Gezegen hizalanması ve yeniay enerjileriyle veda eden cüce şubat ayının ardından mart ayına başladık. Mart ayını gökyüzünde geri gitmek üzere durağanlaşan Venüs ve durağanlaşan Ay Düğümleri ile karşıladık.

Mart ay içinde yılın ilk tutulmaları gerçekleşecek;

14 Mart 2025 günü Tam (total) Ay Tutulması

29 Mart 2025 günü Kısmi (partial) Güneş Tutulması

Tam Ay tutulmasının gerçekleşeceği günün sabah saatlerinde Merkür geri gitmek üzere durağanlaşacak, beraberinde yine Ay Düğümleri de durağan…

Tam Ay Tutulmasında gezegenlerinin konumunu Sideral Zodyak ve Tropikal Zodyak’a göre karşılaştırmalı olarak verdim.

Sideral (Yıldızsal) Sistem:                               Tropical (Mevsimsel)Sistem:

Ay: 29 Aslan (anaretik)                                      Ay:23 Başak

Güneş: 29 Kova                                                 Güneş: 23 Balık

Merkür: 15 Balık                                                Merkür: 9 Koç (S)

Venüs: 13 Balık (R)                                            Venüs: 7 Koç (R)

Dünya: 29 Aslan                                                Dünya: 23 Başak

Mars:24 İkizler                                                  Mars: 18 Yengeç

Jüpiter: 19 Boğa                                                Jüpiter: 13 İkizler

Satürn:28 Kova                                                 Satürn: 22 Balık

Uranüs:29 Koç                                                   Uranüs: 24 Boğa

Neptün:5 Balık                                                   Neptün: 29 Balık

Plüton:9 Oğlak                                                   Plüton: 3 Kova

Kad:3 Balık (S )                                                  Kad: 27 Balık (S)

Ay tutulması haritasına kısaca bir göz gezdirecek olursak;

Tutulma haritasının modeli “Lokomotif” olup çekici gücü Plüton (Oğlak), değişken nitelik ve su elementi ağırlıkta, harita yöneticisi ise Satürn (Kova).

Retro Venüs (Balık) ve Jüpiter (Boğa) karşılıklı ağırlamada olup, Ay (29 Aslan)- Uranüs (29 Koç) ateş üçgeni haritadaki en yakın orbtaki açı. 4 Point Stellium açı kalıbı içinde Güneş+ Satürn; Kova burcu, Neptün+ Kad; Balık burcu enerjileri yer alıyor.

Tam Ay tutulması Aslan burcu sonu Başak burcu başlangıcına yakın bir noktada gerçekleşeceğinden anaretik. Aynı zamanda Ay gökyüzünün en parlak ve en önemli iki sabit yıldızı “Regulus” ve “Spica” arasında tutulacak…

Ayrıca sabit yıldızlardan Capulus (---) Uranüs ile, Scheat, Neptün ile kavuşumda. Ay Tutulmasının göksel grafiği kısaca bu şekilde. Diğer detaylar ise şu şekilde;

Tutulma tarihi ve saati: 13 Mart gecesi ile 14 Mart sabahı, toplam 3 saat 38 dakika sürecek. Kanlı Ay evresi ise 1 saat ve 5 dakika sürecek

Türkiye tarihi ve saati ile Ay tutulmasının zamanı: 14 Mart sabahı, saat 6.57 suları.

Tam Ay Tutulmasının tamamen görüleceği yerler: Kuzey ve Güney ABD (Alaska ve Hawaii Adaları dahil), Batı Avrupa ve Batı Afrika.

Tam Ay Tutulmasının kısmen görüleceği yerler: Avrupa, Kuzey-doğu Rusya, Asya kıtasının çoğu yeri ve Avustralya kıtası.

