Bir yılı daha geride bırakmaya hazırlanıyoruz.

Dönüp geriye baktığımızda o bir yıla,

Acısıyla tatlısıyla,

Güzeliyle çirkiniyle,

Eğrisiyle doğrusuyla,

Ne çok şey sığdığını görüyoruz.

Artık ne ülke gündemini,

Ne de dünyanın gidişatını

Takibe yetişebiliyoruz.

Öylesine tık nefes bir haldeyiz…

Hangi birine üzüleceğimizi,

Hangi birine yanacağımızı

Şaşırmış durumdayız.

Zulüm, vahşet, katliam,

Yalan, talan, pahalılık,

Kara bir bulut gibi tepemize çöktü.

Eski neşemiz, eski tadımız yok.

İyilik ve güzelliklere hasret kaldık.

Ancak koşullar ne kadar zorlayıcı olsa da, 

Siz yine de yeni bir yılı,

Yeni umutlar ve yeni sevinçlerle,

Karşılamaktan hiç vazgeçmeyin.

Yılbaşı ağacınızı keyifle kurup bir güzelce süsleyin,

Altına hediye paketlerinizi yerleştirin,

Karınca kararınca sevdiklerinizin gönlünü alın.

Yaz ve kış yapraklarını hiç dökmeyen,

Hep yemyeşil kalan çam ağacı,

Atalarımıza göre sonsuz bir yaşamın simgesidir.

Bu kadim geleneği yaşatın.

En yakınlarınızla, en sevdiklerinizle,

Mütevazı ama gönülden kurulan mükellef sofralarda,

Sevgi ve dualarla bir araya gelin.

Kadehinizi daha yaşanılası bir dünya için kaldırın.

Bir an için gamı, kasaveti bir yana bırakıp,

Felekten bir gece çalın.

Hoş geldin yeni yıl deyip

Işıltınızı evrene yayın

Çünkü;

Yaşamak ışıldamaktır

Yeni yılınız kutlu olsun.

Eylül Esintisi

Nazan Öngiden & Tuğba Bayram Şeker