havva’nın yaratılışını, cennetten kovuluşunu ve nihayetinde tanrıyla akdi yok sayıyor ve orangutandan türediğimizi öne sürüyordu”

Darwin, Vestiges’i okuduğunda kendi savunduğu tezle şaşırtıcı derecede aynı olduğunu görünce ilk kez gerçek bir rakiple karşı karşıya olduğunu anlar. Türlerin Kökeni yayınladığında büyük bir hayranlık kazanır ve büyük bir başarıya ulaşır. 1853 yılında Darwin’e Kraliyet madalyası verilir. Kuşkusuz bu kitap onun baş yapıtıdır. Karl Marx kitabında Türlerin kökeninden söz etmiş ve ona duyduğu saygıyı ifade etmek için “Das Kapital” in 3.baskı tanıtım nüshasını Darwin’e gönderir (2) Yine de Darwin uzun süreli çalışmalarından ötürü feci şekilde zihni meşgul adam “Profesör Uzun” diye alaya alınmaktan kurtulamaz.

Darwin, Türlerin Kökeninde genelde evrimden değil “değişerek türeme” den söz eder. Doğal seçilimin peşi sıra başka bir kavram daha ortaya çıkar “çeşitlenme ilkesi” Darwin insanın kökeni meselesi hakkında tam bir sessizlik içindedir. Aynı şekilde yaşamın ilk kökeni konusundan da uzak durur. Açıkçası ateist olarak tanınmak istemez. Darwin’in kuramına göre organizmalar rastgele değişiyordur. Ona göre çevresine çok iyi uyum sağlamış bir organizma oldukça basit olabilir. Bir böcek de bir insan kadar harika uyarlanmıştır.

Türlerin Kökeninden sonra yazdığı en etkili kitabı “Descent of Man and Selection in Relation to Sex/ İnsanın Türeyişi ve Eşeysel Seçilim” 1871 yılında 2 cilt olarak basılır. Darwin her ne kadar hayvanlar aleminin çoğunlukla dişinin tercihiyle yönetildiğini, dişi tavus kuşunun en süslü erkeği seçerek onun özelliklerini gelecek nesle aktardığını, dişi kuşların eşlerini kur yapma, şarkı söyleme ve yuva kurma becerisine göre seçtiklerini öne sürse de gelişmiş insan toplumlarını ataerkil olarak tanımlayınca bu kez de feministlerin ağır eleştirilerine maruz kalır. Kadınların tümüyle biyolojik edilgen bir rol oynamasını doğallaştırdığı için feministler ona ateş püskürür. Darwin’in kuramları ile ilgili asıl tehlike istismara açık oluşudur. Nihayetinde Darwinizmden çeşitli sosyal, iktisadi ve siyasal görüşler türetilir (3) En bilineni 1933 yılında Nazilerin çıkardığı genetik açıdan hasta neslin önlenmesini öngören “öjeni yasası” dır. Nazilerin uyguladığı öjeni politikası “Aryan Irk” histerisine dönüşünce Yahudi soykırımına neden olur.

Politikacılar ve Teologlar Darwinizmi sakıncalı gördüklerinden (daha doğrusu kafaları basmadığından) eğitim müfredatından çıkarmaya çalışmıştır. Oysa Darwin insanların ilahi bir ruh taşıdıklarına yaşamının sonuna kadar inanır. Ancak doğa kurallarını savunduğu kuramları günümüzde bile ona lanet okunmasının önünü alamamıştır. Ateist olmadığı halde adı ataiste çıkmıştır. Açıkçası Darwin dün olduğu gibi bugün de hem sevilen ve sayılan hem de eleştirilen ve sövülen biri olmaktan kurtulamaz. 73 yaşında ölür ve Londra Westminster Manastırına gömülür (4) Darwin’in fikirleri dünyayı dönüştürmeyi sürdürür;

“Bu gezegen sabit yer çekimi yasasına göre dönüp dururken, çok basit bir başlangıçtan, sonsuz sayıda en güzel ve en harika formlara evrildi ve evrilmeye devam etmekte. Yaşama böylesi bir bakışta bir görkem hissi vardır”