Tutulmanın özelliği: Ay’ın tamamı Dünya’nın “umbra” adı verilen en karanlık kısmına düşeceğinden kırmızımsı-turuncu renklerde yansır. Dünya atmosferinde kırılan güneş ışığı etkisiyle bu tür tutulmalara “Kanlı Ay” tutulması denir.

Aya az miktarda ulaşan Güneş ışığının bu bakırımsı parıltıları nedeniyle “Kızıl Ay” olarak da geçer. Bu tutulmayı 28 Şubat’ta gerçekleşen yeniay ve gezegen hizalanmasını dikkate alarak değerlendirmek yararlı olacaktır.

Çünkü 28 Şubat’ta 15 derece Kova burcunda gerçekleşen yeniay ve 7 gezegenin hizalanması ile oluşan birleşik etkiler, 14 Mart’taki Kova burcunun 29 derecesinde gerçekleşecek ay tutulmasıyla patlayarak açığa çıkma olasılığı oldukça yüksek.

Kova burcu yöneticisi Uranüs’ün 29 derece Koç burcunda bulunması 29 derecedeki dolunay ile partil üçgeni, Kova ve Koç enerjilerinin oldukça parıltılı ve gürültülü bir şekilde akışını sağlayacak ve bu etkiler kademli bir şekilde 6 aya yayılacak.

Nasıl ki insanın nabız atışları varsa daha büyük ölçekte gezegenimizin de nabız atışları var. Analojik olarak bilim insanları buna “gezegenin kalp atışları” veya “dünyanın nabzı” adını verir.

Normalde gezegenimizin nabız atış hızı 7,83 Hz olarak belirlenmiştir ancak bazı durumlarda nabız atış hızının 14,3 Hz, 20,8 Hz ve 27,3 Hz frekans değerlerine yükseldiği de görülebilmektedir.

Tam Ay tutulmasında son derece güçlü enerjiler serbest kalacağından gezegenimizin nabız atış hızını etkileyebilir. Bu durum anormal doğa olaylarının görülmesine yol açabileceği gibi tüm canlıların fiziksel, zihinsel ve psikolojik devrelerine doğrudan etki edebilir.

Kova burcu/Uranüs enerjileri yıldırımlar başta olmak üzere şimşek, gök gürültüsü, fırtına, hortum, vorteks gibi doğa olaylarını yönetir. Schumann rezonansının oluşmasında farklı etmenler rol oynamakla birlikte bu etmenlerin başında “yıldırımlar” gelir.

Yıldırımlar etrafa elektromanyetik ışınlar aracılığıyla enerji saçarlar. İyonosfer ve yer kabuğu arasında bir dalgalanma meydana getirirler. Yeryüzünde güçlü fırtınalara yol açabilirler aynı zamanda tektonik yer hareketlerini tetikleyebilirler.

Ayrıca atmosferde oluşan yıldırımlar büyük miktarlarda su buharının troposfer katmanına taşınmasına etki eder. Troposferde toplanan su buharının da “sera” etkisine sebep olduğu ve küresel ısınmayı artırdığı bilinmektedir.

Dolayısıyla Schumann rezonansına etki eden faktörler uzun vadede küresel ısınma ve iklim değişikliklerinde rol oynar. Kova burcu ve Balık burcu enerjileri yüksek olan, kanalları açık kişiler bazen gezegenimizin iç sesini, derinlerden gelen çatırtısını işitebilir…  

Tutulmalar mevsimi içinde oluşacak elektromanyetik dalgalar gezegenimizin nabız atışlarını hızlandırdığında bu durum insanlarda uykusuzluk, huzursuzluk, gerginlik gibi bazı psikolojik ve biyolojik şikayetlerin oluşmasına neden olabilir.

Ay tutulmasından en çok sabit burçların son dereceleri; Aslan, Kova, Akrep, Boğa ve değişken burçların son dereceleri; İkizler, Başak, Yay ve Balık burçları   etkilenecektir.

