Eylül Esintisi - Tek Element ve Sıfır Element

Tek Element ve Sıfır Element

Bir doğum haritasında 4 element her zaman dengeli bir şekilde dağılmaz. Bazı element az, bazı element çok olabileceği gibi bazı element tek, bazı element de sıfır olabilir. Eksik ve fazla olan elementlerin dengelenmesi hususuna geçmeden önce "tek veya sıfır element" üzerinde biraz durmamızda yarar var çünkü bir doğum haritasında tek veya sıfır element çoğunlukla fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkların kaynağıdır. Kişinin bilinçli bir şekilde temas edemediği bir yönüne karşılık geldiğinden bariz bir şekilde kendini görünür kılmaya çalışır. Kişinin doğuştan yoksun olduğu elementi kapatma yeteneği ve doğum haritasında bu dururumu telafi etme yolları her zaman için mevcuttur.

Tek bir gezegen(singleton) tarafından ifade edilen element; bir doğum haritasında tek bir gezegen tarafından temsil edilen element yoğun bir enerji yüküne sahiptir. Böyle bir doğum haritasına sahip kişi tek elementin temsil ettiği konularda kendini doğru ifade etmekte zorlanacağından abartılı ve uygunsuz davranışlar sergileyebilir. Hele ki doğum haritasında tek elementle temsil edilen gezegen bir yarım kürede tek başına duruyorsa tüm dikkatleri üstüne toplar. Başına buyruk hareket ettiğinden haritanın geneli ile bütünleşmekte zorlanır. Ancak diğer yarım kürede kümelenen gezenlerin boş yarım küre ile bağ kurabilmelerinin yolu da gene bu tek başına duran gezegenden geçer. Aksi durumda tek element yoğun bir psişik enerji tuttuğundan doğum haritasının bir nevi vampiri olup çıkabilir. Onun açlığı doyurulamayacak kadar derin olduğundan doyumsuzdur... Genellikle tek element kişide baskın olan sorun ve nevrozların kaynağını işaret eder. Kişi ancak kendini derin bir şekilde tanıdıkça ve sağlıklı bir şekilde geliştirdikçe tek elementi dengelemeye muvaffak olabilir. Öncesinde sebeb-i felaketi olan tek element sonrasında medar-ı iftiharı olabilir, çünkü tek element aynı zamanda kişinin gizli cevherini gösterir. Kişi tek elementi sayesinde bir alana odaklanarak çok başarılı da olabilir. Tek elementi görmezden gelmek, yok saymak onu daha çok azdırır. Bu nedenle tek elementi özgürce akabileceği bir mecraya kanalize etmek kişinin gerilimini düşürüp duyduğu rahatsızlığı azaltacağından iyileştiricidir.

Sıfır gezegen tarafından ifade edilen element; sağlıksız bir şekilde de olsa tek elementin odaklanacağı bir alan vardır oysa hiç bir gezegen ile temsil edilmeyen elementin çıkış yolu kapalıdır. Böyle bir doğum haritasına sahip kişi sıfır elementi telafi edebilmenin bitip tükenmez arayışı içindedir. Sıfır element çoğunlukla doğum haritasında  bir nevi gizli ajan işlevi gördüğünden tahrik edici ve kışkırtıcıdır. Kişide büyük bir rahatsızlık ve huzursuzluk yaratır. Bazen sıfır element haritanın kendi içinde çözüme kavuşur. Gökyüzü nasıl ki durağan değilse doğum haritası da durağan değildir. İlerleyen (progres) haritalarda (1) zamanla gezegenler burç ve ev değiştirerek sıfır elementi tek elemente, tek elementi az elemente çevirebileceği gibi fazla elementi de normalize edebilir. Genellikle kişi sıfır elementin temsilindeki konulardan kaçınma eğilimi gösterirken aynı zamanda sıfır elementi dolaylı yollardan ifade etmeye çalışır. Bilinçsizce "savunma mekanizmaları" geliştirir. Bu mekanizmaların başlıcaları şunlardır;

a) İnkar (denial),

b) Bastrıma (repression),

c) Yansıtma (projection),

d) Yüceltme (sublimation)

e) Telafi (compensation) 

İfade edilemeyen element muazzam bir dinamizme sahip olduğundan kendini açığa vurmak için kişiyi şuursuzca bu savunma mekanizmalarını kullanmaya iter. Kişi kendinde olmayan şey için yanıp tutuşur. Doğası gereği kendinde olmayana yönelir ve kendinde açığa çıkaramadığı özellikleri bir başkasında gördüğünde ona karşı konulmaz bir çekim duyar. Hangi türü olursa olsun genellikle savunma mekanizmaları psiko-terapi ile açığa çıkar ve kişi kendisiyle ilgili bir iç görüye kavuşabilir. Astrolojinin buradaki yeri ve etkisi nedir diye soracak olursanız tek kelime ile çok büyüktür derim... Ne var ki çok az kabul görür. Bilim psikolojiyi bile bir meslek dalı olarak kabul edip kollarına almazken astrolojiye hiç yüz vermez, adeta bir sokak kedisi gibi tekmeler... Astrolojiyi avamın tesellisi kabilinden bir fal saçmalığı olarak alaya alıp hor görür. Bu katı yargıda bulunanların hemen hiç biri zahmet edip astrolojinin ne olduğuna bakma gereği bile duymazken, bu disipline yıllarını veren, derin araştırmalar yapanları da küçümser. Oysa bilimin temel ilkelerinden biri; bir şeyin ne olduğuna karar vermeden önce o şeyi  esaslı bir şekilde incelemektir. Bu temel ilkeyi çiğneyenler hiç farkında olmadan kendi savundukları şeyi kendileri çürütmüş olurlar. Bunda astrolojiyi yanlış ve kötü kullananların hiç mi bir payı yoktur derseniz, vardır elbette ama bu ayrıca ele alınması gereken bir husus olduğundan bir başka sefere saklayalım.

Sözün özü hekim ve astrolog işbirliği psikolojik ve fiziksel sorunlara daha kısa sürede, daha etkin ve daha kalıcı çözüm sağlar. Batı ülkelerinde uzun yıllardır farklı disiplinler birbiriyle koordine hizmet vermesine karşın bizim ülkemizin bu düzeye gelmesine biraz daha zaman vardır... Oysa psikiyatr Carl Gustav Jung' dan, Liz Greene ve daha pek çokları psikolojik sorunların çözümlenmesinde astrolojiden yararlanmış ve bunu itiraf etmekte de bir sakınca görmemiştir.

(1) Progres haritalara ilerleyen yıllarda sitemizde yer verilecektir.

Kaynakça;

1) Nazan Öngiden- Yıldızlardaki Malzemedir Harcımızda Varolan

2) Franklyn Sills - Polarite Terapisi (Dr. R. Stone'nın polarite tedavisi üzerine)

3) Stephen Arroyo - Astroloji, Psikoloji & Dört Element

5) İbn Sina - Oluş ve Bozuluş

6) Tracy Marks - Doğum Haritası Yorumlama Sanatı

 

ÖNCEKİ YAZI Eğilmez Başın Gibi... SONRAKİ YAZI Hiiişt Sessiz Ol!
Venüs'ün Sekiz Yıllık Döngüsü
Venüs'ün Sekiz Yıllık Döngüsü
15.09.2024 14:25:16
Retro Venüs ve Açısız Venüs
Retro Venüs ve Açısız Venüs
05.09.2024 17:11:47
Venüs Transiti ve Progresyonu
Venüs Transiti ve Progresyonu
02.09.2024 13:02:07
Yorum Yazın