Galileo Galilei (15.2.1564-8.1.1642) Balık burcudur. Venüs’ü Balık’ta, retro Satürn’ü Yengeç’te su üçgenindedir. Merkür ve Plüton’u da Balıkta’dır. Güneş, Merkür ve Plüton 3 point stellium açı kalıbındadır. Güneş, Uranüs ve Neptün T-Kare açı kalıbındadır. Harita tipi lokomotif olup çekici gücü Yay’daki Uranüs’tür. Ayrıca Uranüs ateş elementi tek gezegendir. İkizler’deki Neptün de hava elementi tek gezegen olup Uranüs ile karşıt açıdadır. Merkür, Mars, Satürn zararlı, Ay, Venüs ve Jüpiter yücelimde, Merkür düşüştedir. Güneş, Rigel ve Spica ile paralel açıda, Satürn, Hamal ile paralel açıdadır. Şans noktası da Spica ve Arcturus ile kavuşumdadır.

Fizik, matematik ve astronomi gibi alanlarda çığır açan çalışmalar yapan Galileo, Aristoteles’in yer merkezli (jeosantrik) sisteminin geçerli olmadığını kanıtlayarak yerküremize gezegen hüviyeti kazandırır.

“Tüm gezegenler gibi Yerküremiz de Güneş etrafında hep beraber dönmektedirler”

Galileo teleskobu astronomik amaçla kullanan ilk bilim insanıdır. Teleskop sayesinde yaptığı gözlemlerle yine Aristoteles’in gökyüzünün sonsuz, değişmez ve bozulmaz olduğu, gökyüzünde hiçbir şeyin keşfedilemeyeceği iddiasını çürütür. Ayrıca Venüs’ün safhaları ile Jüpiter’in 4 büyük uydusunu tespit eder (5) Galileo Jüpiter ve uydularını “adeta minyatür bir Güneş sistemi” olarak betimler. Güneş’i de gözlemler ve üzerindeki gölgelerin Güneş lekeleri olduğunu kanıtlar. Galileo, Copernicus sistemini savununca 1616 yılında kilise tarafından Engizisyona çağrılır ve Engizisyon önünde hiçbir şekilde Copernicus’un kuramını savunamayacağını belirterek af diler. Kilise bir bildiri yayınlayarak Galileo’nun savunduğu fikirlerin saçma, yanlış ve inanca ters olduğunu duyurur. Galileo’nun astronomiye dair önemli kitaplarından biri de “İki Büyük Dünya Sistemi Üzerine Konuşmalar” dır. Diyaloglardan oluşan bu eserde Galileo eylemsizlik prensibi ile Aristoteles’in hareket yasası savını da çürütür.

“Doğa, geometrik harflerle (eğrilerle, dairelerle, üçgenlerle) yazılmış bir kitap gibiydi; doğayı anlamak için bu dili bilmek gerekiyordu”

Galileo bu düşüncelerinden ötürü yeniden Engizisyon mahkemesine çıkarılır. Eline tutuşturulan metni diz çökerek okumak zorunda bırakılır;

“Ben Galileo Galilei , geçmişteki tüm yanlış ve aykırı düşüncelerimden ötürü, huzurunuzda kendimi lanetliyor, bir daha öyle saçmalıklara düşmeyeceğime, kutsal öğretiye aykırı hiçbir fikir taşımayacağıma yemin ediyorum”

Galileo’nun mahkemeden çıkarken şu sözleri mırıldandığı rivayet edilir;

“Dünya yine de dönüyor…”

Kitabı yasaklanır ve ev hapsine mahkûm edilir. Artık iyice yaşlanmasına ve görme yetisini kaybetmesine rağmen araştırmalarına devam eder. İkinci büyük yapıtı “İki Yeni Bilim Üzerine Diyalog” adlı eserini gizlice hazırlayarak dostlarının aracılığıyla 1638 yılında Hollanda’da yayımlatır. Bu önemli eserinde Galileo mekanik konusunu matematikselleştirmeyi başarır, düzgün ve sabit ivmeli hareketleri tanımlar ve matematiksel formüllerini verir. 1642 yılında 77 yaşındayken kalp rahatsızlığı nedeniyle hayatını kaybeder. Kilisenin benimsediği Dünya’yı evrenin merkezine koyan (Jeosantrik) anlayışı değiştiren Galileo, Copernicus’un Güneş merkezli (Heliosantrik) anlayışını sağlamlaştırır. Hiç kuşkusuz o tarihe “Dünya’nın evrendeki adresini değiştiren adam” olarak geçer…