Burçların son dereceleri (29 derece) anaretik olduğundan her şeyden önce bitişleri ve tamamlanışları işaret eder. Hem kişisel hem toplumsal düzeyde ciddi sarsılmalara ve silkinişlere karşılık gelir.

Sert değişimlerin yaşanacağı bu süreçte ezberler bozulacak, eski düşünce ve davranış kalıplarıyla ilerlemenin, yol almanın mümkün olmayacağı görülecektir. Farkındalık kazanmadan, değişmeden, yenilenmeden gelecek inşa edilemeyeceğinden her bireyin mevcut frekans düzeyini yükseltmesi yararlı olacaktır.

Bir ayağı (Aslan) diğer ayağı (Kova) ekseninde yer alan enerjiler bireysel kimlik ve toplumsal kimlik, bireysel şuur ve kolektif şuur gibi birbirinin hem zıttı hem de birbirini tamamlayıcı temaları gündeme getirecektir.

Yeni toplumsal yapılanma ve düzenlemeler zorunlu göründüğünden, toplumsal değişimlere hazırlıklı olmalı, değişimin kaçınılmazlığı idrak edilmelidir. Toplumun ihtiyaçlarını karşılamayan, durmadan geriye saran, yanlış yolda son sürat ilerleyen liderlerin güç yitimine ve otorite kaybına uğrayacağı kesindir.

Ay tutulmaları çoğunlukla ifşaları ve yüzleşmeleri beraberinde getirir. Bu nedenle hayatın önemli dönemeçlerine karşılık gelir. Bir şeylerin artık vakti gelmiştir ve olmasına izin verilmelidir.

Ters yönde direnç, inat ve ısrarla değişime karşı durmak, yenilenmeyi reddetmek büyük kırılmalara yol açabilir. Dolayısıyla ilerlemenin önü kesilmemeli, değişim enerjilerinin akışı engellenmemelidir.

Sağlık açısından düzensiz nabız atışları ve tansiyon, kalp krizleri, beyin kanamaları, aort yırtılmaları, atar ve toplar damar ile kılcal damar sorunları, fıtık felç ve benzeri rahatsızlıklarda artış görülebilir.  

Bu bileşik etkilerin yılın ikinci tutulma mevsimi olan eylül ayına kadar uzanacağını dikkate alırsak bu zaman zarfında enerji sistemimizi gözden geçirip daha üst bir frekansa taşımamız hem kendimiz hem yaşadığımız toplum hem de tüm insanlık için sayısız katkı sağlayacaktır…

Baş döndürücü bir hızla değişen dünyamızda Kova/Uranüs enerjilerinin insanlığa verdiği mesaj son derece yalın fakat keskindir;

“Değişmezsen ölürsün…”

Bir sonraki Ay tutulması 7 Eylül 2025 tarihinde olacaktır.

Esenlikle…

Dipnot:

(1) Schumann rezonansı 1952 yılında fizikçi Winfried Otto Schumann tarafından yeryüzü kabuğu ile atmosferin İyonosfer tabakası arasında meydana gelen doğal titreşim olarak açıklanmıştır. Schumann rezonansıyla ilgili W.O.Schumann’dan önce ilk olarak George Fitzgerald’ın bahsettiği sonrasında Nikola Tesla, Edward Appleton, Miles Barnett gibi bilim insanları tarafından da üzerinde çalışıldığı belirtilir.

Bu rezonansın oluşmasında birçok etmen söz konusu olsa da bu etmenlerin başında “yıldırımlar” gelir. Yıldırımlar düştüğünde İyonosfer tabakası ve yerküre arasında bir yük alışverişi meydana geldiğinden iki katman arasındaki elektriksel potansiyel sıfırlanır. Bilim insanları en çok küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi konularda Schumann rezonansından yararlanırlar.

 Kaynakça;

1) Nazan Öngiden- Yıldızlardaki Malzemedir Harcımızda Var Olan

2) Evrim Ağacı- Dünyanın Kalp Atışları-Schumann Rezonansı Nedir?