Attila İlhan (15.6.1925-10.10.2005) İkizler burcu olup, Venüs’ü Yengeç’te, retro Satürn’ü Akrep’te partil üçgen açıdadır. Oğlak burcunda düşüşte olan retro Jüpiter’i tek toprak elementidir. Harita yöneticisi Merkür, Mars (Yengeç) düşüşte olup Ay (Koç) ile karşılıklı ağırlamadadır. Jüpiter, Ay ve Mars T-Kare açı kalıbında, Jüpiter, Merkür ve Neptün ise Yod açı kalıbındadır. Plüton, Sirius ile kavuşum, Zosma ile paralel açıdadır. Venüs sabit yıldız Alhena ile kavuşumdadır.

Şair, yazar, gazeteci ve senarist olan Atilla İlhan’ın Venüs (Yengeç)-Satürn (Akrep) partil su üçgeni duygularını akıcı bir şekilde şiire dökmesini sağlar. Zengin bir imgeleme gücü, romantizm ve estetik anlayışı yanı sıra yakın tarihimiz, emperyalizme karşı duruş, kurtuluş savaşı destanı, Kuvayı milliye ruhu ve toplumun ümmet aşamasından ulus aşamasına dönüşümü gerek şiir gerekse romanlarında dile gelir. Eserlerinde diyalektik yöntemi ustaca kullanır. Kendisiyle yapılan röportajlarda yalnızlıktan şikayetçi olmadığını çünkü bunun seçilmiş bir yalnızlık olduğunu belirtir. Gökyüzüne, yıldızlara ilgi duyar. Astronomiye meraklıdır. Chopin dinlemeyi sever. Nam-ı diğer “Yalnız Şövalye” olarak der ki;

 “Sonbaharın beni etkilediği kesindir”

Diğerleri;

Jules Verne; Venüs Balık- retro Satürn Yengeç, Albert Camus; Venüs Terazi Satürn İkizler ®, Alois Alzheimer; Venüs İkizler-Satürn Terazi (S), Louis Pasteur; Venüs Oğlak- Satürn Boğa®, Ronaldo Cristiano; Venüs Koç- Satürn Akrep, Prenses Diana; Venüs Boğa- Satürn Oğlak ®,Hermann Hesse; Venüs Yengeç- Satürn Balık®, Gabriel Garcia Marquez Venüs Koç-Satürn Yay, Leonardo Di Caprio  Venüs Akrep- Satürn Yengeç ®, John Travolta; Venüs Balık- Satürn Akrep ®, Heinrich Himmler; Venüs  Aslan-Satürn Yay (29 derece), Louis Vuitton; Venüs 1 derece Başak- Satürn 26 derece Koç, Ricky Martin;Venüs Kova- Satürn İkizler ®, Richard Strauss;Venüs İkizler- Satürn Terazi ®, Tina Turner; Venüs Yay-Satürn Koç ® partil açı, Abraham Lincoln Venüs Koç-Satürn Yay

Saklı Üçgen

Oscar Wilde (16.10.1854- 30.11.1900) Terazi burcu olup Venüs’ü 8 derece Terazi’de, retro Satürn’ü 15 derece İkizler’de. Terazi burcundaki Venüs harita yöneticisidir. Güneş, Jüpiter ve Uranüs düşüşte. Yay burcundaki Mars ile Boğa burcundaki retro Plüton açısızdır. Güneş sabit yıldız Arcturus ve Spica ile Satürn Rigel ile, Merkür Zuben Elgenubi ile kavuşumdadır. Uranüs kraliyet yıldızı Aldebatan ile, Neptün, Achernar ile, Kad olumsuz etkili Capulus ile kavuşumdadır. Wilde’ın doğum haritasında oldukça fazla açı kalıbı mevcuttur;

- Uranüs, Ay ve Merkür arasında T-Kare açı kalıbı,

- Jüpiter, Chiron, Uranüs, Kad ve Asc büyük üçgeni/ Merkür’ün ilavesiyle de Uçurtma açı kalıbı oluşur.

- Satürn, Merkür, Chiron arasında Yod açı kalıbı,

- Chiron, Satürn ve Ay arasında Yod açı kalıbı.

- Chiron, Satürn, Ay ve Merkür arasında Double Yod Key açı kalıbı

- Merkür, Neptün, Uranüs ve As arasında Mistik Dörtgen açı kalıbı,

- Merkür, Neptün, Satürn, Ay arasında Rosetta açı kalıbı

- Güneş, Jüpiter, Uranüs ve Satürn arasında Hele açı kalıbı,

İrlandalı şair ve yazarın güzel bir çehresi, muntazam hatları ve çok uzun boyu vardır. Hayatının en ilginç olaylarından biri doğumuyla başlar. Annesi kız çocuğu beklerken erkek çoğu olarak dünyaya gelir. Annesi kız çocuğu ısrarından vazgeçmeyerek saçlarını uzatır, onu kız çocuğu gibi giydirerek büyütür. Kendisiyle ilgili meşhur bir sözü vardır;

“En güzel eser hayatımdır, ben dehamı hayatıma verdim”

Güzelliğe tapan Oscar’ın Wilde büyüdükten sonra da sade erkek kıyafetleri yerine süslü kıyafetleri tercih eder. İpek çorap, ipek kravat, iri taşlı kravat iğnesi, şeffaf eldivenler kullanır ve redingotunun yakasına orkide takar. Wilde’ın kız çocuğu bakışlı aynı zamanda çalımlı, küstah, neşeli, gururlu ve nüktedan olduğu söylenir.  Niyeti Victoria devrinin o sıkıcı ve cansız ruhunu harekete geçirmektir. Edgar Salters onun için şöyle der;

“Eğer bir fani Allah gibi konuşmaya yeltenmişse, bu Oscar Wilde’den başkası olamaz”

Oscar Wilde eşcinsel olduğu için o dönemde terbiye kaidelerine aykırı fiilde bulunmaktan ötürü tevkif edilir. Kitapları toplatılır, piyesleri iptal edilir, evine el konur. Kürek mahkûmu elbiseleri giydirilir, elleri kelepçelenir ve halk tarafından hırpalanır, tahkir edilir. Victoria döneminin yasaklı yazarı hapis hayatına mahkûm edilir. Frengi neticesinde menenjit olan şair 44 yaşına kadar yaşar. Öldüğünde cenazesinde 6-7 kişi vardır ve halk mezarlığına gömülür. Mahpus yattığı sıkıntılı günlerinde yanına gelen bir idam mahkumunun etkisiyle “Reading Zindanı Balladı” nı kaleme alır.

“Ama gene de herkes sevdiğini öldürür,

Bu böylece biline

Kimi bunu kin yüklü bakışlarıyla yapar,

Kimi de okşayıcı bir söz ile öldürür,

Korkak, bir öpücükle,

Yüreklisi kılıçla, bil kılıçla öldürür!”

Kenau Reeves (2.9.1964) Başak burcu olan sanatçının saklı Venüs’ü 24 derece Yengeç’te, retro Satürn’ü ise 1 derece Balık’tadır. Geniş ölçekte değerlendirdiğimizde Kenau Reeves elementsel olarak su üçgenine, açısal olarak ise birleşmeyen (150 derece) açıya sahiptir. Bu ikili özellik onun doğasına çekilen acılar, yaşanılan sıkıntılar ve bunlara göğüs germe gücünü kendinde bulabilme şeklinde yansır. Güneş, Uranüs’le partil kavuşumda ve haritanın en yakın orbdaki açısıdır. Doğum haritasında Gad (Yay-29 derece) ateş ve Kad (İkizler) hava elementinde hiç gezegen yoktur. Harita yöneticisi Ay (Yengeç) ve retro Merkür (Başak) olup Merkür aynı zamanda yücelimde, Mars (Yengeç) ise düşüştedir. Güneş, Merkür, Uranüs ve Plüton Başak burcunda 4 point stellium açı kalıbındadır.

Kanadalı oyuncu, yönetmen ve müzisyen “Matrix” filmi ile dünya çapında bir üne kavuşur ve “Neo” karakteriyle hafızalara kazınır. Kenau adının anlamı “Dağlarda esen rüzgâr” dır. İngiliz anne ile Çin asıllı Hawaiili bir babanın çocuğu olan ünlü aktörün hayatında pek çok trajik olay vardır. Zor bir çocukluk dönemi geçirir. Babası bir hükümlü, kız kardeşi lösemi hastası, erkek kardeşi hapse girip çıkan biridir. En iyi arkadaşını uyuşturucu bağımlığından kaybettiği gibi hayat arkadaşının ölü bir bebek doğurması ve ardından trafik kazasında hayatını kaybetmesi ünlü aktörü derinden sarsar.

Kenau Reeves’in disleksi rahatsızlığı nedeniyle başarısız bir okul hayatı olur ve gittiği hiçbir liseden mezun olamaz. Milyonlarca dolarlık servetine rağmen oldukça mütevazı bir hayat sürer ve paraya hiç değer vermez. Sokakta yaşayan evsizlerle arası oldukça iyidir. Köşk yerine apartman dairesinde oturur, özel araç yerine toplu taşıma kullanır. Magazine malzeme vermeyi sevmeyen aktör yaptığı iyi işlerle gündeme gelir. Son derece tevazu sahibi, sempatik ve iyi kalpli bir insandır. Hayır işlerini seven aktör Matrix filminden kazandığı paranın büyük miktarını lösemiye karşı mücadele eden hastanelere bağışlar. Özgün bir kişiliğe sahip olan aktör filmlerinde dublör kullanmaz. Dövüş sanatlarında uzmanlaşır. Çok sevilen aktörün Venüs ile Satürn arasındaki su üçgeni adeta onun kişiliğine damgasını vurur.

Diğerleri;

Cüneyt Arkın; Venüs Aslan-Satürn Koç ®, Farah Fawcett; Venüs 26 der Yay, retro Satürn 4 der Aslan, Kraliçe II. Elizabeth; Venüs’ü 14 derece Balık, retro Satürn’ü 24 derece Akrep.

Dipnot:

(1) Frederic Lenoir-Öngörülemeyen Bir Dünyada Yaşamak

(2) Marx’ın ithaf yazısının bulunduğu bu nüsha Darwin’in kitaplığında kalmıştır.

(3) Carl Vogt’un kuramına göre her ırk farklı bir maymundan türemiştir. Beyazlar; şempanzeden, siyahlar; gorilden, doğulular; orangutandan türemiştir.

(4) Darwin’in doğum günü olan 12 Şubat “Dünya Darwin Günü” olarak kutlanır.

(5) Galileo tarafından keşfedilen 4 uydunun adları; Ganymede, Callisto, Io, Europa’dır.

Kaynakça:

1) Adrian Desmond-James Moore- Charles Darwin- T.İş Ban Yay

2) Janet Browne- Türlerin Kökeni-Charles Darwin

3) Galileo Galilei- İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog

4) Yavuz Unat- Astronomi Tarihi/Galileo Galilei

5) Oscar Wilde- Özdemir Asaf’ın kaleminden hayatı ve Reading Zindanı Balladı

6) Attila İlhan-Yalnız Şövalye- Hazırlayan Zeynep Ankara

7) Frederic Lenoir – Öngörülemeyen Bir Dünyada Yaşamak

8) Solar Fire- Database

9) Nazan Öngiden- Özel Harita Arşivi

 

 

 

ÖNCEKİ YAZI Hıdrellez SONRAKİ YAZI Hamburger Köftesi
Harika Bir Talihsizlik (XII)
Harika Bir Talihsizlik (XII)
12.06.2024 10:52:57
Harika Bir Talihsizlik (XI)
Harika Bir Talihsizlik (XI)
06.06.2024 13:47:20
Harika Bir Talihsizlik (X)
Harika Bir Talihsizlik (X)
29.05.2024 11:37:23
Yorum Yazın